Yazılar

İstanbul Boğazı’nda aşkı kutlamak

Four Seasons Hotel Bosphorus, Sevgililer Günü için 14 Şubat tarihinde çiftlere özel tasarlanmış deneyimlerle unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunuyor. Boğaz’ın etkileyici manzarası ve otelin zarif atmosferi eşliğinde hazırlanan programlar, romantizmi ve şıklığı bir araya getiriyor.
AQUA’da romantik bir akşam yemeği
14 Şubat’ta AQUA’da düzenlenen özel Sevgililer Günü yemeği, şıklık ve lezzeti bir araya getiriyor. Osetra havyarı ve yuzu kreması ile hazırlanan ton balığı tartar ile başlayan lezzet yolculuğu, tereyağında poşe edilmiş ıstakozun eşlik ettiği gnocchi ile devam ediyor. Baharatlı balkabağı ve siyah trüf aromalarıyla zenginleştirilen dana bonfile ve pöç “Pithivier” ile zirveye ulaşan menü, kırmızı meyveler ve vanilyanın büyüleyici uyumuyla hazırlanan “Kırmızı Lale” tatlısı ve ile son buluyor.
Boğaz’da eşsiz bir deneyim: “Floating Dining”
İstanbul Boğazı’nda gerçekleştirilen bu benzersiz tekne turu, çiftlere romantik bir akşam yaşatıyor. İki saat süren bu deneyimde, özenle hazırlanmış dört aşamalı yaratıcı bir menü sunuluyor. Çiftler, şehrin büyüleyici gece manzarasında yalnızca kendilerine özel kurulan zarif sofranın keyfini çıkarıyor.
Romantik bir akşam
Boğaz’ın hemen yanında, çiftlere özel tasarlanmış iglolar, görsellikleriyle büyülüyor. Her biri özel bir alana sahip iglolar, özel menülerle adeta bir lezzet şöleni sunarken, çiftlere unutulmaz bir Sevgililer Günü için romantik bir akşam yemeği fırsatı yaratıyor. İki farklı oturum seçeneğiyle hizmet veren bu eşsiz deneyim, 19:00-21:00 veya 21:30-23:30 saatleri arasında misafirlerini ağırlıyor.
Çiftler için yemek kursu
Birlikte eğlenmek ve yeni şeyler öğrenmek isteyen çiftler için Four Seasons Hotel Bosphorus, keyifli bir yemek kursu düzenliyor. Otelin yetenekli şeflerinin rehberliğinde gerçekleşen bu etkinlikte, çiftler ilk olarak marine edilmiş levrek hazırlayarak başlangıç yapıyor. Ardından çiftler, mantar duxelle, kestane ve siyah trüf eşliğinde dana bonfile ve pöç “Pithivier” hazırlamayı öğreniyor. Kursun sonunda ise, orman meyvesi kompostosu, meyveli krema, lime keki ve karamelize beze ile hazırlanan Orman Bezesi tatlısını şeflerle birlikte yaparak deneyimi tatlı bir finalle tamamlıyorlar. Bu kurs, çiftlere hem mutfak becerilerini geliştirme hem de unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunuyor.
Çiftlere özel masajlarda sunulan %15 indirim, bugünü daha da anlamlı kılıyor. Spa keyfinin ardından özel bir akşam yemeğiyle romantizmi zirveye taşımak mümkün.
Tel: 0212 381 40 00

Tarihi atmosferde Sevgililer Günü

Four Seasons Hotel Sultanahmet, Tarihi Yarımada’nın büyüleyici atmosferinde “Aşk ve Lezzetin Senfonisi” temasıyla çiftlere unutulmaz bir Sevgililer Günü sunuyor.

Tarih ve romantizmin zarif bir uyumla buluştuğu bu özel gece, şık bir karşılama kokteyliyle başlayıp, Otelin ikonik restoranı AVLU’da servis edilecek Executive Chef Özgür Üstün ve yetenekli ekibinin hazırladığı beş aşamalı özel bir menüyle devam ediyor.

Menü, baharatlı iç pilav eşliğinde sunulan ılık balkabağı bastı ile başlıyor. Ardından, kurutulmuş dana kontrafile ve pazı, shitake mantarı ile hazırlanan istakoz etli mantı servis ediliyor. Krem peyniri parfe “Fromage Frais”nin ardından, gecenin ana yemeği olarak kerevizli patates “pavé” ve ayvalı pancar püresi eşliğinde tavada mühürlenmiş kemiksiz kuzu pirzola sunuluyor. Beyaz çikolatalı mus, bitter çikolatalı ganaj ve baharatlı çarkıfelek meyveli sos ile servis edilen kırmızı kadife kekli “Tutku” tatlısı, misafirlere lezzet dolu bir final sunuyor. Yemekler, en özel içecekler eşliğinde sunularak çiftlere keyifli bir gastronomik deneyim yaşatıyor.

19:00-23:00 saatleri arasında, romantik atmosferi tamamlayan canlı duo performansı, otelin tarihi dokusu ve zarif dekorasyonuyla birleşerek, eşsiz anılar yaratıyor. Four Seasons Sultanahmet, romantizm ve aşkın en güzel birleşimini yaşamak isteyen çiftlere bu özel gecede eşsiz bir deneyim vadediyor.

Tel: 0212 402 30 00

Yarıyıl tatilinin dijital bağımlılığa dönüşmemesi mümkün!

Sömestir tatili, çocukların dinlenmesi, eğlenmesi ve gelişimlerini destekleyecek aktivitelerle zaman geçirmesi için önemli bir fırsat ancak pek çok anne-baba için “ya ekrandan başını kaldırmazsa!” endişesini de beraberinde getiriyor. Zira günümüzde dijital oyunlar çocukların başlıca eğlence kaynaklarından biri haline gelmekle birlikte bu oyunların aşırı kullanımı, çocukların sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkileyebiliyor. Dijital oyun disiplini ve öğretici aktivitelerle zenginleştirilen bir sömestir programının, onların sadece tatil döneminde değil, uzun vadede de sağlıklı alışkanlıklar kazanmasına yardımcı olacağını, birlikte geçirilecek kaliteli zamanın, çocukların hem psikolojisini iyileştirmeye hem de aile içi bağları güçlendirmeye katkıda bulunacağını vurgulayan  Acıbadem Maslak Hastanesi Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan “Dijital oyun disiplini, çocuğun bağımsız karar alabilme becerisini geliştirmek için bir fırsattır. Bu nedenle ebeveynlerin, dijital oyun disiplini kazandırarak çocukların sağlıklı bir oyun alışkanlığı geliştirmelerine rehberlik etmeleri önemlidir. Aşırı kısıtlayıcı kurallar yerine, çocuğunuzla işbirliği yaparak orta yolu bulmaya çalışın” diyor. Tatilin tamamen kuralsız bir dönem anlamına gelmediğini belirten Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan yarıyıl tatilinde çocuklara hem dijital disiplin kazandırmanın 6 etkili yolunu hem de ailece eğlenceli ve verimli zaman geçirmeye katkı sağlayacak etkinlikleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan

  • Net kurallar belirleyin

Dijital oyun süresi için net bir zaman dilimi oluşturun. Bu süreyi çocuğun yaşına ve tatildeki diğer aktivitelerine göre belirleyebilirsiniz. Oyun oynayacağı saatleri birlikte önceden planlayarak da düzensiz kullanımın önüne geçebilirsiniz.

  • Alternatif aktiviteler sunun

Dijital oyunlara harcanan zamanın yerini dolduracak keyifli ve öğretici alternatifler sunun. Örneğin; spor, sanat etkinlikleri ya da ailece oynanan masa oyunları gibi etkinlikler çocukları motive eder.

  • Eğitim içerikli oyunları teşvik edin

Oynayacağı dijital oyunları birlikte seçerek; böylece yaşına uygun ve şiddet içermeyen, zihinsel gelişimini destekleyen ve öğrenmeyi eğlenceli hale getiren oyunlara yönlendirebilirsiniz. Bu işbirliğiniz, oyun süresini daha verimli hale getirir.

  • Oyunları birlikte oynayın

Çocuğun oynadığı oyunları birlikte deneyimleyerek hem eğlenceli vakit geçirebilir hem de oyun dünyasını anlamaya çalışabilirsiniz. Bu, çocukla iletişiminizi de güçlendirir.

  • Ekran kullanımı hakkında model olun

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan “Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını model alır. Bu nedenle sizin anne-baba olarak ekran karşısında geçirdiğiniz süreyi sınırlandırmanız, çocuğunuz için olumlu bir örnek oluşturur. Örneğin; kitap okumaya teşvik etmek için kitap okumanın önemini ne kadar anlatırsanız anlatın çocukta alışkanlık yaratamayabilir. Ancak sizin düzenli şekilde kitap okumanız durumunda çocuğunuzda da bir süre sonra kitap okuma isteği uyanacak ve kitap okuma alışkanlığı kazanmasına fayda sağlayacaktır” diyor.

  • Sürekli iletişimde kalın

Dijital oyunların, çocuğunuzun diğer alanlardaki işlevselliğini (akademik başarı, sosyal ilişkiler vb) nasıl etkilediği hakkında kendisiyle açıkça konuşun. Ona sorumluluk bilinci aşılamaya çalışın.

Sömestir tatilinde eğlenceli ve öğretici bir tatil için öneriler!

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan ”Tatil, tamamen kuralsız bir dönem anlamına gelmemelidir. Belirli bir rutin, çocuğun hem rahatlamasını hem de tatil boyunca düzenli bir şekilde zamanını yönetmesini sağlar. Aynı zamanda sömestir tatilinde çocukla birlikte kaliteli zaman geçirmek, kendini daha değerli ve güvende hissetmesine olanak tanır, yeni döneme daha motive bir şekilde başlamasına yardımcı olur” diyor. Gürdoğan, anne-babaların sömestir tatilinde çocuklarıyla yapabilecekleri, onların fiziksel, psikolojik ve zihinsel gelişimlerini destekleyen önerilerini şöyle sıralıyor;

  • Birlikte doğa yürüyüşleri yaparak fiziksel aktiviteyi teşvik edebilir, çevre bilincini artırabilirsiniz.
  • İlgi alanına ve yaşına uygun kitaplar seçip birlikte okuma saatleri yaparak dil becerilerini geliştirebilirsiniz.
  • Resim yapmak ya da fotoğraf çekmek gibi aktiviteler de çocuğun kendini ifade etmesine fayda sağlayacaktır.
  • Ayrıca çocuğunuzla birlikte yemek yapmak hem eğlenceli hem de öğretici bir aktivite olacak, yaşına uygun vereceğiniz görevler özgüvenini artıracaktır.
  • Satranç, bulmaca, sudoku veya yapboz gibi oyunlarla da problem çözme becerilerini geliştirebilir ve bilişsel gelişimini destekleyebilirsiniz.

Madhu’s Madnight Parti başlıyor

Swissôtel içinde yer alan ve İstanbul’un özel adreslerinden biri olan Madhu’s İstanbul; özel menüsü, kokteylleri ve muhteşem ambiyansından sonra şimdi de gerçekleşecek Madhu’s Madnight partileri ile şehrin ritmini artırıyor.

Işıkların ve gölgelerin dans ettiği ritimlerle dolu bir dünyanın kapılarını her cumartesi partileriyle aralayacak olan Madhu’s Madnight’ta her hafta farklı DJ performansları ile eğlence boyut atlayacak!

Açılış partisine özel DJ Tai Tayfun ve DJ Diana Swan performanslarını sergilerken, 18 Ocak’ta Orkun Bozdemir & Soul Grinders, 25 Ocak’ta Anatolian Sessions & Leyna ve 1 Şubat’ta ise People Like Us performanslarıyla Madhu’s Madnight partilerinde olacak.

Aslı E. Şeran “Öte Yaka Fırtına”

Ayrıntı Yayınları’nın renkli markası Düşbaz Kitaplar, yeni yılı yeni bir diziyle karşıladı: Düşbaz Kısa! Öykü kitapları ve novellaların yanı sıra kurmaca dışı kısa metinleri de okurlara ulaştırmak üzere yola çıkan Düşbaz Kısa’nın ilk kitabı, Aslı E. Şeran’ın öykülerinden oluşan Öte Yaka Fırtına oldu. Öte Yaka Fırtına’da okurları, hepimizin hayatına dair küçük parçalar barındıran 11 öykü ve bir şiir bekliyor.
“Kısa’nın uzun, az’ın çok olduğuna inananlara” sloganıyla yola çıkan Düşbaz Kısa, 2025’in ilk ayında ilk kitabını edebiyatseverlerle buluşturdu. Aslı E. Şeran’ın öykü kitabı Öte Yaka Fırtına ile başlayan Düşbaz Kısa, ilerleyen aylarda önemli yerli ve yabancı yazarların öykü kitaplarını, novellalarını ve kurmaca dışı kısa metinlerini okurlara ulaştıracak.

Hilton İstanbul Bomonti’den Sevgililer Günü’ne özel seçenekler

Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center, bu romantik günü daha da unutulmaz kılmak için çiftlere özel fırsatlar sunuyor. Hilton İstanbul Bomonti, hem 34. katında yer alan Cloud 34’ün enfes lezzetleriyle hem de ödüllü eforea Spa’sında benzersiz bir deneyim vadediyor.

Cloud 34

  1. katında yer alan Cloud 34’teki özel menüsü ile çiftlere eşsiz bir gastronomi yolculuğu deneyimletiyor. Sıcak ve soğuk sushi tabakları, tatlılar, petit four’lar ve enfes kahve seçenekleri ile tamamlanan menü, romantik bir akşam yemeği deneyimi sunuyor. Ayrıca çiftler, Sevgililer Günü özel menüsüne dahil olan imza kokteyllerin ve şarap seçeneklerinin de tadını çıkarabiliyor.

14 Şubat’ta bu özel akşamı daha da özel kılmak için, caz ve çağdaş müzik tarzlarında, piyano ve vokal eşliğinde gerçekleşecek canlı müzikle romantizm zirveye taşınıyor.

eforea Spa

Hilton İstanbul Bomonti’nin içinde yer alan eforea Spa, misafirlerine modern tasarımı ve lüks atmosferiyle benzersiz bir rahatlama deneyimi sunuyor. 3.300 metrekarelik geniş alanı, Türk hamamı, sauna, buhar odası, açık ve kapalı yüzme havuzları ve VIP spa odaları gibi zengin olanaklarıyla dikkat çeken eforea Spa, her detayıyla misafirlerine huzur ve konfor vadediyor. Uzman terapistlerin uyguladığı aromaterapi masajları, cilt bakımları ve otantik kese-köpük ritüelleri, ziyaretçilere hem fiziksel hem de ruhsal bir yenilenme sağlıyor.

14 Şubat Sevgililer Günü’nü tek bir günle kısıtlamayan eforea Spa bu yıl, Şubat ayı boyunca çift masajı rezervasyonu yaptıran misafirlere, özel VIP oda hizmeti hediye ediyor. Çiftler dinlendirici ve yenileyici masaj deneyimiyle birlikte VIP odada sunulan sauna, buhar odası ve hamam kullanımının keyfini ek bir ücret ödemeden yaşıyor.

Bilgi: 0549 790 31 94 / 0212 375 30 00

Wrangler’den Sevgililer Günü’ne renk katan hediyeler

Wrangler, farklı ihtiyaçlar doğrultusunda çeşitli temalara ayrılmış Kış 2025 koleksiyonunun dinamik tasarımlarıyla Sevgililer Günü’ne renk katıyor.
Bomber ve desenli ceketler, farklı kullanım şekilleri sunan çift taraflı puffer montlar ve çıkarılabilir kapüşonlu parkalar, sevdiğiniz kişiye fonksiyonel bir hediye seçmenize fırsat tanıyor. Spor-şık ceketler ve çift dokulu, sherpa detaylı montlar da hem kadın hem de erkeklerin Sevgililer Günü görünümünü tamamlamayı bekliyor.

Slim fit veya kalın gömlekler, geniş bir renk skalası bulunan oduncu gömlekleri gündüzden geceye geçişi kolaylaştıracak hediye alternatiflerinin başında gelirken, logolu sweatshirt’ler ile yarım ve tam fermuarlı trikolar aşkın zamansızlığına vurgu yapıyor.

Sherpa ceketler ve sezonun “cozy” havasını yansıtan tasarımlar, 14 Şubat’ı sıcak esintiler eşliğinde geçirmenizi sağlıyor. Fermuarlı sweatshirt’ler, bol paçalı eşofman altları ve metalik renklerde puffer ceketler ise konfora öncelik veren kadınlar için mükemmel birer Sevgililer Günü hediyesi oluşturuyor.

Türk Rock müziğinin güçlü sesi Emre Aydın’dan yeni sürpriz

Son teklisi “Herkes Mi Terk Etmiş?” ile dinleyicilerinden yine tam not almayı başaran sevilen sanatçı, dinleyicilerini bekletmeden yeni teklisi ile müzikseverlerle buluşuyor.

Türk Rock müziğinin en önemli isimlerinden Emre Aydın, yeni teklisi “Bir Şişe Kırmızı” ile  Sony Music Türkiye etiketiyle dinleyicilerle buluştu. Kariyerine başladığı ilk günden itibaren geniş bir hayran kitlesine ulaşan sanatçı, yıllar içinde müzik dünyasına unutulmaz eserler kazandırmayı sürdürüyor. Söz ve müziği Emre Aydın’a ait olan şarkının düzenlemesi ise Burak Bedirli tarafından yapıldı. Yayınlanır yayınlanmaz dikkat çeken parçanın video klibinde de Emre Aydın rol alıyor. Türk Rock müziğinde kalıcı bir yer edinen Emre Aydın’ın yeni teklisi “Bir Şişe Kırmızı” tüm dijital platformlarda, klibi ise Emre Aydın’ın YouTube kanalında müzikseverleri bekliyor!

Vegan beslenmenin en büyük nedeni de aile ve çevre baskısı…

Vegan beslenmenin, hem faydaları hem de zararları olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Zayıflamaya yardımcı olmak, tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları riskini azaltmak gibi faydaları varken, vücut bağışıklığının zayıflaması, kansızlık, unutkanlık artışı, yorgunluk, kemik hastalıkları, ruhsal hastalıklar riskini arttırmak gibi riskleri de vardır.” dedi. Çoğu vegan bireyin depresif hissetmeye daha meyilli olduğuna vurgu yapan Dr. Mert Sinan Bingöl, “Bu durumun muhtemel nedenleri olarak aile ve toplum baskısı nedeniyle dışlanma korkusu, sürekli her ortamda kendilerini birilerine uzun uzun açıklama ve kabul ettirme zorunluluğu hissetmeleri, tercihlerine saygı duyulmaması, anlaşılamamaları nedeniyle yalnız hissetmeleri ve önyargılara maruz kalmaları sayılabilir.” açıklamasını yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, vegan beslenmenin ruh sağlığı üzerindeki etkisinden bahsetti.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl

Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl

Veganizm birçok kişi için vicdani gelişimin bir parçası…

Vejetaryen bireylerin yüzde 10’unun vegan bireylerden oluştuğunu ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “‘Dünya Hayvan Vakfı’ verilerine göre, dünya genelinde vegan yaşam tarzını benimseyen yaklaşık 90 milyon birey bulunuyor. Buradan hareketle dünya nüfusunun yüzde 1,1’inin vegan olduğu söylenebilir. Vegan bireylerin büyük çoğunluğu, kadınlardan oluşuyor.” dedi.

Veganizmin, diğer diyetlerden farklı olarak, sadece bir ‘beslenme’ çeşidi olarak görülmediğini hatırlatan Dr. Mert Sinan Bingöl, “Veganizm aynı zamanda hayvanların ‘yaşam haklarını savunan’ etik ve politik bir anlayışın ürünüdür. Birçok birey açısından, vicdani gelişimin bir parçası olarak görülür. Veganlar, et ve hayvanlardan elde edilen süt ve süt ürünleri, bal, yumurta gibi hiçbir ürünü tüketmezler. Bazı veganlar, hayvan kaynaklı ipek, deri, yün gibi giysileri ve hayvansal yağ içeren sabunları da kullanmazlar. Hatta vegan bireyler sirk, boğa güreşi, hayvanat bahçesi gezisi ve at yarışları gibi etkinliklere katılmayı etik bulmazlar.” açıklamasını yaptı.

Vegan beslenme depresif süreçleri tetikliyor!

“Vegan beslenmenin, bir taraftan zayıflamaya yardımcı olmak, tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları riskini azaltmak gibi faydaları varken, öte yandan vücut bağışıklığının zayıflaması, kansızlık, unutkanlık artışı, yorgunluk, kemik hastalıkları, ruhsal hastalıklar riskini arttırmak gibi riskleri de vardır.” diyen Dr. Mert Sinan Bingöl, şunları söyledi:

“Bildiğimiz gibi duygularımız yediğimiz besinleri etkiler, yediğimiz besinler de duygularımızı etkiler. Beslenme ile psikiyatrik bozukluklar arasındaki en güçlü ilişki ‘depresyon’ riski için bulunmuştur. Vegan tipi beslenmenin, bireylerde protein, kalsiyum, demir, çinko, B12 vitamini, D vitamini, yağ asitleri açısından yetersizlikler oluşturması nedeniyle beyin kimyasallarını olumsuz etkilediği ve depresif süreçleri tetiklediği bilinmektedir.”

Vegan beslenen bireylerin en büyük sorunu tercihlerine saygı duyulmaması…

Vegan beslenmenin ruh sağlığına en olumlu etkisinin, bireyin sadece kendisini değil, aynı zamanda başka bir canlının yaşama hakkını önemseyerek vicdani duruş sergilemesi olduğunu aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, “Diğer canlıların yaşam koşullarına değer vererek saygı göstermesinin sonucunda, kişiye anlamlı bir yaşam sunar.” dedi.

Bunun dışında çoğu vegan bireyin depresif hissetmeye daha meyilli olduğuna vurgu yapan Dr. Mert Sinan Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu durumun muhtemel nedenleri olarak aile ve toplum baskısı nedeniyle dışlanma korkusu, sosyal ortamlardan kaçınma, vegan ürünlere ulaşmanın maddi güçlükleri ve kısıtlı erişim, sürekli her ortamda kendilerini birilerine uzun uzun açıklama ve kabul ettirme zorunluluğu hissetmeleri, duygularını çoğu zaman bastırmak zorunda kalmaları, tercihlerine saygı duyulmaması veya tercihlerinin sorgulanması, anlaşılamamaları nedeniyle yalnız hissetmeleri, aşağılanma, önyargılara maruz kalma sayılabilir. Tüm bunların sonucunda, birey, kendisini değersiz ve ötekileştirilmiş olarak hissetmektedir. Araştırmalar, bu tarz olumsuzlukların bazı vegan bireyler üzerinde depresyon, kaygı, stres, öfke gibi psikososyal riskler oluşturduğu sonucuna varılmıştır.”

Bazı çalışmalarda vegan tipi beslenmenin depresif belirtileri azalttığı yönünde bulgular elde edildiğini hatırlatan Dr. Mert Sinan Bingöl, çoğu çalışmayla da hem diyetteki demir, B12, demir, çinko, Omega-3 yağ asitlerinin eksikliği nedeniyle, hem de bireysel, ailesel ve çevresel zorluklar nedeniyle vegan bireylerin depresyon riskinin arttığı sonucuna varıldığını kaydetti.

Vegan bireylerin, ruhsal sorunları aşmaları için öneriler…

Vegan beslenmenin hem yararı hem zararı görülebildiğine vurgu yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bireylerde protein, kalsiyum, demir, çinko, B12 vitamini, D vitamini, yağ asitleri açısından yetersizlikler görülmemesi için, bu beslenme tarzının diyetisyen kontrolünde uygulanması gerekir. Diyetlerindeki besin içeriklerinin dengeli olması, düzenli uyku ve düzenli egzersiz yapmaları önemlidir. Ayrıca vegan bireylerin, sıklıkla ailelerinden olumsuz tepkiler almaları nedeniyle, daha fazla üzüntü, öfke, stres gibi psikososyal risk faktörleriyle baş etmek durumunda kalmamaları için, ailelerin vegan bireylere anlayışla yaklaşmaları önemlidir.”

Deha Bilimlier’den babaya vefa

Deha Bilimlier, hayatını kaybeden babası Şevket Bilimlier’e duyduğu özlemi ve sevgiyi müzikle ölümsüzleştirdi. Sanatçı, babasının anısına hazırladığı “Babamın Şarkıları” adlı albümde, babasının uzun yolculuklarda en sevdiği dokuz şarkıyı yeniden yorumladı.

Şarkıcı, albümün ilk çıkış çalışması olarak daha önce Azer Bülbül’ün sesiyle hayat verdiği ve babasının da çok sevdiği “İlle de sen” isimli şarkıyı belirledi. “İlle de sen” isimli şarkıyı İstanbul’da kliplendirilen Deha Bilimlier, projesi için duygularını şu sözlerle dile getirdi:

“Babamla uzun yollar yaparken dinlediğimiz şarkılar, onunla olan en değerli anılarım arasında. Bu projeyi uzun zamandır hayal ediyordum ve şimdi onun anısına bunu gerçekleştirmiş olmanın tarifsiz bir huzurunu yaşıyorum. Babama olan özlemim hiç geçmedi. Bu şarkılarla onun anısını yaşatmak ve dinleyenlere de aynı duyguları hissettirmek istiyorum” dedi.