Yazılar

Çırağan Sarayı’nda yeni yılın Işıltılı kutlaması

İstanbul’un en görkemli yapılarından Çırağan Palace Kempinski İstanbul, yeni yılı karşılamak için hazırladığı özel programıyla misafirlerini Boğaz’ın büyüleyici atmosferinde unutulmaz bir kutlamaya davet ediyor. Tarihi dokusu, zarif mimarisi ve eşsiz konumuyla şehrin simgesi olan Çırağan Sarayı, bu yıl da yılbaşı coşkusunu ihtişamlı davetler, seçkin lezzetler ve özel deneyimlerle taçlandırıyor.

Çırağan Sarayı

Gazebo’da Yılbaşı Çay Saati Aralık ayı boyunca her gün 15:00–18:00 arasında sunulacak yılbaşı temalı beş çayı, el yapımı tatlılar, tuzlu ikramlıklar ve yılbaşı ruhunu yansıtan sunumlarla misafirlere zarif bir deneyim yaşatıyor. Boğaz manzarası eşliğinde gerçekleşen bu keyifli buluşma, yeni yıl hazırlıklarına şık bir dokunuş katıyor.

Çırağan Sarayı

Çırağan Balo Salonu’nda Gala Yemeği – 31 Aralık 2025 Sarayın ihtişamını yansıtan Çırağan Balo Salonu, yılbaşı gecesinde altı aşamalı özel menü, karşılama kokteyli ve canlı müzik performanslarıyla misafirlerini ağırlıyor. Türk ve dünya mutfağından özenle seçilmiş lezzetlerle donatılan gala yemeği, yeni yıla görkemli bir başlangıç yapmak isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Çırağan Sarayı

Le Fumoir’da Yılbaşı Partisi Palmiye ağaçları altında Boğaz’ın ışıkları eşliğinde düzenlenecek yılbaşı partisi, canlı DJ performansı ve özel kokteyllerle eğlence tutkunlarını bekliyor. Enerjik atmosferiyle Le Fumoir, şehrin en popüler yılbaşı adreslerinden biri olmaya devam ediyor.

Saray’da Yılbaşı Brunch’ı – 1 Ocak 2026 Yeni yılın ilk gününde Çırağan Sarayı’nın zarif salonlarında sunulacak brunch, zengin menüsü ve Boğaz manzarasıyla misafirlere lezzet dolu bir başlangıç vaat ediyor.

Çırağan Sarayı

Yeni Yıl Konaklama Paketi İki gecelik konaklama, gala yemeği ve yılbaşı brunch’ını içeren özel paket, misafirlere Saray atmosferinde masalsı bir deneyim yaşatıyor. Çırağan Palace Kempinski İstanbul, yeni yıla ihtişam ve zarafet içinde adım atmak isteyenleri ağırlamaya hazırlanıyor.

Çırağan Sarayı

#ÇırağanPalace #KempinskiIstanbul #YılbaşıKutlaması #BoğazdaYılbaşı #YeniYıl2026 #İstanbulEtkinlik #LuxuryLifestyle #GalaDinner #BrunchExperience

Braun’dan bir ilk: Akıllı IPL deneyimi

Dünyanın ilk akıllı IPL cihazı Braun IPL Skin i·expert, kişiselleştirilmiş bakım planı ve 400.000 flaş atımıyla evde 2 yıla kadar pürüzsüzlük sunuyor. Akıllı takvim özelliğiyle yaşam tarzınıza uyum sağlayan cihaz, ilk kullanımdan itibaren gözle görülür sonuçlar vadediyor.

Kasım 2025 burç yorumları

♈ Koç

Ayın başında Mars’ın etkisiyle seyahat arzunuz artıyor; 4 Kasım itibarıyla planlara başlayabilirsiniz. Ancak Merkür’ün 9–29 Kasım arasındaki geri hareketi gecikmelere neden olabilir, bu yüzden esnek planlar yapın. 5 Kasım’daki Dolunay bütçenizi netleştirmenize yardımcı olurken, Venüs’ün geçişiyle ortak gelirlerde artış yaşanabilir. 12’sinde öfkenizi kontrol etmek önemli; iletişimde gerginlikler olabilir. 20 Kasım’daki Yeni Ay romantik bir buluşma ya da akıllı bir finans hamlesi için ideal. Ay sonunda Güneş ve Venüs’ün seyahat alanınıza geçişiyle romantik kaçamaklar gündeme gelebilir.

♉ Boğa

Bu ay finansal fırsatlar ön planda. Mars’ın etkisiyle ortak gelirlerde artış olabilir. 5 Kasım’daki Dolunay, gardırobunuzu yenilemek için ideal. Venüs’ün Akrep’e geçişiyle ilişkilerde tutku artıyor. Merkür gerilemesi (9 Kasım) bütçenizi zorlayabilir, dikkatli olun. 20 Kasım’daki Yeni Ay, romantik bir buluşma veya flört için uygun. Ay sonunda Venüs’ün Yay’a geçişiyle gelir artışı ve stil değişimi gündeme gelebilir.

♊ İkizler

Kasım ayında iş hayatı yoğunlaşıyor. Mars ilişkilerde gerginlik yaratabilir, sakin kalmaya çalışın. 5 Kasım’daki Dolunay, kendinize zaman ayırmak için güzel bir fırsat. Merkür gerilemesi (9 Kasım) iletişimde aksaklıklar getirebilir. 20 Kasım’daki Yeni Ay, iş fırsatları ve terfi için umut verici. Ay sonunda ilişkilerde barış ve uyum sağlanabilir.

♋ Yengeç

Mars’ın etkisiyle liderlik sorumlulukları artıyor. Güneş ise romantizme yönelmenizi teşvik ediyor. 5 Kasım’daki Dolunay sosyal hayatı canlandırabilir. Merkür gerilemesi (9 Kasım) ruh halinizi etkileyebilir, iletişimde dikkatli olun. 20 Kasım’daki Yeni Ay, aşk hayatında veya yaratıcı projelerde yeni başlangıçlar için uygun. Ay sonunda işte ve ilişkilerde denge sağlanıyor.

♌ Aslan

Ev hayatı hareketli; aileyle vakit geçirmek ön planda. Mars çocuklarla ilgili konuları gündeme getiriyor. 5 Kasım’daki Dolunay, işte bir dönemin kapanışını işaret ediyor. Merkür gerilemesi (9 Kasım) romantik ilişkilerde gerginlik yaratabilir. 20 Kasım’daki Yeni Ay, sevdiklerinizle keyifli bir yemek için ideal. Ay sonunda ilişkilerde uyum ve romantizm yeniden doğuyor.

♍ Başak

Evde ve çevrenizde yoğunluk var. Mars’ın etkisiyle sorumluluklar artıyor. 5 Kasım’daki Dolunay seyahat için uygun. Merkür gerilemesi (9 Kasım) planlarda aksaklık yaratabilir. 20 Kasım’daki Yeni Ay, güzel haberler getirebilir. Ay sonunda aile içi uyum ve tatil hazırlıkları sizi mutlu edecek.

♎ Terazi

Ay başında Venüs’ün burcunuzdaki konumu cazibenizi artırıyor. Güneş’in para alanında olması finansal gelişmeleri destekliyor. Mars iş motivasyonunuzu yükseltiyor. 5 Kasım’daki Dolunay bütçe düzenlemesi için uygun. Merkür gerilemesi (9 Kasım) harcamalarda dikkat gerektiriyor. 20 Kasım’daki Yeni Ay yeni kazanç fırsatları sunabilir. Ay sonunda romantik bir kaçamak planlayabilirsiniz.

♏ Akrep

Kasım sizin ayınız! Güneş burcunuzda parlıyor, dikkatler üzerinizde. Mars’ın para alanınıza geçişiyle maddi kazançlar artabilir. 5 Kasım’daki Dolunay bir ilişkiyi sonlandırabilir; yeni başlangıçlara yer açın. Venüs’ün burcunuza gelişiyle çekiciliğiniz zirvede. Merkür gerilemesi (9–29 Kasım) harcamalarda dikkatli olmanızı gerektiriyor. 20 Kasım’daki Yeni Ay, görünümünüzü yenilemek için ideal. Ay sonunda finansal fırsatlar artıyor, tatil öncesi bütçeniz rahatlayabilir.

♐ Yay

Mars burcunuza giriyor ve enerjinizi yükseltiyor. 5 Kasım’da bir iş süreci sona erebilir, yeni projelere yer açılıyor. Venüs’ün Akrep’teki konumu gizli duyguları tetikleyebilir. Merkür ve Jüpiter’in gerilemeleri maddi konularda temkinli olmanızı öneriyor. 20 Kasım’daki Yeni Ay, içsel dönüşüm ve kişisel bakım için uygun. Güneş 21’inde burcunuza geçiyor; kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz. Ay sonunda Venüs’le birlikte çekiciliğiniz artıyor, eğlenceye hazırsınız.

♑ Oğlak

Kasım ayı sosyal açıdan hareketli başlıyor. Mars’ın etkisiyle perde arkasında yoğun işler sizi bekliyor. 5 Kasım’daki Dolunay romantik bir akşam için uygun. Venüs’ün desteğiyle yeni tanışmalar mümkün. Merkür gerilemesi iletişimde karışıklıklara neden olabilir, sabırlı olun. 20 Kasım’daki Yeni Ay, arkadaşlarla keyifli bir buluşma getirebilir. Güneş’in içe dönük alana geçişiyle dinlenme ihtiyacınız artabilir. Ay sonunda yalnız kalmak istemezseniz, çevreniz sizi bekliyor olacak.

♒ Kova

Kariyeriniz bu ay ön planda. Güneş başarılarınızı parlatıyor. Mars’ın sosyal çevrenize etkisiyle destek buluyorsunuz. 5 Kasım’daki Dolunay evde düzenlemeler için uygun. Venüs’ün etkisiyle itibarınız artıyor. Ancak Merkür gerilemesi sözlerinizi yanlış anlaşılır hale getirebilir, dikkatli olun. 20 Kasım’daki Yeni Ay yeni bir iş fırsatı getirebilir. Güneş’in Yay burcuna geçişiyle tatil planları gündeme gelebilir. Ay sonunda romantik kutlamalar için güzel fırsatlar doğuyor.

♓ Balık

Kasım ayı seyahat ve keşif arzunuzu artırıyor. Güneş’in 9. evdeki konumu uzak planları destekliyor. 5 ve 20 Kasım’daki Ay fazları yolculuklar için uygun. Ancak Merkür gerilemesi aksaklıklar yaratabilir, alternatif planlar yapın. Jüpiter’in gerilemesi yatırımlarda dikkatli olmanızı öneriyor. 21 Kasım’dan itibaren kariyerinizde parlamaya başlıyorsunuz. Ay sonunda Venüs’ün desteğiyle başarılarınız görünür hale geliyor, takdir toplamaya hazırsınız.

Türk mutfağı sadece tariflerden oluşan bir gelenek değil; bir duygu, bir kimliktir

Bir Pause Dergi klasiği olan Tolga Atalay ile Chef to Chef konuğu The Stay Hotels şefi Arzu Öztürk oldu. The Stay Hotels Nişantaşı ve The Stay Hotels Bosphorus’un Yiyecek & İçecek Direktörü/ Executive Chef Arzu Öztürk ile kariyeri ve lezzet üzerine sohbet ettik. Keyifle okumalar…

 Arzu Öztürk

 Şef Arzu Öztürk okurlarımıza kendinizden bahseder misin?

Karadenizli bir ailenin kızıyım. Denizle, yeşille iç içe geçen bir şehirde hayatın tadını erken fark ettim. Ailemde bu meslek profesyonel olarak yoktu, ama evimizde yemek, sohbet ve paylaşım her zaman merkezdeydi.

Yaklaşık yirmi yıldır profesyonel mutfakta çalışıyorum, ancak bu yolculuk bir diploma ile değil, içten gelen tutku ve yorulmak bilmez bir emek ile başladı. Alaylı bir şef olarak hem kadın biri olarak hem de geleneksel eğitim almadan bu alana adım atmış biri olarak — kendimi sürekli ispatlamak durumunda kaldım. Bu süreç bana sabrı, özveriyi ve yaratıcılığı öğretti.

Profesyonel kariyerim, The House Hotel’de mutfak şefi olarak başladı. Ardından grubun üç otele çıkmasında, tüm mutfakların koordinasyonunu üstlenerek on yıl boyunca grup koordinatörü olarak görev yaptım. Şu anda ise The Stay Hotels Nişantaşı ve The Stay Hotels Bosphorus’un Yiyecek & İçecek Direktörü/ Executive Chef olarak hizmet veriyorum.

Mutfak serüvenin nasıl başladı?

Mutfakla bağım çocukluk yıllarıma dayanıyor. Annemin işlettiği küçük bir meyhanede, sofraların etrafında paylaşılan hikâyeleri, mezelerin hazırlanışını ve mutfağın o özel enerjisini çok iyi hatırlıyorum. O dönem farkında değildim ama orada bir şey içime yerleşti.

Yemek yapmayı hep sevdim ama bunu mesleğe dönüştürmeyi hiç planlamamıştım. Annem, bu işin zorluklarını bildiği için aşçılığa yönelmemi de istemezdi. Fakat zamanla anladım ki bu benim yolumdu. Bir gün mutfakta kalmam gerektiğini hissettim ve o günden sonra da hiç çıkmadım.

 Arzu Öztürk

Kariyerini ve ilk iş tecrübeni doğru kronolojide paylaşır mısın?

Profesyonel mutfak yolculuğum Antre-G House Private Catering ile başladı. O dönemde özel davet ve butik organizasyonlarda görev alarak, farklı konseptlerde menüler hazırlama ve operasyon süreçlerinde aktif rol alma fırsatım oldu. Bu deneyim, mutfakta disiplin, planlama ve ekip uyumunun ne kadar önemli olduğunu erken yaşta anlamamı sağladı.

Ardından The House Hotel bünyesinde mutfak şefi olarak profesyonel otelcilik hayatına adım attım. Grubun üç otele büyümesiyle birlikte tüm operasyonun mutfak koordinatörlüğünü üstlendim ve bu görevi on yıl boyunca sürdürdüm. Bu dönemde menü geliştirme, ekip yönetimi ve sürdürülebilir mutfak kültürü üzerine önemli deneyimler kazandım.

Türk mutfağına düşünceleriniz nedir ve nasıl bakıyorsun?

Türk mutfağı, dünyanın en köklü ve en zengin gastronomi kültürlerinden biridir. Coğrafyanın bereketi, ürün çeşitliliği, tarih boyunca farklı medeniyetlerle kurduğu etkileşim bu mutfağı benzersiz kılar. Ancak tüm bu zenginliğe rağmen, Türk mutfağı hâlâ global ölçekte hak ettiği değeri tam olarak görmemektedir. Türk mutfağı sadece tariflerden oluşan bir gelenek değil; bir duygu, bir kimliktir. Bu sebepten yüzyıllardır biriken Anadolu mutfak hafızasının modern tekniklerle birleşmesi, bu kültürü geleceğe taşımanın en güzel yoludur. Klasik bir malzemenin çağdaş bir yorumla yeniden hayat bulması ya da unutulmuş bir reçetenin günümüz mutfak dilinde yeniden canlanması, bu dönüşümün en kıymetli tarafı olacaktır.

Bu mutfağa sahip çıkmak, geçmişe takılı kalmadan onun sesini bugüne taşımakla mümkün. Aslında mesele sadece yemek yapmak değil, bu toprakların hikâyesini doğru biçimde anlatabilmek.

 Arzu Öztürk

Dünyada mutfağında sıralamanız ve favorileriniz nedir?

Her mutfağın kendine ait bir karakteri, bir hikâyesi var. Bu yüzden mutfakları birbiriyle kıyaslamaktan çok, onları anlamayı ve keşfetmeyi seviyorum. Fransız mutfağının tekniğini, Japon mutfağının sadeliğini, Orta Doğu mutfağının baharat derinliğini çok kıymetli buluyorum.

Ancak Türk mutfağını bu listenin dışında tutmak gerekir; çünkü bana göre Anadolu mutfağı, tüm bu mutfakların sentezini içinde barındırıyor. Hem malzeme çeşitliliği hem kültürel birikimiyle inanılmaz bir zenginlik sunuyor.

Bir mutfağı sevmemin ölçüsü, sadece lezzet değil; o mutfağın felsefesine, dokusuna, malzemeye gösterdiği saygıya bağlı. Bu anlamda sade, gerçek ve doğaya yakın mutfakları her zaman bir adım önde görüyorum.

Hangi mutfakta iyisiniz?

En iyi olduğum mutfak, kendi kimliğimi kattığım mutfak diyebilirim. Türk mutfağının köklerinden beslenip onu modern tekniklerle yeniden yorumlamayı seviyorum. Geleneksel bir lezzeti günümüz sunum diliyle buluşturmak, bana her zaman daha yaratıcı geliyor.

Anadolu mutfağının doğallığını, Akdeniz mutfağının hafifliğini, Asya mutfağının denge anlayışını bir araya getirmeyi önemsiyorum. Yani belli bir ülkenin mutfağından çok, kendi bakış açımı ve kimliğimi yansıtan bir “harmoniyi” ön planda tutuyorum.

Benim için iyi mutfak; köklerine sadık, ama yeniliğe de cesurca açık olandır.

 Arzu Öztürk

Yeni bir lezzet yaratırken nelerden esinlenirsin yada bu lezzet nasıl ortaya çıkar?

Yeni bir lezzet yaratmak aslında bir fikir, bir duygu ya da bir an’dan doğuyor. Bazen bir kokudan, bazen bir renkten, bazen de çocukluktan kalan bir tat hafızasından… İlhamın tek bir kaynağı yok; önemli olan o fikri yakalayabilmek ve doğru malzemeyle buluşturabilmek.

Benim için her yeni tabak bir denge arayışı. Malzeme, teknik ve his aynı çizgide buluştuğunda ortaya gerçek bir lezzet çıkıyor. Yaratıcılık, çoğu zaman büyük sürprizlerden değil, sade ama anlamlı dokunuşlardan geliyor.

Bir lezzeti özel kılan şey, sadece tadı değil; taşıdığı ruh ve hikâyedir.

Michelin Yıldızı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Michelin Yıldızı elbette ki büyük bir prestij ve bu işe gönül veren her şef için önemli bir motivasyon. Ancak bana göre asıl değer, her gün mutfakta ürettiğin lezzetle misafirin kalbinde yer edebilmek. Bir tabak, sadece teknik olarak mükemmel değil; duygu olarak da doğru bir yere dokunabiliyorsa, işte o zaman anlam kazanıyor.

Bu ödül sistemi elbette sektöre disiplin, vizyon ve kalite standartları getiriyor. Ama mutfağın özü hâlâ aynı: samimiyet, emek ve hikâye.

Yani Michelin bir hedef olabilir ama asıl yolculuk, her gün aynı tutkuyla o ocağın başına geçebilmekte.

 Arzu Öztürk

Genç şeflere nasıl bir tavsiyede bulunursun?

Bu meslek sabır istiyor. Hızlı sonuç bekleyen biri için mutfak doğru yer değildir. Gerçek başarı zamanla, disiplinle ve çok çalışmayla gelir. Her gün yeniden öğrenmeye, değişmeye, gelişmeye açık olmak gerekir.

En önemlisi, işini gerçekten sevmek. Çünkü bu meslek sadece bilgiyle değil, duyguyla yapılır.

Hatalardan korkmamalarını da söylerim. Hata yapmayan gelişmez. Her başarısız tabak, bir sonraki başarının temelidir. Ve tabii ki ekip ruhu… İyi bir şef, sadece iyi yemek yapan değil, çevresindekileri büyüten kişidir.

Bir de şu var: ne yaparlarsa yapsınlar, tabaklarının içinde kalplerinden bir parça mutlaka olsun. Gerçek lezzet oradan gelir.

Yeni bir proje var mı? Yoksa ben yapacağım her şeyi yaptım mı diyorsun?

Bu meslekte “tamam” diye bir kelime olduğuna inanmıyorum. Mutfak sürekli değişiyor; ürünler, teknikler, bakış açıları… Her dönem yeni bir fikir, yeni bir heyecan mutlaka ortaya çıkıyor. Ben de bu değişimin içinde kalmayı, üretmeye devam etmeyi seviyorum.

Yeni projelerim arasında sürdürülebilirlik, yerel ürünleri çağdaş mutfak anlayışıyla birleştirmek ve genç şeflerle bilgi paylaşımına daha fazla zaman ayırmak var. Ayrıca yılların birikimini, deneyimlerimi ve hikâyelerimi bir kitap haline getirme fikri de beni çok heyecanlandırıyor. Belki o kitap hem bu mesleğe gönül verenler hem de mutfağın görünmeyen tarafına merak duyanlar için küçük bir rehber olur.

Kısacası; hâlâ öğreniyorum, hâlâ üretiyorum ve hâlâ ilk günkü heyecanla mutfakta olmaktan büyük keyif alıyorum.

Bu keyifli röportaj için teşekkür ederim.

 Arzu Öztürk

Göksel’den sahne büyüsüyle dolu bir performans: “Canım (Live)” yayında!

Türk pop müziğinin güçlü seslerinden Göksel, dinleyicilerini büyüleyen canlı performanslarını yayınlamaya devam ediyor. “Uzaktan”, “Sen Orda Yoksun” ve “Yalnız Kuş” gibi unutulmaz şarkılarıyla hafızalara kazınan sanatçı, bu kez sevilen eseri “Canım”ın canlı versiyonu ile karşımızda.

Sözü ve müziği Göksel’e ait olan “Canım (Live)”, şarkının bilinen haline sahne enerjisi ve duygusal yoğunluk katarak yeni bir soluk getiriyor. Bu özel yorum, dinleyenleri adeta konser atmosferine taşıyor.

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde seslendirilen performansın klibiyle birlikte yayımlanan “Canım (Live)”, Göksel’in müzikal yolculuğunda hem nostaljik hem de yenilikçi bir durak olarak Avrupa Müzik ve Soles Music iş birliğiyle dinleyicilerle buluştu.

Menopozda sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin

Menopoz, yumurtalıklarda folliküllerin tükenmesiyle hormon üretimi ve adet döngüsünün kalıcı olarak bitmesiyle başlıyor. Bir hastalık değil, doğal biyolojik bir süreç olan menopoz kadınlarda 45-55 yaşlarında başlıyor. Bu süreçte yaşam kalitesi, hormon düzeylerindeki azalma nedeniyle etkilenebiliyor. Her kadında farklı şiddet ve sürelerde görülen menopoz, sadece fizyolojik değil psikolojik ve sosyal etkileri de beraberinde getiriyor. Günlük yaşamın sorumluluklarıyla birleştiğinde bu değişimler kadının yaşam kalitesini zorlaştırabiliyor. Ancak belirtilerin fark edilmesi, düzenli kontrollerin yapılması ve uygun tedavi yöntemleriyle menopoz süreci sağlıklı bir şekilde yönetilebiliyor. Memorial Bodrum Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Nevin Numanoğlu, “18 Ekim Dünya Menopoz Günü” nedeniyle menopoz süreci ve tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi.

Op. Dr. Nevin Numanoğlu

Op. Dr. Nevin Numanoğlu

Yılda Bir Kere Jinekolojik Kontrolle Gidin

Menopozdaki her kadının ihtiyaçları ve şikayetleri farklıdır ve bireysel değerlendirme önemlidir. Menopoz döneminde düzenli sağlık kontrolleri, hem erken teşhis hem de yaşam kalitesinin korunması açısından kritik bir rol oynar. Bu süreçte detaylı öykü ve aile geçmişi alınması, genel sağlık durumunu ortaya koymak için önemlidir. Geniş kapsamlı biyokimyasal testler (kan sayımı, idrar analizi, kan şekeri, lipidler, karaciğer enzimleri) olası risklerin önceden belirlenmesine yardımcı olur. Ayrıca yıllık smear testleri, rahim ağzı sağlığını korumak için aksatılmamalıdır. Mamografi ve meme ultrasonu, meme kanseri açısından erken teşhis imkânı sunarken, düzenli olarak takip edilmesi gereken en önemli tarama yöntemlerindendir. Menopoza girmeden önce görülebilen Kanama düzensizlikleri normal kabul edilmemeli, mutlaka araştırılmak üzere doktora başvurulmalıdır. Yılda en az bir kez yapılan jinekolojik muayene, olası sağlık sorunlarını erken fark etme ve gerekli önlemleri zamanında alma açısından büyük önem taşır.

Düzenli Tedavilerle Menopoz Döneminde Cinsel Sağlığınızı da Koruyabilirsiniz

Menopoz döneminde östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte vajinal bölgede belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Vajinal kuruluk, yanma, tahriş ve ağrılı cinsel ilişki (disparoni) bu dönemde sık karşılaşılan şikâyetler arasındadır. Bu fiziksel değişiklikler zamanla cinsel isteksizliğe ve çiftler arasında iletişim sorunlarına yol açabilir. Uygun vajinal ilaç tedavileri sayesinde vajinal dokunun sağlıklı yapısı korunabilir. Bu tedaviler yalnızca cinsel hayatı rahatlatmakla kalmaz, aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonlarının ve idrar kaçırma şikâyetlerinin azalmasına da yardımcı olur. Düzenli doktor kontrolü ve kişiye özel tedavi planlaması, menopoz döneminde cinsel sağlığın korunmasında büyük önem taşır. Ayrıca bu süreçte yalnızca tıbbi tedavi değil, yaşam tarzı düzenlemeleri de önemlidir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli sıvı alımı ve eşler arasında açık iletişim, menopoz döneminde cinselliğin sağlıklı şekilde devam etmesine katkı sağlar.

Hormon Replasman Tedavisi Menopoz Dönemi Kolaylaştırabiliyor

Menopoz döneminde sık kullanılan yöntemlerden biri olan Hormon Replasman Tedavisi (HRT), kadınların en çok çekindiği tedavi seçeneklerinden biridir. Meme kanseri riskinin gündeme gelmesi endişe yaratsa da, her kadın için bu tedavi sakıncalı değildir. Tedaviye başlanıp başlanmayacağı, fayda ve risk dengesine bakılarak kişiye özel şekilde değerlendirilmelidir. Doğru hasta seçildiğinde HRT, menopoz belirtilerini azaltarak yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabilir. HRT uygulanması uygun olmayan durumlar da vardır. Rahim ve meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda, nedeni açıklanamayan anormal vajinal kanamaları olanlarda, karaciğer hastalıklarında, pıhtı atma riski yüksek olanlarda, şişmanlık, hipertansiyon ve aşırı sigara kullanımı olanlarda HRT önerilmez. Ayrıca kalp krizi öyküsü olan kadınlarda da bu tedavi riskli olabilir. HRT, sıcak basmaları, gece terlemeleri, uykusuzluk, vajinal kuruluk gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen semptomların hafifletilmesinde oldukça etkilidir. Ayrıca osteoporoz riskini azaltarak kemik sağlığını da koruyabilir. Ancak her tedavide olduğu gibi HT’de de düzenli doktor kontrolü ve kişiye özel takip büyük önem taşır. Tedaviye başlanmadan önce ayrıntılı muayene, laboratuvar testleri ve aile öyküsü değerlendirilmelidir.

Akın Vardar’dan sonbahara güçlü giriş: yeni şarkısı “GİT” yayında!

Yaz aylarında “Yesin İçsin Yatsın” adlı teklisiyle müzik listelerinde adından sıkça söz ettiren Akın Vardar, sonbahara da hızlı bir giriş yaptı. Belçika ve Türkiye arasında sanat hayatını sürdüren başarılı sanatçı, yeni şarkısı “GİT” ile müzikseverlerin karşısına çıktı.
Haybat Music Production etiketiyle yayınlanan “GİT”, güçlü altyapısı ve etkileyici sözleriyle dikkat çekiyor. Şarkının klibi ise yetenekli yönetmen Anıl Ekmekçioğlu tarafından çekildi. Vardar’ın enerjik performansı ve klipteki görsel anlatım, şarkının iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor.
Sanat kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Akın Vardar, hem Türkiye’de hem Avrupa’da geniş bir dinleyici kitlesi edinmeye devam ediyor. “GİT” ile sonbaharın ritmini belirlemeye aday olan sanatçı, müzik dünyasında kalıcı izler bırakma konusunda kararlı görünüyor.

Hyundai i30 Türkiye’de yeniden satışta

Hyundai Motor Türkiye, yenilenen yüzü, artan konfor özellikleri ve ideal sürüş deneyimi ile öne çıkan i30 modelini satışa sundu.

Hyundai Motor Türkiye, C segmentinin en beğenilen modellerinden biri olan i30’u yeniden satışa sunarak kullanıcılarına güçlü, verimli ve güvenli bir sürüş deneyimi vadediyor. Modern tasarım anlayışı, gelişmiş teknolojileri ve yüksek güvenlik donanımlarıyla dikkat çeken Hyundai i30, sınıfındaki tüm beklentileri rahatlıkla karşılayabiliyor.

Yeni i30, 1.5 litrelik 48V mild hibrit, benzinli turbo bir motora sahip. Bu yeni nesil motor, 140 PS güç ve 253 Nm tork üreterek dinamik bir performans sunuyor. Aynı zamanda otomobil, düşük yakıt tüketimi sayesinde de çevre dostu yapısıyla öne çıkıyor. 7 ileri çift kavramalı DCT şanzımanla birlikte gelen Hyundai i30, böylelikle hem akıcı vites geçişleri hem de keyifli bir sürüş deneyimi sağlıyor. Mild hibrit sistemin devreye girmesiyle birlikte özellikle şehir içi kullanımda daha düşük emisyon ve daha yüksek verimlilik elde ediliyor.

Teknoloji ve konfor konusunda sınıfının en donanımlı otomobillerinden biri olan i30, geniş panoramik cam tavanıyla ferah bir iç ortam yaratırken, 10,25 inç dijital gösterge paneli ve 10,25 inç dokunmatik bilgi-eğlence sistemiyle de sürücülere üstün bir kokpit deneyimi yaşatıyor. Apple CarPlay ve Android Auto uyumluluğu sayesinde akıllı telefonlar sisteme entegre olurken, USB Type-C girişleri ve kablosuz şarj ünitesi de günlük kullanım kolaylığını artırıyor.

Sahip olduğu teknolojik donanımlar, i30’u sadece pratik değil, aynı zamanda modern yaşamın ihtiyaçlarına cevap veren bir otomobil haline getiriyor. Hyundai’nin gelişmiş güvenlik teknolojilerini bir araya getiren Smart Sense donanımları da i30’da standart olarak sunuluyor. Ön Çarpışma Önleme Asistanı (FCA), Şerit Takip (LFA) ve Şeritte Kalma Asistanları (LKA), Akıllı Hız Limit Asistanı (ISLA) ve Arka Yolcu veya Eşya Uyarısı (ROA) gibi özellikler, sürücüyü her yol koşulunda destekliyor. Böylece i30, yolculuklarda sadece konfor ve performans değil, aynı zamanda güvenlik açısından da tam bir koruma sağlıyor.

Türkiye’de Prime ve Comfort olmak üzere iki farklı donanım paketiyle satışa sunulan hatchback gövde tipindeki Hyundai i30, modern tasarımı, çevik sürüş dinamikleri, güçlü motor seçeneği ve ileri teknolojileriyle C segmentinde yeniden güçlü bir oyuncu olarak yollara çıkmaya hazır.

Hamilelikte her bitkisel çay masum değil!

Anne adayları için çok özel ve heyecanlı bir dönem olan hamilelikte, bilgi kirliliği de çokça görülebiliyor. Özellikle de annelik duygusunu ilk kez yaşayan kadınlar; çevreden gelen iyi niyetli tavsiyeler, sosyal medya paylaşımları ve kulaktan dolma bilgiler arasında çoğu zaman kafa karışıklığı yaşayıp bazı hatalara düşebiliyor. Acıbadem Kartal Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sinem Bostan Kayaoğlu, “Hamilelikte doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak kritik önem taşıyor. Oysa toplumumuzda doğru sanılan bazı yanlış inanışlar çok sık karşımıza çıkıp, anne ve bebeğin sağlığını ciddi şekilde riske atabiliyor. Kulaktan dolma bilgiler yerine bilimsel doğrularla ilerlemek, hamileliği, doğumu ve lohusalığı sağlıklı ve huzurlu kılar. Sağlıklı nesiller, bilinçli annelerin doğru adımlarıyla başlar” diyor. Dr. Kayaoğlu, hamilelik sürecinde en sık yapılan 6 hatayı ve doğrularını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Dr. Sinem Bostan Kayaoğlu

Dr. Sinem Bostan Kayaoğlu

  • “İki kişilik yemek”: YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Artık iki canlısın, iki kişilik yemelisin.” cümlesi gebelikte en sık duyulan ve uygulanan yanlışlardan biridir. Hamilelik sürecinde annenin enerji ihtiyacı elbette ki artar; fakat sanılanın aksine bu kadar büyük ölçekte değildir. Günlük beslenmeye ortalama olarak 300–350 kalori eklemek çoğu zaman yeterli olacaktır. Önemli olan porsiyonu arttırmak değil, çeşitli, dengeli ve besin değeri yüksek gıdaları tercih etmektir.

  • Folik asite geç başlamak: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Anne karnındaki bebeklerde beyin ve omurilik taslağı olan nöral tüpün gelişimi ve kapanması gebeliğin erken haftalarında gerçekleşir. Bu dönemde oluşan aksaklıklar, beyin ve omurgayı koruması gereken kemiklerde anatomik bozukluklara yol açabilir. Nöral tüpün doğru şekilde kapanması için folik asite gebelik planlaması sürecinde başlanmalıdır. “Hamile kalınca başlarım” şeklindeki düşünce risk yaratabilir.

  • Doğal olan zararsızdır: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Dr. Sinem Bostan Kayaoğlu “Toplumda oldukça yaygın olan bu yaklaşım gebelikte ciddi riskler doğurabilir. Örneğin; bazı bitkisel çaylar rahim kasılmalarını tetikleyerek erken doğum veya düşük riskini artırabilirken; alınan bazı doğal takviyeler ise kullanılmakta olan ilaçlarla etkileşime girerek zararlı sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle gebelik sürecinde doktor onayı olmadan hiçbir ilaç, vitamin ya da bitkisel ürün kullanılmamalıdır” diyor.

  • Hamile kadın yatıp dinlenmeli: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Sağlıklı seyreden gebeliklerde hareket çok önemli olsa da mutlaka doktora danışılmalıdır. Egzersiz yapmak konusunda risk oluşturacak durumlar dışında, başlangıç için en uygun zaman gebeliğin 3. ayından sonradır. Egzersiz yapmak; kilo alımının kontrollü olmasına, ödemleri azaltmaya, uykuyu düzenlemeye, doğumu kolaylaştırmaya ve gebelikten lohusalığa ruhen ve bedenen daha sağlıklı geçmeye yardımcı olur.

  • Hamileyken diş tedavisi yapılmaz: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Hormonal değişim diş eti hassasiyetini artırdığından çürük, diş eti kanamaları ve iltihabi durumlar gebelik döneminde daha kolay gelişebilmektedir. Tedavinin ertelenmesi annenin yaşam kalitesini bozmakla kalmayıp erken doğum riskini artırabilir. Özellikle ikinci üç aylık dönemde lokal anesteziyle uygulanabilecek diş temizliği, dolgu, kanal tedavisi, diş çekimi vb işlemler hekim onayıyla güvenle yapılabilir.

  • Doğuma hazırlığı ertelemek: YANLIŞ!

DOĞRUSU: Dr. Kayaoğlu “Hamilelikte özellikle doğumun fizyolojisini ve doğumda karşılaşılabilecek durumları öğrenmek; doğum ekibiyle işbirliği içerisinde kalınmasını desteklerken, anne adayının süreç içindeki kontrol duygusunu da güçlendirmektedir.  Hamilelikte kulaktan dolma bilgiler yerine bilimsel doğrularla ilerlemeniz; gebeliğinizin daha huzurlu, doğumuzun daha güçlü ve lohusalığınızın daha sağlıklı olması için size ışık olacaktır” diyor.

Vladimir Topal “Ontario’nun Kırsal Alanları İstanbul’da”

Evrim Sanat Galerisi, 2025 kış sezonunun açılışını uluslararası tanınmış ressam Vladimir Topal’ın “Ontario’nun Kırsal Alanları” adlı kişisel sergisiyle yaptı.

“Ontario’nun Kırsal Alanları” isimli sergi; sanatçının doğa ve nesnelere ilişkin görsel yaklaşımını yansıtan 43 tuval üzeri yağlı boya eserinden oluşuyor.

“Ontario’nun Kırsal Alanları İstanbul’da Sergileniyor”

Topal’ın eserlerinde Toronto parklarının güzelliği ile GTA bölgesindeki tarım ve yeşil alanlar, doğanın dinginliğiyle birleşerek resmediliyor. Sanatçı, bugüne kadar birçok kişisel sergi ve grup sergisinde yer alarak uluslararası sanat çevrelerinde tanınan bir isim haline geldi.

Sergi 2 Ekim 2025 tarihine kadar ziyaret edilebilir.

 Evrim Sanat Galerisi

Adres: Göztepe Mahallesi, Bağdat Caddesi Handan Palas Apartmanı No:233 Daire: 1 Kadıköy-İstanbul

Tel.: (0533) 237 59 06

Ziyaret Saatleri: Pzt-Çrş-Perş-Cuma-Cmt 11:00-19:00
Pazar 12:00-18:00, Salı günleri ziyarete kapalıdır.