Yazılar

Dizinizde bu belirtilerde mutlaka hekime başvurun!

Dizlerimiz vücudumuzun en büyük eklemi olarak her adımda tüm ağırlığımızı taşıyor. Merdivenlerden inip çıkmak,  çömelmek, spor yapmak, hatta oturduğumuz yerden kalkmak bile dizlerimizin karmaşık bir uyum içinde çalışmalarını gerektiriyor. Ancak, bu kadar aktif bir eklem olan dizlerimiz aynı zamanda çokça yıpranmaya da maruz kalıyor. Zamanında önlem alınmazsa ağrı giderek kalıcı hale geliyor ve hareket kısıtlılığı yaşam kalitemizi düşürüyor. Acıbadem International Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, bu nedenle geceleri uyandıran ağrı, şişlik ve hareket kısıtlanması gibi sorunlar geliştiğinde mutlaka bir hekime başvurmak gerektiğine dikkat çekerek, “Dizden gelen her ağrı bir uyarı niteliği taşır. Ağrıyı hafife almak, ‘geçer’ demek diz sağlığını kalıcı biçimde tehdit eder. Çünkü, yıpranma başladığında süreç sessiz ama ilerleyicidir” diyor.

Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre

Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre

Dizlerimizi yıpratan 7 önemli neden!

Vücudumuzun en büyük eklemi olan dizlerimiz yük taşıma ve hareket fonksiyonları açısından kritik bir önem taşıyor. Diz ekleminde menisküsler, bağlar ve eklem kapsülü önemli bir rol oynuyor. Bu sebeple, diz ekleminin diğer eklemlerde olduğu gibi günlük aktivitelerimizi sürdürebilmesi için sağlıklı olması gerekiyor. Ancak bazı etkenler dizlerimizin yıpranmalarına neden olabiliyor. Fazla kilolar,  aşırı fiziksel aktivite, sürekli diz üzerinde iş yapma, sık sık diz çökme, kaslarda zayıflık, sert zeminde yapılan sporlar ve eşlik eden metabolik hastalıklar (diyabet, yüksek tansiyon, kan yağlarının yüksekliği) dizlerimizi yıpratan 7 önemli sebebi oluşturuyor. Bu faktörlerin birlikte görülmesi diz ömrünü önemli ölçüde kısaltıyor. Diz yıpranmasının en büyük sebebinin “fazla kilo” olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, “Her fazla kilo dize binen yükü katlar. Zamanla kıkırdak yüzeyleri aşınır, ağrı ve hareket kısıtlılığı kaçınılmaz hale gelir” bilgisini veriyor.

Ağrı geceleri uykudan uyandırabiliyor

Dizlerde yıpranma süreci; dizin kıkırdak doku kaybı, aşınma, menisküs yırtıkları, dizde eğrilik ve halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit ve geceleri uyandıran ağrılara kadar gidebiliyor. Kireçlenmenin “paslanma” olarak düşünüldüğünü belirten Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, “Gerçekte olan paslanma değil, eskimedir. Dizlerde yıpranma, diz eklemlerinin kıkırdak dokularının aşınması hatta kaybı; diz ağrısı, dizden ses gelmesi, aşırı aktivite sonrasında geceleri uyandıran ağrı, dizin genellikle skoda bacak şeklini alması, dizin iç kısımlarının ağrısı ve hareket kısıtlılığının 90 dereceden fazla olmasıyla kendini belli etmektedir” diye konuşuyor.

“Kendiliğinden geçer” diyerek ihmal etmeyin!

Bazı belirtiler fark edildiğinde “kendiliğinden geçer” deyip ihmal etmemek, ortopedi hekimine danışmak gerekiyor, aksi halde sorun daha da ilerleyerek kalıcı hale gelebiliyor. Bu belirtiler “ağrı, hareket kısıtlılığı, merdivenleri inip çıkmada zorlanma, dizleri otururken bükülü tutmakta güçlük çekme, uçakta bacakları diğer koltuk altına uzatma ihtiyacı, hareket esnasında ağrılı ses gelmesi, namaz kılar pozisyonda oturamama, geceleri uyandıran ağrı, şekil bozukluğu, dizde güvensizlik, takılma, kilitlenme ve şişlik” olarak sıralanıyor.

Alınabilecek ilk önlem: İstirahat

Diz ağrısını geçirmek için uygulanacak yöntemler, altta yatan nedene ve ağrının şiddetine göre değişiklik gösteriyor. Kronik ya da ciddi durumlarda profesyonel tedavi gerekmekle birlikte hafif rahatsızlıklarda hekimin önerisiyle evde uygulanabilecek yöntemler fayda sağlayabiliyor. Bu yöntemlerin başında istirahat ve dizi zorlayan aktivitelerden kaçınmak yer alıyor. Günde birkaç kez 15-20 dakikalık buz kompresi ile diz desteği veya bandaj kullanımı ağrıyı hafifletiyor. Diz ağrısı yaşayanlara kas dengesizliklerini düzeltmeye yönelik egzersiz programları ve ortopedik tabanlıklar veya uygun spor ayakkabılar tavsiye edilebiliyor. Ayrıca doktor önerisiyle steroid içermeyen antienflamatuar ilaçlar kullanılabiliyor.

En önemli tedavi yıpranmayı önlemek

Diz yıpranmalarında en etkili tedavinin sürecin başlamadan önlenmesi olduğunu vurgulayan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, “Erken teşhis, doğru egzersiz ve kilo kontrolü diz sağlığını korumanın temel adımlarını oluşturur. Bu önlemler alınmadığında ağrı kalıcı hale gelir, hareket kısıtlanır ve yaşam kalitesi düşer” sözleriyle uyarıda bulunuyor.

Diz protezlerinin ömrü uzun yıllar sürüyor

Dizlerde artrit, yani eklemlerde iltihap varsa veya bir travmadan sonra iyileşme sürecindeyse kasları güçlendirmek için fizik tedavi öneriliyor. Diz ağrısı olan çoğu hastada ameliyata ihtiyaç duyulmuyor. Ancak ağrı şiddetliyse ve diğer tedaviler işe yaramadıysa, hasarlı bir bağ, kemik kırığı veya şiddetli artrit varsa, ameliyata başvurulabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, dizlerdeki ağrı ve diğer semptomların ayakta durma, yürüme ile diğer hareket etme yeteneğini büyük ölçüde etkilediği durumlarda diz protezi gerekebildiğini anlatarak, “Diz protezleri yaşam kalitesinin artmasını sağlar. Diz artrozu olup protez ihtiyacı olmasına rağmen ameliyatı 5-10 yıl geciktirmek, ‘ne kadar geç olursa o kadar iyi olacağını düşünmek’ doğru bir yaklaşım değildir. Günümüzde son teknolojiler sayesinde diz protezleri uzun yıllar aşınmadan kullanılabilmektedir. Unutmayalım ki dizlerimize 60 yaşında iken 70 yaşından daha fazla ihtiyacımız olacaktır” diyor.

Ülkemizde 50 yaş üzeri her 2 kişiden birinde polip saptanabiliyor

Kalın bağırsakta (kolon) oluşan polipler, sessizce gelişerek zamanla kansere dönüşebiliyor. Türkiye’de 50 yaş üzerindeki her iki kişiden birinde polip saptanabildiğini belirten Acıbadem Taksim Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş “Daha da çarpıcısı, son yıllarda 40 yaş altı bireylerde de görülme sıklığı artıyor. Bunun en önemli nedenlerinin başında; hızlı yaşam tarzı, düşük lifli beslenme, obezite ve genetik yatkınlık geliyor” diyor.

Poliplerin erken dönemde kolonoskopi sırasında sadece birkaç dakikada çıkarılarak kanser riskinin önlenebildiğini, ancak toplumumuzda bu konuda farkındalığın düşük olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şenateş “Ne yazık ki pekçok kişi hala ‘Şikayetim yok, neden kolonoskopi yaptırayım?’ düşüncesine sahip” diye konuşuyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş polipe karşı 8 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Prof. Dr. Ebubekir Şenateş

Prof. Dr. Ebubekir Şenateş

  • Düzenli kolonoskopi yaptırın

45 yaşından (ailesinde risk olanlarda 40) itibaren düzenli kolonoskopi, poliplerin kansere dönüşmeden tespit edilmesini sağlar. Doktorunuzun size özel belirlediği aralıklarla kolonoskopi yaptırmayı ihmal etmeyin. Erken alınan her polip, kanser riskini engeller.

  • Lifli beslenin

Sebze, meyve, tam tahıllar ve bakliyat yönünden zengin diyetler bağırsak florasını dengeler ve polip oluşumunu azaltır. Lifler, toksik maddelerin bağırsakta uzun süre kalmasını önler. Bilimsel çalışmalar, yüksek lifli beslenen bireylerde kolon kanseri riskinin yüzde 30’a kadar azaldığını göstermektedir.

  • Kırmızı eti azaltın

Aşırı kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri (sucuk, salam, sosis) tüketimi, bağırsakta kanserojen bileşiklerin oluşumunu tetikler. Haftada 2 porsiyonun altında tutulması önerilir. Dünya Sağlık Örgütü bu gıdaları “muhtemel kanserojen” sınıfında değerlendiriyor.

  • İdeal kilonuzu koruyun

Prof. Dr. Ebubekir Şenateş “Obezite, özellikle erkeklerde polip gelişimi riskini 2 kat artırır. Vücut kitle indeksini 25’in altında tutmak hem metabolik hem de onkolojik açıdan koruyucudur. 5–10 kg kilo kaybı bile polip riskini anlamlı biçimde azaltabilir” diyor.

  • Sigara ve alkolü bırakın

Tütün ürünleri, bağırsak mukozasında genetik hasarı kolaylaştırır. Alkol de benzer şekilde mukozayı zayıflatır. Uzun süreli içicilerde polip görülme riski yüzde 40 artar. Bırakıldığı andan itibaren risk eğrisi düşmeye başlar.

  • D vitamini ve kalsiyum düzeylerini koruyun

D vitamini, bağışıklık sistemini ve hücre yenilenmesini destekleyerek polip gelişimini engeller. Kalsiyum, zararlı asitlerin bağlanarak dışkı ile atılmasını sağlar. Eksikliği olan bireylerde hekim kontrolünde takviye önerilebilir.

  • Düzenli egzersiz yapın

Fiziksel aktivite, bağırsak hareketlerini düzenler ve inflamasyonu azaltır. Haftada en az 150 dakika orta tempolu yürüyüş, kolon sağlığı açısından koruyucudur. Yapılan çalışmalara göre; aktif yaşam tarzı, polip riskini yüzde 25 azaltır.

  • Bağırsak floranızı koruyun

Probiyotik içeren gıdalar (yoğurt, kefir, fermente sebzeler) bağırsak bakterilerinin dengesini korur. Mikrobiyota bozulması, inflamasyonu tetikleyerek polip zeminini güçlendirebilir. Mikrobiyota dostu beslenme, bağırsak direncinin temelidir.

Yeni nesil teknolojiler erken tanıyı yüzde 20 artırdı

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, son yıllarda kolonoskopide yapay zeka destekli görüntü analiz sistemlerinin devrim yarattığını belirterek şöyle konuşuyor: “Yüksek çözünürlüklü sistemler, polipleri çıplak gözle fark edilemeyecek kadar erken evrede saptayabiliyor. Yapay zeka algoritmaları, endoskopik görüntüde milimetrik değişiklikleri anında analiz ederek “şüpheli lezyon” uyarısı veriyor. Bu sayede hekim, gözden kaçabilecek polipleri anında çıkarabiliyor. Yeni teknolojiler; erken tanı oranlarını yüzde 20’nin üzerinde artırırken, işlem süresini kısaltıyor ve hasta güvenliğini yükseltiyor. Geçmişte kansere dönüşebilecek bir polip, artık birkaç saniyede tespit edilip ortadan kaldırılabiliyor.”

Menopozda sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin

Menopoz, yumurtalıklarda folliküllerin tükenmesiyle hormon üretimi ve adet döngüsünün kalıcı olarak bitmesiyle başlıyor. Bir hastalık değil, doğal biyolojik bir süreç olan menopoz kadınlarda 45-55 yaşlarında başlıyor. Bu süreçte yaşam kalitesi, hormon düzeylerindeki azalma nedeniyle etkilenebiliyor. Her kadında farklı şiddet ve sürelerde görülen menopoz, sadece fizyolojik değil psikolojik ve sosyal etkileri de beraberinde getiriyor. Günlük yaşamın sorumluluklarıyla birleştiğinde bu değişimler kadının yaşam kalitesini zorlaştırabiliyor. Ancak belirtilerin fark edilmesi, düzenli kontrollerin yapılması ve uygun tedavi yöntemleriyle menopoz süreci sağlıklı bir şekilde yönetilebiliyor. Memorial Bodrum Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Nevin Numanoğlu, “18 Ekim Dünya Menopoz Günü” nedeniyle menopoz süreci ve tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi.

Op. Dr. Nevin Numanoğlu

Op. Dr. Nevin Numanoğlu

Yılda Bir Kere Jinekolojik Kontrolle Gidin

Menopozdaki her kadının ihtiyaçları ve şikayetleri farklıdır ve bireysel değerlendirme önemlidir. Menopoz döneminde düzenli sağlık kontrolleri, hem erken teşhis hem de yaşam kalitesinin korunması açısından kritik bir rol oynar. Bu süreçte detaylı öykü ve aile geçmişi alınması, genel sağlık durumunu ortaya koymak için önemlidir. Geniş kapsamlı biyokimyasal testler (kan sayımı, idrar analizi, kan şekeri, lipidler, karaciğer enzimleri) olası risklerin önceden belirlenmesine yardımcı olur. Ayrıca yıllık smear testleri, rahim ağzı sağlığını korumak için aksatılmamalıdır. Mamografi ve meme ultrasonu, meme kanseri açısından erken teşhis imkânı sunarken, düzenli olarak takip edilmesi gereken en önemli tarama yöntemlerindendir. Menopoza girmeden önce görülebilen Kanama düzensizlikleri normal kabul edilmemeli, mutlaka araştırılmak üzere doktora başvurulmalıdır. Yılda en az bir kez yapılan jinekolojik muayene, olası sağlık sorunlarını erken fark etme ve gerekli önlemleri zamanında alma açısından büyük önem taşır.

Düzenli Tedavilerle Menopoz Döneminde Cinsel Sağlığınızı da Koruyabilirsiniz

Menopoz döneminde östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte vajinal bölgede belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Vajinal kuruluk, yanma, tahriş ve ağrılı cinsel ilişki (disparoni) bu dönemde sık karşılaşılan şikâyetler arasındadır. Bu fiziksel değişiklikler zamanla cinsel isteksizliğe ve çiftler arasında iletişim sorunlarına yol açabilir. Uygun vajinal ilaç tedavileri sayesinde vajinal dokunun sağlıklı yapısı korunabilir. Bu tedaviler yalnızca cinsel hayatı rahatlatmakla kalmaz, aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonlarının ve idrar kaçırma şikâyetlerinin azalmasına da yardımcı olur. Düzenli doktor kontrolü ve kişiye özel tedavi planlaması, menopoz döneminde cinsel sağlığın korunmasında büyük önem taşır. Ayrıca bu süreçte yalnızca tıbbi tedavi değil, yaşam tarzı düzenlemeleri de önemlidir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli sıvı alımı ve eşler arasında açık iletişim, menopoz döneminde cinselliğin sağlıklı şekilde devam etmesine katkı sağlar.

Hormon Replasman Tedavisi Menopoz Dönemi Kolaylaştırabiliyor

Menopoz döneminde sık kullanılan yöntemlerden biri olan Hormon Replasman Tedavisi (HRT), kadınların en çok çekindiği tedavi seçeneklerinden biridir. Meme kanseri riskinin gündeme gelmesi endişe yaratsa da, her kadın için bu tedavi sakıncalı değildir. Tedaviye başlanıp başlanmayacağı, fayda ve risk dengesine bakılarak kişiye özel şekilde değerlendirilmelidir. Doğru hasta seçildiğinde HRT, menopoz belirtilerini azaltarak yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabilir. HRT uygulanması uygun olmayan durumlar da vardır. Rahim ve meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda, nedeni açıklanamayan anormal vajinal kanamaları olanlarda, karaciğer hastalıklarında, pıhtı atma riski yüksek olanlarda, şişmanlık, hipertansiyon ve aşırı sigara kullanımı olanlarda HRT önerilmez. Ayrıca kalp krizi öyküsü olan kadınlarda da bu tedavi riskli olabilir. HRT, sıcak basmaları, gece terlemeleri, uykusuzluk, vajinal kuruluk gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen semptomların hafifletilmesinde oldukça etkilidir. Ayrıca osteoporoz riskini azaltarak kemik sağlığını da koruyabilir. Ancak her tedavide olduğu gibi HT’de de düzenli doktor kontrolü ve kişiye özel takip büyük önem taşır. Tedaviye başlanmadan önce ayrıntılı muayene, laboratuvar testleri ve aile öyküsü değerlendirilmelidir.

Sarı noktaya göz içi mercek tedavisi

Günümüzde görme kaybı nedenlerinin başında gelen sarı nokta hastalığının tedavisinde, göz içi teleskopik mercek uygulaması başarılı sonuçlar veriyor.

Kaşkaloğlu Göz Hastanesi hekimlerinden Prof. Dr. Tansu Erakgün, ileri yaşa bağlı olarak görülen sarı nokta (makula dejeneresansı) hastalığının, göz tansiyonu ve şeker hastalığıyla birlikte görme kayıplarına yol açan rahatsızlıklar arasında ilk sıralarda yer aldığını söyledi.

Sarı nokta hastalığında erken tanının önemli olduğunu kaydeden Erakgün, ileri yaş, diyabet, kolesterol ve hipertansiyonun bu hastalığı tetiklediği bilgisini verdi.

Prof. Dr. Tansu Erakgün

Prof. Dr. Tansu Erakgün

ERKEN TANI UYARISI

50 yaşını aşmış veya sarı nokta rahatsızlığı olup, görmesinde bir olumsuzluk hissedenlerin mutlaka bir uzman hekim kontrolünden geçmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Tansu Erakgün, “Sarı nokta hastalığı, retina tabakasında bulunan görme merkezinde yaşa bağlı olarak istenmeyen birikintilerle ortaya çıkar. Hastalığın kuru ve yaş olmak üzere iki tipi bulunur. Kuru tip daha sık görülmekle birlikte asıl görme kaybı, yaş tipte olur. Yaş tip ise kuru tipin zamanla ilerlemesiyle ortaya çıkar. Kuru tip sarı nokta hastalığında yaş tip kadar ani olmasa bile ilerleyici görme kaybı yaşanmaktadır. Tedavisinde C vitamini, E vitamini, çinko, bakır, ve omega 3 içeren takviyeler kullanılır. Yaş tipte ise göz içi iğnelerle tedavi gerçekleştirilir” diye konuştu.

GÖZ İÇİ MERCEK, GÖRME KALİTESİNİ ARTIRIYOR

Kaşkaloğlu Göz Hastanesi hekimlerinden Prof. Dr. Tansu Erakgün bu konudaki gelişmeleri de şöyle özetledi: “Son yıllarda gelişen göz içi mercek teknolojileriyle birlikte özellikle belli evreyi geçmiş kuru tip sarı nokta hastalığında ve tedavisi tamamlanan yaş tipte özel bir müdahaleyle hastalığın olumsuz etkilerini azaltabiliyoruz. Hastanın gözünün içine özel bir teleskop mekanizması içeren mercek yerleştiriyoruz. Ameliyat yaklaşık 15 dakika sürüyor. Bu mercek hastalığı tedavi etmemekle birlikte hasarlı görme merkezinin etrafındaki bölgeyi daha etkin kullanmayı sağlıyor. Görüntüyü bir miktar büyütüp kaliteyi de artırarak görme merkezinin sağlıklı noktalarını çalıştırıyor. Eğer hastanın durumu uygun ise bu operasyon her iki göze de uygulanabiliyor. Bu tedavi için en uygun hastalar % 50 ile % 90 görme kaybı yaşayan kişilerdir. Göz içi teleskopik mercek kalıcı bir uygulamadır. Hastalığın ilerlemesini durdurmaz. Sarı nokta dışında, yüksek miyopi, görme merkezinde delik oluşumu gibi görme merkezini etkileyen farklı hastalıklarda da kullanılır”

Tip 2 diyabet çocuklarda yaygınlaşıyor

Türkiye, Avupada diyabetin en sık görüldüğü ülkelerin başında yer alıyor. Vücudun bütün organ ve sistemlerini bozan bir hastalık olan diyabetin, tedavi edilmediğinde kalp, damar, göz, böbrek ve sinirleri harap ettiğini, cinsel işlevi bozduğunu belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter “ Hipertansiyon, damar tıkanmaları, enfarktüs, inme, kalp yetmezliği, körlük, böbrek yetmezliği en olumsuz sonuçlardır. Kapanmayan yaralara, iyileşmeyen enfeksiyonlara ve bacak ampütasyonlarına yol açabilir” diyor.

Ülkemizde 20-80 yaş arasında diyabetli hasta sayısının 2030 yılında 10,8 milyona çıkmasının beklendiğini, hastalığın artış hızının korkutucu düzeyde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Serter, 4 milyonu aşkın kişinin de prediyabeti yani gizli şekeri olduğunu söylüyor. Tedavi edilmeyen prediyabetin bir süre sonra diyabete ilerlediğini, eskiden sadece yetişkinlerde görülen Tip 2 diyabetin sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve obezite nedeniyle artık çocukluk çağına kadar indiğini söyleyen Prof. Dr. Serter, diyabetten korunmak için 6 etkili önlemi sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Prof. Dr. Rüştü Serter

Prof. Dr. Rüştü Serter

  • Glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak durun

Diyabetten korunmak için alınması gereken en önemli önlemlerden biri; doğru beslenme ile fazla kilo alımının ve aşırı yağlanmanın önlenmesidir. Örneğin; hızla kana karışan karbonhidratları içeren glisemik indeksi yüksek gıdalardan (beyaz ekmek, poğaça, börek, kek, beyaz pirinç vb) uzak durmak gerekir. Risk altındaki bireyler bu konuda eğitim almalıdır.

  • Yemekte karnınızı tıka basa doyurmayın

Alınan toplam kalori önemli kriterdir. Tıka basa doymak yerine açlığın giderilmesi düzeyinde gıda alımı ile yetinmek hedeflenmelidir. Unutmamak gerekir ki; en sağlıklı gıdaların dahi aşırı miktarda tüketilmesi kilo alımına ve yağlanmaya yol açabilir.

  • Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz yaparak (örneğin; hafta içi en az 3 gün 1 saat tempolu yürüyüş) fazla kilo alımı ve aşırı yağlanmanın önlenmesi çok önemlidir. Vücut kaslarının düzenli kullanılması yağlanmayı önleyici en önemli tedbirlerden birisidir. Sıklığı, süresi ve şiddeti belirlenmiş fiziksel aktiviteler egzersiz olarak tanımlanır.

  • Ölçümlerinizi düzenli yaptırın

Ülkemizde 38 yaş üzeri her 5 kişiden birinin diyabet hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Rüştü Serter “Özellikle fazla kilolu bireyler ve ailesinde birinci derece yakınlarında diyabet olanlar yüksek risk grubundadır. Bu kişilerin doktora başvurarak insülin direnci, kan şekeri tablolarını doktorun uygun gördüğü aralıklarla kontrol ettirmeleri erken önlem almak için önemlidir. Ailesinde diyabet öyküsü bulunan kişilerin bir de fazla kiloları varsa risk daha da yüksektir” diyor.

  • Alkolden uzak durun

Alkolden özellikle de aşırı alkol tüketiminden uzak durulmalıdır. Aşırı alkol tüketimi vücutta yağlanmaya yol açarak insülin direnci-prediyabet sürecini hızlandırır.

  • Gerekirse ilaç kullanın

Prof. Dr. Serter “Diyet ve düzenli egzersize ek olarak doktor tarafından gerekli görüldüğünde düzenlenecek ilaç tedavisinin de koruyucu etkisi çoktur ve aksatılmamalıdır. Bütün bu tedbirlerin uygulanmasının ‘ömür boyu sağlıklı yaşam tarzı’ olarak benimsenmesi önemlidir. Bu yaşam tarzından çıkıldığı zaman daha evvel düzeltilmiş olan risklerin hızla geri geleceği unutulmamalıdır. Ayrıca biraz düzelme olunca tedavinin bırakılması çoğu bireyde nükslere yol açmaktadır. Doktorun onayı olmadan hiçbir şekilde tedavi bırakılmamalıdır” diyor.

Prediyabet ve Diyabetin belirtilerine dikkat!

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter “Prediyabet sinsi bir tablo olsa da bazı ipuçları bu konuda uyarıcı olabilmektedir. Gün içerisinde sık acıkmalar, tatlı yeme atakları, yemek sonrası tekrar acıkma, yemek sonrası uyku basması, kilo vermenin giderek zorlaşması bunlardan başlıcalarıdır. Şekerin yükselmesi ile birlikte sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, çok susama, ağız kuruluğu, el ve ayaklarda yanma uyuşma, vücut direncinde düşme, sık enfeksiyona yakalanma görülebilir. Şeker çok yükseldiğinde kilo kaybı başlar” diyor.

Sağlık ürünlerinde tercih marka ve doktor ürünleri

Pazar araştırmaları global lider araştırma şirketi Ipsos; ülkemizdeki hanelerin sağlık bilinci ve satın alma davranışlarını ölçümledi. Bir kurumsal sosyal sorumluluk ilkesi ile doğru ve gerçek bilimsel verileri içeren; Tüketici Sağlığı Paneli verilerini kamuoyuyla paylaştı. 2025 itibarıyla 10 bin haneden oluşan devasa örneklem üzerinden düzenli olarak takip edilen pazarın bilimsel göstergeleri, pandemi sonrası ivmelenen sektörün ulaştığı kritik noktaları ortaya koyuyor. Açıklanan verilere göre; altı aylık dönemde Türkiye’deki her 10 haneden yaklaşık 9’u en az bir tüketici sağlığı ürünü satın alarak, pazarın penetrasyon derinliğini rekor seviyeye taşıdı. Toplamda yaklaşık 173 milyon adet sepet ile sonuçlanan bu yoğun ilgi, sektörün hızla büyüdüğünü ve çeşitlendiğini gösteriyor. Ipsos Tüketici Panelleri, bu dinamik büyümenin iki temel eksende gerçekleştiğini vurguluyor: Yüksek Erişilebilirlik ve Profesyonel Rehberlik. Ürünlerin market raflarına ve online platformlara hızla yayılması, pazarı hızlı tüketim ürünleri (FMCG) dinamiklerine yaklaştırırken; marka tercihlerinde tüketicinin hala yüksek oranda doktor tavsiyesi ile hareket etmesi, bilginin ve güvenin satın alma kararındaki kritik rolünü koruduğuna ışık tutuyor.

Ipsos Türkiye

Bu büyük resmin detaylarına incelendiğinde, pazarın en temel ve yaygın kategorilerinden olan ağrı kesici ürünleri dikkat çekmektedir. Kasım 2024 – Nisan 2025 döneminde Türkiye’deki her 10 haneden yaklaşık 8’i en az bir kez ağrı kesici satın aldığı izlenmiştir. Bu durum pazarın ne denli yaygın ve sürekli bir ihtiyaca yanıt verdiğini göstermektedir. Ancak erişilebilirlikteki bu artışa rağmen, tüketicinin marka seçiminde profesyonel rehberliğe olan bağlılığı bu kategoride zirveye ulaşmaktadır. Veriler, ağrı kesici satın alımlarında her 10 alımın 8’inde marka tercihini doktor tavsiyesinin belirlediğini ortaya koymaktadır. Bu sonuç, ağrı kesiciler gibi doğrudan sağlıkla ilişkili ürünlerde, kolaylık faktörünün ötesinde, uzman görüşünün hala en güçlü güven ve karar mekanizması olduğunu kanıtlamaktadır. Bu yüksek oran, ilgili markalar için doktor tavsiyesi ekseninde oluşturulacak stratejilerin hayati önem taşıdığını net bir şekilde işaret etmektedir.

Ipsos Türkiye

 Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik, araştırma verilerini şöyle yorumladı; 

“Ipsos Tüketici Panelleri olarak, Türkiye’nin tüketici sağlığı trendlerini, 2025 yılı itibarıyla 10 bin haneden oluşan geniş bir örneklem üzerinden düzenli olarak takip ediyoruz. Özellikle pandemi döneminin de getirdiği ivmeyle birlikte, giderek çeşitlenen ve her geçen gün daha fazla hızlı tüketim ürünleri dinamiklerine uygun gelişme gösteren tüketici sağlığı ürünleri, Kasım 2024–Nisan 2025 altı aylık döneminde iki temel unsurla ön plana çıkıyor: İlki, giderek artan çeşitlilik ve marketlerde bile satılır, online kolaylıkla alınabilir hale gelen ürünlerle gelen yüksek erişilebilirlik. İkincisi ise buna karşın hala yüksek oranda doktor tavsiyesi ekseninde şekillenen marka tercihleri Veriler, altı aylık süre zarfında her 10 haneden 9’unun en az bir tüketici sağlığı ürünü satın aldığını gösteriyor. Bu dönemde her 10 haneden 8’i en az bir ağrı kesici ürün; 7’si vitamin veya gıda takviyesi; 6’sı ise dermokozmetik/dermatolojik ürün aldı.

Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik

Yüksek alım oranları, birkaç farklı ürünü birlikte kullanan hane oranının da oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Ağrı kesici alımının ortalama sıklığı, hane başına 5–6 haftada bir gerçekleşiyor. Ancak Türkiye’de 3 milyon hane için bu sıklık, 2 haftada 1 ya da daha yoğun! Ağrı kesicilerde, doktor tavsiyesine bağlı olarak marka seçimi yapmak şaşırtıcı olmasa da, oran %80 ile çok yüksek bir seviyede bulunuyor. Doktor tavsiyesinin yoğunluğu ile birlikte, hanelerin marka sadakati tartışmalı bir başlık; çünkü 6 aylık dönemde yaklaşık 4 kere gerçekleşen alımın 3’ünde birbirinden farklı markalar alınıyor! Bu da hem doktor tavsiyesi oranlarının markalara göre değiştiğini, hem de hanelerin kullanıma bağlı olarak bir sadakat geliştirerek devam etmediklerini gösteriyor. Artık marketlerde bile erişilebilir hale gelen vitamin, gıda takviyeleri ve dermokozmetik/dermatolojik ürünler için hâlâ ana alışveriş kanalı fiziksel mağazalar. Ortalamada 10 alımın sadece biri online kanallardan gerçekleşse de, yıl içinde özellikle Black Friday gibi kampanya dönemlerine bağlı olarak bu oran ciddi yükselişler gösterebiliyor ve dönemsel olarak payını ikiye katlayabiliyor. Bu veri, Türkiye’de tüketici davranışlarının hem fiziksel hem de online alışveriş kanallarında değişkenlik gösterdiğini ve kampanyaların bu geçişleri etkilediğini ortaya koyuyor.” dedi…

Tüketici içeceksiz yemek siparişi veriyor!

Ev dışı yemek siparişlerinde bireyler %38 daha fazla ödeme yapmamak için “içeceksiz” siparişe yöneliyor.

Türkiye’nin hızla büyüyen hazır yemek ve ev dışı tüketim pazarındaki dinamikleri, dünyanın ve ülkemizin lider araştırma şirketi; Ipsos Yeme-İçme Paneli’nin en güncel verileri ile izleniyor. Yapılan araştırmaya göre; tüketiciler artık ev dışı sipariş sepetlerini daha bilinçli yönetiyor. Bu önemli eğilimi Ipsos’sun bilimsel veriye dayalı bireylerin ifade, tutum ve davranışlarının incelendiği panel raporu ile ortaya koyuyor.

Panel sonuçlarına göre, içeceksiz yemek siparişi yükselişteBunun temel nedeni; İçecekli siparişler, ortalama olarak %38 daha fazla ödemeye yol açıyor olması… Bu maliyet farkı, tüketicileri ev dışı tüketim kararlarında “içeceksiz” sipariş vermeye ve bütçelerini optimize etmeye yönlendiriyor. Ipsos verileri, bu stratejik tasarruf eğiliminin sektördeki geleceği nasıl şekillendireceğine işaret ediyor.

Hazır Yiyecek Pazarında Hacim ve Harcama Artışı… Genel tüketim eğilimlerine ilişkin bulguları, pazarın hacimsel ve parasal olarak büyümeye devam ettiğini doğruluyor. Hazır yiyecek ve içecek tüketimleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %3 oranında artış gösterdi. Haziran 2025 dönemi verilerine göre, bir birey ayda ortalama 30 kez hazır yiyecek ve içecek tüketimi gerçekleştirirken, bu tüketimlere toplamda 7.489 TL harcadı. Bu rakamlar, tüketicinin ayda yaklaşık 5 kez ev dışı tüketim yaptığını ve tek seferde ortalama 254 TL ödediğini ortaya koyuyor. Bu yoğunluk ve yüksek harcama, hazır yemek pazarının Türk tüketicisinin günlük yaşamındaki merkeziyetini gözler önüne sermektedir.

Ipsos Türkiye

Tüketim Kanallarında Dağılım Nasıl ? Mekânda tüketim liderliğini sürdürüyor. Tüketicilerin hazır yiyecek ve içecekleri nasıl edindiğine bakıldığında, mekân içi tüketimin ezici liderliği dikkat çekiyor. Yapılan her 100 hazır yiyecek ve içecek tüketiminin 64’ü mekânda gerçekleştirilirken, eve sipariş ve gel-al yöntemleri arasındaki denge de netleşiyor. Eve sipariş yöntemiyle gerçekleşen tüketimlerin oranı %17 iken, tüketicinin mekâna giderek siparişini aldığı gel-al (take-away) yöntemi %19 ile eve siparişin hemen önünde yer alıyor. Bu dağılım, fiziksel mekânların sosyal deneyim ve hızlı ulaşılabilirlik açısından hala pazarın ana damarı olduğunu gösteriyor.

Ipsos Türkiye

Restoran tipleri çoğalıyor… Hazır yiyecek ve içecek tüketimindeki restoran tercihlerinde, genel çeşitlilik geçen yılki seviyelere benzer kalırken, ortalama bir birey Ocak-Haziran 2025 döneminde yaklaşık 7 farklı restoran tipinden tüketim gerçekleştirdi görülüyor. Ancak, tüketim tipleri içindeki paylar önemli bir değişime bir trendin başlangıcına bir yönelimin sinyaline ışık tutuyor.  Geçen yıl tüketimlerde en yüksek paya sahip olan Kebapçılar%19,4’ten %12,1’e düşerek belirgin bir kayıp deneyimlerken, bu düşüşten en çok faydalanan restoran tipi Lokantalar oldu. Lokantalar, payını önemli ölçüde artırarak %15,6’dan %18,7’ye yüksedi ve en üst sıraya yerleşti. Her 100 tüketimden 19’u bu geleneksel mekânlarda gerçekleşti. Bu değişim, tüketicinin tercihlerinde hızlı kebap yerine, esnaf lokantası tarzı daha geleneksel, ev yemekleri ve uygun fiyatlı seçeneklere yöneldiğini ortaya koydu. Kafeler/Tatlıcılar/Fırınlar da paylarını artırarak yükselişe geçerken %9,2’den %10,9’a, Fast Food ve Diğer kategorilerindeki paylar geçen yıla yakın seviyelerde kaldı.

Ipsos Türkiye

Ipsos Türkiye

 Burger Pazarında Kırmızı Et-Tavuk Burgere yeniliyor. Hazır yemek pazarında en yüksek büyüme oranlarından birini yakalayan Hamburgerler %24 büyüme kategorisinde, tüketici tercihleri belirgin bir dönüşüm izleniyor. Türk toplumu ağırlıkla vaz geçemediği tercihi kırmızı et liderliği de sarsılıyor. Genel büyüme verisine göre,Tavuk Burger, kırmızı etin bir adım önüne geçerek popülaritesini artırmış ve pazarın ana itici güçlerinden biri haline gelmiştir. Tüketicilerin bu kategoride hem lezzet hem de maliyet/sağlıklı beslenme algısı açısından tavuk ve vegan alternatiflere yöneldiği söylenebilir.

Ipsos Türkiye

Ipsos Türkiye

 Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik, araştırma verilerini şöyle yorumladı; 

“ Tüketici trendlerine dair en gözleme açık davranışlardan biri de dışarıda yeme-içme konusudur. Ipsos Yeme-İçme Paneli’nin son verileri, Türkiye’de hazır yemek tüketim eğilimlerini inceleyerek bu gözlemlerin verilere dayanan gerçeklerini ortaya koyuyor.

Türkiye’yi cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik statü ve bölge bazında temsil eden, 14 yaş üzeri 3.500 bireyle gerçekleştirilen çalışma sonuçlarına göre Ocak-Haziran 2025 döneminde, kişi başı ayda yaklaşık 5 kez hazır yeme-içme gerçekleştiği ve her seferinde ortalama 254 TL harcandığı görülüyor. Hazır yiyecek ve içecek tüketimi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %3 artıyor. Bireylerin %64’ü bu tüketimlerini mekânın kendisinde gerçekleştirirken, %17’si eve sipariş vermeyi ve %19’u gel-al yöntemini tercih ediyor.

Ipsos Türkiye

Piyasadaki fiyat artışlarına karşılık, tüketicilerin bütçesindeki harcama kısıtları; tüketimde daha uygun alternatifler sunabilen lokantaların liderliği ele geçirmesine neden oluyor: İlk 6 ayda her 100 tüketimden 19’u lokantada, 12’si kebapçı-lahmacuncuda, 11’i ise dönerci-iskendercide gerçekleşiyor. Lokantalardan sonra en büyük pay artışı simitçilerde görülmekte. Pay artışı dikkat çeken hamburgercilerde ise tavuk burger tercihinin kırmızı etin önüne geçmesi, yine ekonomik koşullara bağlanabilecek bir trend olarak öne çıkıyor.
Ekonomik baskı altındaki davranışın bir başka göstergesi de her üç yemekten birine eşlik eden içeceğin giderek yemekten uzaklaşmasıdır: Sadece yiyecek içeren siparişler, içecek eşlikli siparişlere göre %38 daha fazla ödemeye yol açıyor ve bu durum içeceksiz tüketimin artmasına neden oluyor. İçeceklerden elde edilen kârın buradaki ciro kaybını ne oranda karşıladığı, restoranlar için önemli bir araştırma konusu ve olası aksiyon noktası olma niteliği taşıyor.
Tüketiciler, tüketim sayısı olarak henüz hazır yeme sektöründen uzaklaşmasa da bu tüketimin niteliğinin önemli değişimlere uğradığı açık. Bu değişimlerin nasıl devam edeceğini ve kalıcı olup olmadıklarını ilerleyen dönemlerde hep birlikte göreceğiz.

Ekim 2025 burç yorumları

Koç Burcu Günlük Yorumu (21 Mart – 19 Nisan)

6’sında kendinizi gösterin. 28’inde seyahat edin. Bu ay, yeni insanlarla tanışmak veya mevcut ilişkileri güçlendirmek için fırsatlar sunuyor. Güneş, haritanızın ortaklık sektöründe parlak bir şekilde parlıyor ve dinamik bağlantılar kurma şansınızı artırıyor. Ancak 6’sındaki Dolunay, bağımsızlığınızı korumanız için nazik bir hatırlatma görevi görüyor. O gün bir sınır çizmeniz gerekebilir. 13’ünde, Venüs Terazi burcuna girdiğinde romantik hayatınıza tatlılık katıyor. Aşk yükselişte! Bekarsanız, 21’indeki Yeni Ay, yeni biriyle tanışmak veya çevrimiçi flört profilinizi güncellemek için en iyi gün. Neptün 22’sinde Balık burcuna geri döndüğünde içsel rehberliğinizle bağlantı kurun. İç gözlem, aradığınız cevapları size verecektir. Güneş, 22’sinde ortak kaynaklar sektörünüzde yöneticiniz Mars ile aynı hizaya geliyor; bu, finansal durumunuza iddialı bir yaklaşım için mükemmel bir kombinasyon. Gereksiz harcamalardan kaçının, dikkatli yatırım yapın ve güvenliğinizi inşa edin. 28’indeki Mars-Jüpiter üçgeni seyahat için harika. Seyahat tutkunuz coştuysa, pasaportunuzu alın ve o seyahati planlayın! Bir iyi haber daha: Merkür 29’unda 9. evinize girdiğinde uzak diyarlara seyahat etmeyi hedefleyebilirsiniz. Birkaç kısa seyahat moralinizi yükseltebilir. Ancak, acele etmeniz gerekecek; Merkür 9 Kasım’da geri hareketine başlayacak ve planlarınızı suya düşürecek.

Boğa (20 Nisan – 20 Mayıs)

Ekim ayı sizi işte kontrol sahibi yapıyor. Terazi burcundaki Güneş, pazarlık yapmanızı ve motive olmanızı kolaylaştırıyor. Bu özellikler, ekibinizi bitiş çizgisine taşımanızı sağlıyor. 6’sındaki Dolunay, bir günlük izin için ideal. Eğer kendinize ayıracağınız bir gün varsa, bu sizi enerjik tutacak. Yönetici gezegeniniz Venüs, 11’inde Satürn’le karşıt açı yaptığında sevdiklerinizle tartışmaktan kaçının. Bu bir çıkmaza yol açacak. Venüs 13’ünde Güneş’e katıldığında ofis aşkları çiçek açabilir. Bu geçiş aynı zamanda uyumlu bir çalışma ortamını da gösterebilir. Her iki durumda da işinizde seveceğiniz çok şey olacak. Yeni bir iş veya pozisyonla ilgileniyorsanız, 21’indeki Yeni Ay, kendinizi ortaya atmak için en iyi zaman. Aynı zamanda yeni projelere evet demek için yeşil ışık yakıyor. Neptün 22’sinde sosyal çevrenize geri döndüğünde, arkadaşlarınızın güvenilmez olduğu ortaya çıkıyor. İnsanların sizi hayal kırıklığına uğratması sinir bozucu, ama eğer değişim istiyorsanız, sorunu ele almanız gerekecek. Neyse ki Güneş, 22’sinde Akrep burcuna girdiğinde özgüveninizi artırıyor. Aniden, ilişki sorunları üzerinde çalışma cesaretini buluyorsunuz. Haritanızın 29’unda yakınlık sektöründe bulunan Merkür, en zorlu ilişkileriniz için doğru kelimeleri bulmanıza yardımcı oluyor. Bazı insanlar ne kadar zor olursa olsun, konuşarak halledebilirsiniz.

İkizler (21 Mayıs–20 Haziran)

Yönetici gezegeniniz Merkür 6’sında çalışma alanınıza girdiğinde iletişim becerileriniz tam olarak ortaya çıkıyor. Bu size her toplantıda avantaj sağlıyor. Bir anlaşma için pazarlık yapın, iş arkadaşlarınızı motive edin veya beyin fırtınası oturumlarında öncülük edin. 6’sındaki Dolunay, arkadaşlarınızla dışarıda bir akşam geçirmek için harika bir zamanlama. Belki kutlayacak bir zaferiniz olur? Venüs 13’ünde romantik Terazi burcuna girdiğinde gerçek aşk potansiyeli hızlanıyor. Eğer o kişiyle tanışmak istiyorsanız, kendinizi ortaya koyun. Zaten partneriniz mi var? Belki de evlenme teklif etme zamanı gelmiştir! Bir noktaya değinmeniz gerekiyorsa, 20’sindeki Merkür-Mars kavuşumu tartışma becerilerinizi geliştiriyor. 21’indeki Yeni Ay, bir randevu gecesi, nişan partisi veya düğün için ideal. Güneş 22’sinde iş sektörünüze girdiğinde, işteki durumlara dikkat etmeniz gerekiyor. Liderlik etmek zorunda kalabilirsiniz. 29’unda Yay burcundaki Merkür, incelikli kalma yeteneğinizi zorluyor. Barışı korumak istiyorsanız, kelimelerinizi dikkatli seçin. ( İkizler burcu özelliklerimize göz atın .)

Yengeç (21 Haziran – 22 Temmuz)

Bu ay ailenizle meşgulsünüz. Güneş, evde kontrolü size veriyor ve bu sizin için sorun değil. Merkür 6’sında Akrep burcuna girdiğinde okul dönemi tüm hızıyla devam ediyor. Aynı gün, Dolunay kariyerinize olumlu bir ışık saçıyor. İş ve ev hayatını dengelemek zor gibi görünebilir, ama bunu başarabilirsiniz! Venüs 13’ünde vites değiştirdiğinde yuvanızı yeniden dekore edin. Dekorunuzu güncellemek için dört haftanız olacak; belki de tatil dekorasyonlarına erken bir başlangıç? Evinizi alıp satmak için en iyi gün 21’indeki Yeni Ay. İdeal evi bulabilir veya uygun bir anlaşma yapabilirsiniz. Güneş 22’sinde haritanızın gerçek aşk bölümüne girdiğinde romantik bir yükseliş bekleyin. Bekarsanız, bu, flört dünyasına girmek için harika bir zaman. İlişkileri olan Yengeçler için bu geçiş, şöminenin önünde sevgilinizle kucaklaşacağınız tatlı sonbahar akşamları vaat ediyor. Merkür 29’unda Yay burcuna girdiğinde, patronunuzla iletişiminiz gelişecek. Zam veya terfi için pazarlık yapmak için bundan daha iyi bir zaman olamaz. ( Yengeç burcu genel bakışımızı ve ev satın alma ipuçlarımızı ziyaret edin .)

Aslan Burcu (23 Temmuz – 22 Ağustos)

Ekim ayı, yöneticiniz Güneş’in Terazi burcunda atlaması nedeniyle bir işten diğerine koştururken bulabilirsiniz sizi. Bu sizin için yılın her zaman yoğun bir dönemidir, ancak özellikle Merkür 6’sında haritanızın ev bölümünde Mars’ın yanına geçtikten sonra, idare etmekte sorun yaşamıyor gibi görünüyorsunuz. Kraliçe arı modunda olmanızla eviniz tam bir faaliyet kovanı olacak. 6’sı, programınız izin veriyorsa uzun mesafeli bir kaçamak için de harika. Dolunay o gün gökyüzünde yüksekte ve uzak maceralar için olasılıkları aydınlatıyor. Venüs 13’ünde burç değiştirdiğinde aşk dilini akıcı bir şekilde konuşabilirsiniz. Flört etmek veya uzun soneler yazmak için ideal bir geçiş. Pazarlık yapmanız gerekiyorsa, en tatlı kelimeleri de bulabilirsiniz. Güneş 17’sinde Jüpiter’le kare açı yaptığında harcamalarınıza dikkat edin. O zaman dikkatli olmazsanız kaynaklarınızı tüketebilirsiniz. 21’indeki Yeni Ay’da önemli haberler geliyor. Bir fırsat, teklif veya duyuru, bakış açınızı veya gelecek planlarınızı değiştirebilir. Güneş 22’sinde yön değiştirdiğinde aile toplantılarının sorumluluğunu üstlenmeye hazır olun. Sevdiklerinizle ilgili önemli kararlardan da sorumlu olabilirsiniz. Endişelenmeyin, bunu başarabilirsiniz! Merkür 29’unda gerçek aşk bölgenize girdiğinde, büyük ve güzel kalbinizdekileri ifade edebileceksiniz. İster hassas bir konuşma yapıyor olun, ister evlenme teklifi ediyor olun, bunu zarafetle yapabilirsiniz. ( Aslan burcu özelliklerine göz atın .)

Başak Burcu Günlük Yorumu (23 Ağustos – 22 Eylül)

Finansal fırsatlar durumunuzu daha iyiye doğru değiştirebilir. Ekim ayının başında 2. evinizdeki Güneş, daha yüksek kazanç potansiyeline işaret ediyor. Banka hesabınızı doldurmaya yardımcı olan daha fazla yeşil şey çekebilirsiniz. Ancak, yöneticiniz Merkür’ün Jüpiter’le kare açı yaptığı 1’inde bütçenize dikkat edin. Dikkat etmezseniz birikiminizi tüketmeniz çok kolay. Merkür’den bahsetmişken, hilebaz gezegen 6’sında Akrep burcuna geçtiğinde iletişim becerilerinizi geliştiriyor. Bu, karmaşık fikirleri net bir şekilde açıklamanızı sağlar. Bütçenizi 6’sındaki Dolunay ile güncelleyin. Mevcut harcama alışkanlıklarınıza hızlıca bir göz atmak, fazlalıkları azaltmanıza yardımcı olabilir. Venüs 13’ünde para bölgenize girdiğinde daha yalın bir bütçenin tadını çıkaracaksınız. Bu geçiş nakit çekmesinin yanı sıra, aynı zamanda “çok harcayan” bir geçiştir. Yeni bütçenize sadık kalın, paranızı güvenli bir şekilde saklayın. 21’indeki Yeni Ay ile yeni gelir kaynakları ortaya çıkıyor. Bunlar yeni işler, para kazanma fikirleri veya yeni bir ek iş olarak ortaya çıkabilir. Güneş’in 22’sinde haritanızın kısa seyahat bölümüne girmesi, sizi birkaç haftalığına yola çıkarabilir. 29’unda Yay burcundaki Merkür, huzursuz yönünüzü güçlendirerek, evde kalmaktan çok gezmeye ilgi duymanıza neden olur. İyi yolculuklar! ( Başaklar hakkında bilmeniz gereken her şeyi öğrenin. )

Terazi Burcu Günlük Yorumu (23 Eylül – 22 Ekim)

Güneş burcunuzda, karizmanızın yüksek olduğu anlamına geliyor, bu yüzden bolca ilgi bekleyin. Tüm gözler üzerinizde ve hayal kırıklığına uğratmayacaksınız! Para kazanma fikirleriniz, Merkür’ün 6’sında kazanılmış gelir bölgenizdeki Mars’a katılmasıyla meyvesini veriyor. Aniden ilham ve parayla dolup taşıyorsun. 6’sındaki Dolunay’da bir ilişki sona eriyor. Bu ay döngüsü netlik getiriyor, bu yüzden ne olursa olsun, en iyisi olacak. Venüs 13’ünde burcunuza girdiğinde gardırobunuzu güncelleyin, yeni bir saç kesimi yaptırın veya estetik operasyon yaptırın. Her zaman şıksınız, ancak bir yenilik uzun zamandır gecikmiş olabilir. Romantizm için en iyi gece: 14’ü. Venüs, Uranüs ve Plüton ile muhteşem açılar yapıyor ve bu da sürprizler ve daha derin bir bağ getirebilir. 21’indeki Yeni Ay, güzellik uzmanınız veya kişisel stilistinizle randevu almak için ideal. Yeni ve geliştirilmiş bir görünüm özgüveninizi artıracak. Güneş 22’sinde Akrep burcuna girdiğinde daha fazla para kazanmanız mümkün. Sonraki dört hafta gelirinizde bir artış getirebilir. Tatlı bir rahatlama! Merkür 29’unda 3. evinize girdiğinde birkaç yolculuk planlayın. Havalar soğudukça, yerel bir şehre veya plaja kısa bir gezi yapmak moralinizi yükseltecektir. ( Teraziler hakkında daha fazla bilgi edinin .)

Akrep Burcu Günlük Yorumu (23 Ekim – 21 Kasım)

Ay başlarken, yalnızlığa meyilli hissedebilirsiniz. Zodyak’ın yalnız kurdusunuz, bu yüzden bu alışılmadık bir durum değil. Yine de, haritanızın iç gözlem bölümündeki Güneş, sessizliğe olan ihtiyacınızı artırıyor. Rahatsız etmeyin burcunuzu seçin ve sessizliğin tadını çıkarın! 6’sında burcunuzdaki Merkür, uygun sınırlar koymak için doğru kelimeleri bulmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda, Dolunay size iş projelerinizi bitirmeniz için ilham vererek zamanınızı kendinize ayırmanızı sağlar. Merkür 7’sinde Plüton ile kare açı yaptığında önemli müzakerelerden kaçının. O zaman konuşmalar bozulacaktır. Venüs 13’ünde Güneş’e katıldığında gizli bir aşk ortaya çıkar. Bu, gizli bir ilişkiye yol açabilir. Dedikleri gibi: Vegas’ta ne olur! 21’indeki Yeni Ay, huzurlu bir mola için mükemmel. Belki de bir spa günü planlıyorsunuz? Güneş 22’sinde burcunuza girdiğinde Akrep burcu sezonu tüm hızıyla devam ediyor. Dört hafta boyunca parlayan bir yıldızsınız, bu da talep göreceğiniz anlamına geliyor. 29’unda para bölgenizdeki Merkür, her anlaşmayı imzalamak için doğru kelimeleri bulmanıza yardımcı oluyor. Daha yüksek bir gelire ulaşmak için konuşabilirsiniz, bu yüzden kendinizi tutmayın! ( Akrepler hakkında daha fazla bilgi edinin .)

Yay Burcu Günlük Yorumu (22 Kasım – 21 Aralık)

Hava soğumaya başlasa bile sosyal hayatınız aktif kalır. Güneş, Ekim ayının büyük bir bölümünde arkadaşlık sektörünüzde yer alarak yoğun bir parti takvimine yol açar. Ancak Merkür’ün Akrep burcuna geçişi, düşünmek için yalnız kalmaya özlem duymanıza neden olur. Mümkün olduğunca yalnızlık yaratmanız gerekecek. 6’sındaki Dolunay, randevu geceleri için harika bir seçenek. İki kişilik bir masa ayırtın ve kıvılcımların uçuşmasına izin verin! Venüs, 8’inde Jüpiter ile altmışlık açı yaptığında sevgilinizle ikinci bir balayı veya seyahat planlayın. Küçük bir macera yakınlaşmanızı sağlayabilir. Venüs, 13’ünde Güneş’e katıldığında şehirde geçirilen romantik geceler, alevleri canlı tutar. Bekar Okçular için bu, kaynaşmak için olumlu bir zaman olabilir. Dans pistinde kiminle tanışacağınızı asla bilemezsiniz! Lütfen takviminizde 21’ini daire içine aldığınızdan emin olun. Yeni Ay, arkadaşlarınızla özel bir geceyi işaret ediyor. İster bir partiye ev sahipliği yapıyor olun ister harika bir etkinliğe katılıyor olun, iyi vakit geçireceksiniz. Güneş 22’sinde iç gözlem alanınıza yerleştiğinde sakinleşin. Partilerden uzakta geçireceğiniz bir tatil, haftalar sonra başlayacak olan tatil sezonu için sizi harika bir formda tutacak. 29’unda burcunuzdaki Merkür, açık sözlülüğünüzü ön plana çıkarıyor. Zodyak’ın gerçekleri söyleyeni sizsiniz, bu yüzden bunu düşüncelerinizi dile getirme fırsatı olarak değerlendirin. ( Yay burcu profilimize bakın .)

Oğlak Burcu Günlük Yorumu (22 Aralık – 19 Ocak)

Ekim, kariyeriniz için önemli bir ay. Güneş’in itibar sektörünüzdeki varlığı sayesinde spot ışıkları üzerinizde. Sembolünüz olan güçlü Dağ Keçisi gibi, şirket basamaklarını artık kolayca tırmanabilirsiniz. Merkür 6’sında Mars’a katıldığında yoğun bir sosyal takvim de gündemde. 6’sı ayrıca, ev bölgenizde bir Dolunay getiriyor ve bu da bir ev projesinin veya ailevi bir durumun tamamlandığını gösteriyor. Her şey yerli yerine oturuyor ve size çılgınca başarılı olmak için yeşil ışık yakıyor! Venüs 13’ünde Güneş’e yanaştığında olumlu bir tanınma mümkün. Çiçeklerinizi alın ve eğilin! 21’indeki Yeni Ay’da yeni bir pozisyon veya kariyerinizi tanımlayan bir an geliyor. Bu, uğruna çalıştığınız her şeyin bir anda yoluna girdiği an! Güneş 22’sinde haritanızın arkadaşlık bölümüne girdiğinde başarınızı en iyi arkadaşlarınızla kutlayın. Bu partiyi tatil sezonunda da sürdürün. Merkür Yay burcuna girdiğinde insanlar size sırlarını açıklıyor. O güveni kazandınız, çenenizi kapatın. ( Oğlak burcu hakkında daha fazla bilgi edinin .)

Kova Burcu Yorumu (20 Ocak – 18 Şubat)

Uzak kıyılar bu ay sizi çağırıyor. Haritanızın uzun yolculuklar bölümündeki Güneş, seyahat tutkunuzu tatmin etmek için mükemmel bir zaman. Ancak, Merkür 6’sında kariyer sektörünüzdeki Mars’a katıldığında ofis sizi meşgul etmeye çalışabilir. Belki de iş seyahatini keyifli bir yolculukla birleştirmenin bir yolunu bulabilirsiniz? 6’sındaki Dolunay, hızlı bir yolculuk için ideal. Venüs 13’ünde Güneş’e katıldığında seyahatlerinizi romantik hale getirin. Tatil kaçamağı için bir diğer mükemmel gün ise 21’indeki Yeni Ay. Gördüğünüz gibi, ister iş ister aşk için olsun, pasaportunuzu elinizin altında tutmak isteyeceksiniz. Güneş 22’sinde Akrep burcuna geçtiğinde, iş hayatına geri dönüş başlıyor. Bu, itibarınız için dinamik bir 4 haftalık dönemi işaret ediyor. Anlamlı pazarlıklarda hızla liderlik edebilirsiniz. Merkür 29’unda sosyal alanınıza girdiğinde yoğun bir tatil partisi sezonuna hazır olun. Arkadaşlarınızla yapacağınız bir Cadılar Bayramı partisi, kutlamaları hızlandıracak. ( Kova burcunun kişilik özellikleri hakkında daha fazla bilgi edinin !)

Balık Burcu Günlük Yorumu (19 Şubat – 20 Mart)

Güneş, dikkatinizi gerektiren finansal konulara ışık tutuyor. Bütçenizi güncelleyin ve çek defterinizi dengeleyin. Ayrıca, özellikle nakit sıkıntısı çekiyorsanız, ek gelir kaynakları aramak için mükemmel birkaç hafta. Merkür 6’sında seyahat alanınıza girdiğinde, anında yola çıkmak isteyebilirsiniz. Dolunay aynı gün mali durumunuzu aydınlatıyor; kendinize güveniyorsanız, seyahatinizi planlayın. Ancak bu durum finansal bir aksaklığa yol açabilirse, Güneş 22’sinde Akrep burcuna girene kadar bekleyin. Venüs 13’ünde Terazi burcuna girdiğinde şehvetli tarafınız harekete geçiyor. Bir partnerle birleşme dürtüsü güçlü; yakınlaşmaya zaman ayırın ve o kıvılcımların uçuşmasını izleyin! 21’indeki Yeni Ay’da mali danışmanınızla bir randevu ayarlayın. Mevcut durumunuzu gözden geçirin ve birikimlerinizi artırmanın yollarını keşfedin. Merkür 29’unda Yay burcuna girdiğinde iş yerinde iletişiminiz artabilir. Bu, patronunuzu parlak fikirlerinizle etkilemek için bir fırsat, bu yüzden mutlaka konuşun.

İkinci sergi “Harmoni”

Grup karmaşık; minyatür, mozaik, çini, cam, seramik, takı tasarımı, resim gibi farklı disiplinlerde sanatsal üretimler yapan Berin ALPAR, Didem SAKARYA, Gülay YÜKSEL TETİK, Oya ÖZTÜRK KAYA, Özlem CİMİLİ ARCASOY, Sinem Sevim TANAYDIN, Serap Emel CEVER’in bir araya gelmesi ile 2025 yılında kuruldu.

Gurup ilk sergisini “KARMAŞIK” adı ile Mayıs ayında Venüs Sanat Galarisi’nde gerçekleştirdi. İkinci sergisini “HARMONİ” adı ile 18-25 Ekim 2025 tarihleri arasında Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirecektir.

Bizce Harmoni, farklılıkların dengeli bir beraberlik oluşturmasıdır; “aynılık” değil, “uyumlu çeşitlilik” in yaratılmasıdır. Bu birlik, benzerliğin tekrarıyla değil, “farklılıkların dengelenmesiyle” ortaya çıkar. Harmoni, karmaşayı bastırmakla, reddetmekle değil, onu anlamakla, karmaşayı kontrol etmek yerine, onun içindeki düzeni sezgisel olarak keşfetmeyi uygun bulduk.

Gülseren Südor “Timeless & Spaceless”

Galeri Diani, ressam Gülseren Südor’un, doğayı sembolik anlamlarla yükleyerek özel bir unsur olarak öne çıkardığı, son bir yılda ürettiği yapıtlarına yer veriyor.

Südor’un “Timeless & Spaceless” adlı kişisel sergisi 8-29 Kasım 2025 tarihleri arasında izleyicilere açık olacak.

Galeri Diani, Cumhuriyet kadınını temsil eden duayen ressamları ele alınacağı seri sergilerin ilkine Gülseren Südor’ un “Timeless & Spaceless” adlı kişisel sergisi ile başlıyor. Serginin küratörlüğünü, sanatçının bir yıl önceki retrospektif sergisinde de birlikte çalıştığı Telga Südor Mendi üstleniyor.

Yıllardır ürettiği yapıtlarda çini mürekkebi tarama tekniğinin öncülerinden olan Gülseren Südor’un yaşamdan ve doğadan ilham alan yapıtlarından oluşan, “Timeless & Spaceless” Sergisi 29 Kasım 2025’e kadar Pazar ve Pazartesi günleri hariç Galeri Diani’de izlenebilir.

GALERİ DİANİ

Adres: Bostanbaşı Cad. No: 3D, Beyoğlu / İstanbul

Tel: 0533 236 31 34