Ipsos, “Dünyayı Şekillendiren Global Trendler ve Türkiye’deki Yansımaları”
“Trend” kelime olarak; telaffuz edildiğinde söylenirken, yazıldığında kapladığı hacim veya harflere bakıldığında “kibar, sade ve cool” bir kelime olsa da; kelimenin algı ve etki alanına bakıldığında ne kadar geniş bir frekansa sahip olduğu ortadadır. Bu demek oluyor ki; dünyada trendler belirlenirken öyle akşamdan sabaha kurulan anket şirketleri gibi bir gecede oluşturulmuyor… Global ciddi araştırma şirketlerinin, ciddi emek ve yatırımları ile ortaya çıkıyor. Araştırmacılar; yaşam başlığı altında konuşulabilecek her alanı, incelikli detaylarda sorguluyor. Ortaya çıkacak sonuçlar etki, tepki, kapsama gibi sayısız çeşitlilikte inceleniyor. Derinlikli iç görüler, güne ve geleceğe ışık tutan ön görüler rakamlarla buluşuyor. Yaşam tarzları, kültürel, toplumsal, yöresel çeşitlilikte, siyasi ekonomik gelişmeler, kültür sanat akımları, tüketici durumsal – dönemsel tutumlar, beklentiler su yüzüne çıkıyor. Dünyanın önde gelen başarılı araştırma şirketi “ Ipsos” yıllar boyunca uluslararası trendler üzerinde küresel araştırma çalışmalarını başarı ile yürütüyor. Bu bağlamda araştırma şirketi; dünya çapındaki tüketicilerin ve vatandaşların, tutum – davranışlarını analiz etti. Ipsos Global Trends araştırması 23 ülkeden 18 bin kişiyle gerçekleştirildi. Elde edilen verilerinden geçen yıldan bu güne akımı devam eden “Dünyayı şekillendiren 8 temel trendi” i belirledi…
Dünyayı şekillendiren bu trendler şöyle sıralanıyor:
- Elitlerin Krizi
- Gelenekselciliğin Önlenemeyen Yükselişi
- Optimizmin İkiye Ayrılması
- Dikkat Çekme Savaşı
- Yalınlık ve Kontrol Arayışı
- Daha Sağlıklı Bir Dünya
- Jenerasyonlar Arası Gerginlikler
- Belirsizlik Artık Yeni Normalimiz
1.Elitlerin Krizi…
Araştırmanın global sonuçlarına bakıldığında, katılımcıların %71’i “Devletim benim gibi insanların beklentilerini önceliklendirmiyor” diyor. %76’sı ise “Ekonomi zengin ve güçlülerin lehine yapılandırılmış” diyor. Katılımcıların %46’sı ise “Kendi ülkemde bir yabancı gibi hissediyorum” diyor. Türkiye’de de hemen hemen benzer oranlar görülüyor.
Uluslararası kuruluşlara olan güven %38, bankalara olan güven %36 olarak görülürken, siyasi partilere olan güven %16, medyaya olan güven ise %7 olarak araştırma kapsamında ortaya çıkan global sonuçlar arasında yer alıyor.
- Belirsizlik Yeni Normalimiz
Araştırma kapsamında görüşülen dünya çapındaki 18 bin kişinin %82’si gittikçe daha tehlikeli hale gelen bir dünyada yaşadıklarını düşünüyor. Türkiye’den katılımcıların %87’si bu konuda hem fikir… Her geçen gün yeni endişelerin gündeme geldiği görülüyor. Teknik ilerlemelerin hayatlarımızı mahvedeceğini düşünenlere baktığımızda Milenyum ya da Y Kuşağı olarak adlandırdığımız jenerasyonun bir tık daha endişeli olduğunu görüyoruz. Y Kuşağının %53’ü, X Kuşağının %49’u ve Baby Boomers diye adlandırılan 1946- 64 arası doğumluların %46’sı teknik ilerlemelerin hayatımıza zarar verdiği konusunda hem fikir.
- Dikkat Çekme Savaşı
1980’lere baktığımızda tüketicilerle buluşulan mecralar bir elin parmaklarını geçmezken günümüzde tüketiciler onlarca kanaldan mesajlar almaktadır. Mesaj alınan kanalların artışı dikkat çekme savaşını da beraberinde getirmiştir.
Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt konuyla ilgili şunu söylüyor: “dikkat dağıtma seviyesi, bilginin ezici derecedeki hızı aslında bilincimizi de etkiliyor.” Araştırmaya Türkiye’den katılan bireylerin %66’sı bugünlerde sürekli ekranlara baktıklarını söylüyorlar.
Öte yandan reklamlara baktığımızda ise araştırmaya katılan global tüketicilerin %75’i maruz kaldıkları reklamların kendileriyle ilgili olmadığını belirtiyor. Yine global katılımcıların %57’si Reklam Engelleyici (Ad Blocker) kullandıklarını söylüyor. Türkiye’de de bu oran aynı.
Yalınlık ve Kontrol Arayışı
Araştırmaya katılanların %66’sı “Keşke daha sade bir hayatım olsa” diyor. Türkiye’nin % 60’ı da bu konuda hem fikir.
- Gelenekselciliğin Önlenemeyen Yükselişi
Türkiye’de “Geçmişe Özlem Duymak”, Türkiye’yi Anlama Kılavuzu Araştırmalarında da ortaya çıkan güçlü bir trend. Bu global çalışmada da benzer sonuçlarla karşılaşıyoruz. Global Trends Araştırmasına katılan global katılımcıların %50’si “ülkemin geçmişte olduğu gibi olmasını isterdim” diyor, Türkiye’den katılanların %58’i de aynı dilekleri paylaşıyor.
Global katılımcıların %80’i “Gelenekler toplumun önemli bir parçasıdır” söylemine katıldığını belirtiyor.
Kadın konusunda ise gelenekselci düşüncelerden bir nebze olsa uzaklaşıldığı görülüyor. Global katılımcıların sadece %37’si “kadının toplumdaki rolü iyi anne ve eş olmaktır” söylemine katılıyor. Bu söyleme katılanların oranı Türkiye’de %47, %50 ise buna katılmıyor.
Yine global katılımcıların %57’si “kadınlar devlet ve şirketlerde daha çok sorumluluk alan konumlarda yer alırlarsa bazı şeyler daha iyi işler” konusuna katılıyor. Bu konuya Türkiye %72 ile daha çok destek veriyor.
- Jenerasyonlar Arası Gerginlikler
Araştırma kapsamında global katılımcılara “Günümüz gençliği gelecekte ailelerinden daha iyi mi yoksa daha kötü bir hayata mı sahip olacak?” diye sorulduğunda Türkiye’den katılımcıların sadece %37’sinin daha iyimser bir bakış açısına sahip olduğu görülüyor. Bir sonraki jenerasyonun daha iyi bir yaşamları olacağına dair inanç diğer ülkelerde de genel olarak düşük görülmekle birlikte, Çin (%78), Peru (%66), Hindistan (%65), Endonezya (%63) ve Brezilya (%56) bu konuda en optimist ülkeler olarak görülüyor.
- Daha Sağlıklı Bir Dünya
Ipsos Global Trends araştırmasına göre insanlar sağlıklı yaşam konusunda git gide daha hassas düşünür hale geldiler. Sağlıklı yaşamın ise sağlıklı yemek yemekten geldiğini dünya artık benimsemiş durumda gözüküyor. Araştırma kapsamında “Sağlığımı iyi tutmak için en önemli şey doğru yemek yemektir” konusunda hem fikir olanların oranı global katılımcı nezdinde %80 olurken, Türkiye ise %84 ile sağlıklı yemek yemenin önemli olduğu konusunda hem fikir olduğunu belirtiyor. Katılımcılara kilonuzdan memnun musunuz diye sorulduğunda ise Türkiye’den katılımcıların %43’ü memnun olduklarını beliren %40’ı ise memnun olmadıklarını belirtiyor.

