MLP CARE0. HASTANESİNİ PENDİK’TE AÇTI

MLP CARE 25. YILINDA 30. HASTANESİNİ PENDİK’TE AÇTI

 MLP Care, 25. kuruluş yıldönümünde 30. hastanesini Pendik’te hizmete geçirdi.

 

Medical Park, Liv Hospital ve VM Medical Park markalarını bünyesinde barındıran MLP Sağlık Hizmetleri (MLP Care) Türkiye genelindeki 30’uncu hastanesini İstanbul Pendik’te açtı. Türkiye’nin yedi bölgesinde sağlık zincirinin halkalarını çoğaltmaya devam eden MLP Care, şimdi bu zincire İstanbul Anadolu Yakası’ndaki ikinci yatırımı olan VM Medical Park Pendik Hastanesi’ni ekledi.

 

VM Medical Park Pendik Hastanesi, dünya standartlarında ileri tanı ve tedavi yöntemleri, hasta odaklı kusursuz otelcilik hizmetleri ve çoğunluğu akademisyenlerden oluşan uzman hekim kadrosu ile hizmet vermeye başladı. VM Medical Park Pendik Hastanesi Kocaeli, Bursa, Samsun ve Florya’dan sonra “VM” adını taşıyan beşinci hastane oldu.

 

MLP Care Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Muharrem Usta, 25 yıl önce bir klinikle başlayan sağlık yolculuğunda bugün Türkiye’nin en geniş sağlık zincirine ulaştıklarını belirtti. Uluslararası standartlarda sağlık hizmeti almanın her hastanın hakkı olduğu bilinciyle 25 yılı geride bıraktıklarına işaret eden Usta, “Sağlık hizmetlerimizdeki kalitemizden ödün vermeden farklı konseptlerle hizmet vermeye özen gösteriyoruz. Bu da MLP Care’in özel sağlık hizmetleri sağlayıcıları arasında farklı bir konuma oturmasını sağlıyor” dedi.

 

MLP Care’in geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği halka arz ile Türkiye sağlık sektörünü borsada temsil etmeye başladığına da işaret eden Muharrem Usta, “İnanıyorum ki, sektörün kurumsallaşması, yurt dışından yatırımcı ilgisinin artırması için köprü ve vesile olacağız. Ayrıca güçlendirdiğimiz yapımızla önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin farklı illerine sağlık hizmeti ulaştırmaya devam edeceğiz. Bu bizim için hem önemli bir sorumluluk hem de kıvanç kaynağı” şeklinde konuştu.

 

Böbrek kanserlerinin %25’i ileri evrede teşhis ediliyor

Ailesinde genç yaşta böbrek kanseri gelişen kişilerde risk üç kat daha fazla

Böbrek kanserlerinin %25’i ileri evrede teşhis ediliyor

Böbrek kanseri Türkiye’de erkeklerde 100.000 kişide 6,3, kadınlarda ise 100.000’de 3,5 oranında görülüyor ve sıklık açısından tüm kanser türleri arasında sekizinci sırada yer alıyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, 4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle önemli bilgiler vererek, %25 oranında ileri evrede teşhis edilen böbrek kanseri konusundaki toplumsal farkındalığın yeterli seviyede olmadığına işaret etti. Yenilikçi tedavi yöntemlerinin ise böbrek kanserine karşı sürdürülen mücadele için umut verici olduğunun altını çizdi.

Böbrek hücrelerinin kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkan bir hastalık olan böbrek kanseri genellikle böbrek bölgesinde ağrı, idrarda kanama veya ele gelen şişlik şeklinde kendini gösteriyor. Hastalığın teşhisi genelde bu yakınmalar nedeniyle, bazen de başka bir rahatsızlık nedeniyle yapılan karın bölgesi görüntülemeleriyle konuyor.Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş böbrek kanserinin en yaygın belirtilerini şöyle özetledi: “Özellikle böğür bölgesinde çok şiddetli olmayan ağrılar, idrarda kanama ve böbrek bölgesinde şişlik en sık belirtilerdir. Bu yakınmalar karın içerisindeki çoğu hastalıkta görülse de, özellikle idrarda kanamayla birlikte seyrettiğinde böbrek tümörlerinden şüphelenmek gerekir. Eğer tümör kemik, akciğer, beyin gibi organlara sıçrama göstermiş ise bu yayılıma bağlı olarak öksürük, balgamda kan, kemik ağrıları ve beyin tutulumuna bağlı rahatsızlıklar da görülebilir. Bunun yanı sıra kansere bağlı olarak tüm kanserlerde görülebilecek halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtiler böbrek kanserinde de görülebilir.”

Ailesinde genç yaşta böbrek kanseri gelişen kişilerde risk üç kat daha fazla
Böbrek kanserinin ABD ve Avrupa ülkelerinde biraz daha sık görüldüğünü ancak diğer bazı kanser türlerindeki gibi belirgin bir bölgesel farklılığın olmadığını belirten Prof. Dr. Mahmut Gümüş, böbrek kanserinin genetik geçiş özellikleri konusunda şunları söyledi: “Ailesinde özellikle genç yaşta böbrek kanseri gelişenlerde böbrek kanseri gelişme riski normal kişilere nazaran yaklaşık üç kat artmıştır. Hastalığın oluşumunda özellikle genetik bozukluklar rol almakla birlikte bu hastalığın irsi olarak geçiş göstermesine yol açmamaktadır. Diğer kanserlere benzer şekilde, böbrek kanseriyle ilişkili genetik sendromlar tüm böbrek kanserlerinin %4 ila 5’ini oluşturmaktadır.”

Tedavideki gelişmeler sayesinde böbrek kanseri artık “ölümcül” değil “kronik”bir hastalık
Prof. Dr. Mahmut Gümüş böbrek kanseri tedavisindeki gelişmeler konusunda şu bilgileri verdi: “Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar bu hastalıkta tedavi olanakları hayli kısıtlı iken, günümüzde çok farklı hedefe yönelik ilaçlar böbrek kanserinin tedavisinde yerini almıştır. Böbrek kanserinin oluşum mekanizmalarının anlaşılmasıyla bu sürecin baskılanmasına yönelik ilaçlar tedavideki yerlerini almışlardır. Genelde ağız yoluyla alınan bu tedavilerle böbrek kanseri artık ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp kronik hastalıklar arasında sayılmaya başlanmıştır. Ayrıca yine son yıllarda bağışıklık sisteminin aktivasyonu üzerinden etkili olan immüoterapi yaklaşımları da gelecek için ümit vadetmektedir.”

Böbrek kanserlerinin %25’i ileri evrede teşhis ediliyor
Böbrek kanserinin kesin tedavisinin, tümörlerin erken dönemde saptanıp, ameliyatla vücuttan uzaklaştırılması olduğunu belirten Prof. Dr. Mahmut Gümüş, böbrek kanseri vakalarının yaklaşık %25’inin ileri evrede tanı alması nedeniyle tedavi seçeneklerinin azaldığını belirtti ve ekledi: “Bu oran özellikle farkındalığın artması ve ülkemizdeki sağlık hizmetlerinde sağlanan iyileşmeler sayesinde azalmaktadır. Bu nedenle özellikle sigara içilmemesi veya içiliyorsa bırakılması gibi hastalıktan koruyucu önlemler önem kazanmaktadır. Ayrıca böbrek bölgesinde ağrı ve idrarda kanama ve renk değişikliği fark edilmesi durumunda doktora başvurmakta yarar vardır. Özellikle şişmanlık ve buna yol açan beslenme tarzı, yağlı ve kızarmış yiyeceklerin böbrek kanseri gelişimine katkısı olabilir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi şişmanlığa yol açacak yağdan ve karbonhidrattan zengin beslenme ve bunun sonucu oluşan şişmanlık hemen hemen tüm kanserlerin gelişmesi için bir risk faktörüdür. Burada değinilmesi gereken daha önemli bir konu sigara kullanımıdır. Böbrek kanserleri için sigara kullanımı ciddi bir risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır.”

Hastalıktan korunmak, tedavi olmaktan daha kolay ve yararlı
Prof. Dr. Mahmut Gümüş kanserle mücadele konusunda şunları söyledi: “Sağlıklı bir topluma yönelik en önemli tehditlerden biri olan kansere karşı mücadelemizi akılcı yöntemlerle sürdürmek zorundayız. Her zaman söylediğimiz güzel bir söz vardır. “Hastalıktan korunmak, tedavi olmaktan daha kolay ve yaralıdır”. Bu nedenle insanlarımızın sigara kullanımı, şişmanlık ve buna neden olan beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri hastalığa yakalanma risklerini azaltacaktır. Bunun yanı sıra hastalarımızın özellikle hastalığın tedavisi aşamasında gerekli tedavi yaklaşımlarını uygun bir şekilde almaları ve bu tedavi olanaklarına ulaşım noktasında yapabileceğimiz bazı şeyler mutlaka vardır ve bunları değerlendirmek sorunu tümden çözmese bile kesinlikle azaltacaktır. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği olarak hastalarımızın tüm yakınmalarını hekimleri, hemşireleri ve diğer sağlık çalışanlarıyla paylaşmalarını ve sağlıkları konusunda gerekli özeni göstermelerini öneririm. Hep birlikte daha mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamlar dileğimle.”

HOLLYWOOD YILDIZLARININ TERCİHİ,  The LifeCo

 HOLLYWOOD YILDIZLARININ TERCİHİ,  The LifeCo

 Uluslararası tecrübesi ile sağlıklı yaşam ve detoks’un Türkiye’de doğru anlamda tanınmasında ve yaygınlaşmasında büyük bir rol oynayan The LifeCo, Bodrum’daki iyi yaşam merkezinde misafirlerine eşi benzeri olmayan bir deneyim yaşatıyor. The LifeCo Bodrum’da sağlıkla gençleşmeye ve yenilenmeye gelen misafirler, kendilerine özel olarak hazırlanan detoks programları ile günümüz olumsuz yaşam koşullarının getirdiği bedensel ve zihinsel toksinlerden arınıyor, well-being/well-aging terapileri ile gençleşirken fazla kilolarından da kurtulma şansı yakalıyor.

The LifeCo Bodrum’da gün; sabahın erken saatlerinde iyot kokan deniz havasında uzun bir yürüyüş ile başlıyor.

Kişinin ihtiyacı doğrultusunda uzmanlar tarafından belirlenen beslenme-detoks programı kapsamındaki sağlıklı ve düşük kalorili lezzetli öğünler, juice’lar ve gıda takviyeleri kişiye gün boyunca özel olarak servis ediliyor.

Detoks programı; SPA terapileri, fitness programları, uzak doğu masajları, yoga-meditasyon seansları, güzellik-well-aging terapileri ve sağlıklı yaşam üzerine bilgilendirici eğitimler ile desteklenerek misafirin program süresince etkin şekilde arınması ve yenilenmesi sağlanıyor.
Hizmetleri ve felsefesiyle Türkiye’de benzeri olmayan tek “well-being” sağlıklı yaşam merkezi The LifeCo; detoks programları ve arınma terapilerinin yanı sıra enerji ve bağışıklık sistemi, kalp-damar sağlığı ve diyabetle yaşama destek programı gibi problem odaklı konularda da başarıya imza atıyor.

Toksinlerinizden ve kilolarınızdan kurtulmanın zamanı…The LifeCo Bodrum; yaşlanma saatini tersine çevirerek gençlik enerjisini yeniden bulmak ve standart SPA hizmetlerinden farklı daha kapsamlı terapiler ve uygulamalar ile kendini şımartırken bu kış fazla kilolarından da kurtulmak isteyenlerin Bodrum Türkbükü’ndeki iyi yaşam partneri.  

The LifeCo Bodrum’da; hava yerine güneşin sağlıklı ışınlarıyla vücuda enerji veren; toksinlerin atılmasını, zayıflamayı, bağışıklık sistemini güçlendirmeyi ve cildi canlandırmayı sağlayan Kızılötesi (infrared) Sauna’dan, dünyaca ünlü kişilerin favorisi olduğu; kanı oksijene doyurarak gençleşmeye, strese, kansere ve pek çok hastalığa çare olan ozon terapiye birçok özel uygulama yapılıyor.

Bodrum’un en çok sevilen ve tercih edilen lokasyonlarından Türkbükü’ndeki The LifeCo Bodrum; 30 misafir odası, terapi odaları, yoga odası, geniş kütüphane, juice bar, sinema odası, DVD koleksiyonu, kablosuz internet, havuz, SPA ile hizmet veriyor.

Masmavi denizi ve portakal kokulu yemyeşil bahçeleriyle ünlü Bodrum Türkbükü aynı zamanda 14 odası ile The LifeCo Beach’e de ev sahipliği yapıyor. The LifeCo Beach kendine ait plajı ve raw-vegan mutfağın sağlıklı lezzetlerinin tadılabileceği “Saf Restaurant” ile misafirlerine ve
sağlıklı yaşam tutkunlarına akşam yemeklerinde özel ve lezzetli bir
deneyim yaşama imkanı sunuyor.

The LifeCo; Bodrum, Antalya ve Phuket’teki sağlıklı yaşam merkezlerinde misafirlerini ve sağlıklı yaşam tutkunlarını ağırlıyor. Business Initiative Directions (BID) tarafından; organizasyonlarında kalite ve sürekli gelişim özellikleri taşıyan, hizmetlerini müşteri memnuniyeti ve çalışanlarıyla kurduğu gelişim odaklı ilişkiler ekseninde sürdüren öncü kurumlara verilen  ‘Uluslararası Kalite Ödülü’ne sahip The LifeCo; bireylerin ‘’iyi yaşam’’ partneri olarak; herkesin daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebilmesi için günlük yaşam ile bütünleştirilebilecek sağlıklı besinler & içecekler, gıda takviyeleri ve sağlıklı yaşam ürünlerini www.thelifecoshop.com üzerinden de tüketicisi ile buluşturuyor.

 

Yeterince su içiyor musunuz?

Yeterince su içiyor musunuz?

Dünyada hiçbir şey bir bardak suyun verdiği ferahlığı insana verebilir mi? Bir fincan kahve ya da bir şişe soda bile suyun verdiğini veremez. Siz bunu bilinçli olarak tercih etmezseniz bile vücuduz her zaman suyu tercih eder. Vücut suyu istediğini şu şekilde belli eder.

-Ağız kuruluğu

-Ciltte kuruluk ve döküntü

-Aşırı susama ve baş ağrısı

-Göz kuruluğu

-Eklem ağrısı

-Kas kütlesinde azalma

-Saç dökülmesi

Konsantrasyon güçlüğü

Yorgunluk ve uyuşukluk hissi

Açlık hissi

Hazımsızlık

Günde en az 1 litre su içmelisiniz.

 

Hangi vitamin ne işe yarıyor.

Hangi vitamin ne işe yarıyor.

A vitamini: Havuç, maydanoz, dereotu, ısırgan otu pazı, taze nane, sarı biber, kayısı ve rokada bulanan A vitamini enfeksiyonlara karşı savaşıyor.

E vitamini: Çam fıstığı, kayış kabak, lahana, marul, domates ve fasulye bulunan E vitamini de bağışıklığı güçlendirmemin yanı sıra kalp sağlığını, cilt ve deri sağlığını güçlendiriyor.

K vitamini: Brüksel lahanası, kıvırcık marul, ıspanak, şalgam, pancar, pazı ve kuşkonmaz da bolca bulunan K vitamini kanın pıhtılaşmasını sağlıyor.

B vitamini: Hayvansal gıdalar, erik, patates, brokoli,  bezelye, kuşkonmaz, muz ve avokado da bulunan B vitamini hafıza ve beyin sağlığı için çok önemli.

 

D vitamini: Peynir tereyağı, yağlı balıklar, yumurta, patates önemli. D vitaminin aktif olması için yeterli güneş ışığı alınması da gerekiyor.  D vitamini kemik kaybını azaltıyor. Kas gelişimini sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

C vitamin: Kırmız biber, maydanoz, şalgam, limon, lahana, kivi, çilek, yabanmersininde bolca bulunan C vitamini tansiyonu düzenliyor. Enfeksiyonlardan koruyor. Diş sağlığı ve demir eksikliğine de iyi gelen C vitamini, kilo kaybına da yardımcı oluyor.

Dişlere zarar veren alışkanlıklar

Dişlere zarar veren alışkanlıklar

Sağlıksız dişler ve diş etleri; başta kapl, böbrek ile mide olmak üzere  organları da olumsuz yönde etkiliyor.  Diyabet ile mide ülseri gibi kronik hastalıkları tetikleyebilir.  Hamiliklerde erken doğum düşük ve düşük kilolu bebek riskini artırıyor.

-Dişi alet gibi kullanmak. ( fındık kırmak paket açmak gibi)

-Aşırı veya sık sık şeker ve şekerli gıdalar kullanmak.

-Sürekli bir şeyler atıştırarak ağız içindeki asidik bazik dengeyi bozmak.

-Diş temizliğini yetersiz yapmak

-Aşırı kahve ve sigara tüketmek.

 

Metabolizmanızı hızlandırın

Metabolizmanızı hızlandırın

Hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme metabolizmamızı yavaşlatıyor.  Alacağınız bazı önlemlerle metabolizma hızını artırıp fazla kilolardan kurtulabilirsiniz.

-İyi uyuyun.

-Sabah erken kalkın.

-Kas kitlenizi arıtmak için mutlaka egzersiz yapın.

-Bitki çayı ve baharların gücünden yaralanın.

-Dengeli ve düzenli beslenin.

-Şeker, reçel, patates, pirinç, mısır gibi yüksek glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak durun.

-Yeteri miktarda kalsiyum alın,

-Şekerli gazlı içeceklerden uzak durun

-Öğün atlamayın