Yazılar

Rally Bodrum sayılı gün kaldı

Rally Bodrum sayılı gün kaldı

Karya Otomobil Spor Kulübü (KAROSK) tarafından düzenlenen Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası üçüncü ayağı Rally Bodrum, 26-28 Nisan tarihlerinde Bodrum yarımadasında yapılacak.

Bodrum Kaymakamlığı, Milas Kaymakamlığı, Bodrum Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi tarafından desteklenen Tecno Mobile, Evofone, Duja Hotels, VST Tour, Çözüm Ortağı, Oasis Bodrum, Pars Entertainment, Magico Cielo, BESİAD, OYDER sponsorluğunda ve Bodrum Gazeteciler Cemiyeti katkıları ile düzenlenen organizasyon, 26 Nisan Cuma akşamı Bodrum Kalesi’ndeki sporcularla fotoğraf çekiminin ardından, saat 20.30’da Bodrum Belediye Meydanı’nda gerçekleştirilecek start seremonisi ile başlayacak.

Ödüllü organizasyon

Ace Of Mice En İyi Spor Etkinliği branşında jüri özel ödülü alarak “ilk ödüllü ralli” ünvanını kazanan organizasyon, her yıl olduğu gibi sergi ve söyleşi etkinliği ile başlayacak.

Ralli, drift, pist ve offroad yarış araçları sergisi, 22-27 Nisan tarihleri arasında Oasis Bodrum’da ziyaret edilebilecek. Ayrıca Rally Bodrum’a katılacak ralli pilotları Volkan Işık, Ali Türkkan, Burak Çukurova, Ümit Can Özdemir ve Uğur Soylu da 25 Nisan Perşembe günü saat 18.00’de, Oasis Bodrum’da gerçekleşecek söyleşi ile otomobil severler ve basın ile bir araya gelecek.

Zorlu parkurlar…

ICRYPEX ana sponsorluğundaki 2024 sezonunun bu önemli randevusunda, Bodrum’un doğal güzelliklerini gözler önüne seren asfalt zeminli etaplara bu yıl Milas bölgesinden yeni etaplar da eklendi. İki gün boyunca devam edecek olan mücadele, Cumartesi günü Milas-Bodrum arasındaki 3 özel etapta, Pazar günü ise Bodrum’da yer alan 3 özel etapta yaşanacak. Zorlu ralli, 28 Nisan Pazar günü Be Premium Hotel’deki finiş seremonisi ve ödül töreni ile son bulacak.

Uzun süreli e-sigara kullanımı akciğer sönmesine bile neden olabiliyor!

Uzun süreli e-sigara kullanımı akciğer sönmesine bile neden olabiliyor!

Elektronik sigaraların pazarlamasının, gençleri hedef aldığı ve bu cihazların zararsız olduğu veya geleneksel sigaralara kıyasla daha az zararlı olduğu algısının yaratıldığını ifade eden uzmanlar, elektronik sigaraların, farklı tatlar ve kokular sunduğunu bunun da gençlerin ilgisini çekerek kullanımını teşvik edebildiğini söylüyor. “Gençler, nikotin bağımlılığı geliştirmeye daha yatkın oldukları için bu cihazları kullanmaya başlayabiliyorlar.” diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, uzun süreli e-sigara kullanımının akciğer sönmesi gibi ileri düzey akciğer hastalıklarını ortaya çıkabileceğini kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, ciğerlerin sönmesi ve ölüme bile neden olan elektronik sigaranın neden sağlığa zararlı olduğunu anlattı.

Dr. Alptekin Çetin

Dr. Alptekin Çetin

Elektronik sigara kullanımının sağlık üzerindeki potansiyel zararları ne?

Elektronik sigara ya da “e-sigara” olarak da adlandırılan cihazların buharlaştırıcı (atomizer) adı verilen bir cihaz aracılığıyla nikotin ve diğer kimyasalları içeren sıvıyı (e-sıvı) ısıtarak buharlaştırdığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, elektronik sigara kullanımının sağlık üzerindeki potansiyel zararları ve neden gençler tarafından tercih edildiği konularında birçok faktör bulunduğunu söyledi.

Sağlık risklerine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, kimyasal içeriğin genellikle nikotin, propilen glikol, gliserin ve çeşitli tatlandırıcılar gibi kimyasallar içerdiğini, bu kimyasalların bazılarının, solunum yolu hastalıklarına, kalp hastalıklarına ve kansere neden olabilecek potansiyel tehlikeler taşıyabildiğini vurguladı.

Kimyasal maruziyet, sağlığı olumsuz etkileyebiliyor

Nikotin bağımlılığına da dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Elektronik sigaralar, nikotin içerir ve bu da bağımlılık yapabilir. Gençler, nikotin bağımlılığı geliştirmeye daha yatkın oldukları için bu cihazları kullanmaya başlayabiliyorlar. E-sigaraların buharlaştırdığı kimyasallar, akciğerlerde tahrişe, inflamasyona ve solunum yolu problemlerine neden olabiliyor. E-sigara kullanımıyla ilişkili olan kimyasal maruziyet, sağlığı olumsuz etkileyebiliyor ve bazı durumlarda akciğer hastalıklarına yol açabiliyor.” dedi.

Gençler neden elektronik sigara kullanmayı tercih ediyor?

Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, elektronik sigaraların pazarlamasının, gençleri hedef aldığı ve bu cihazların zararsız olduğu veya geleneksel sigaralara kıyasla daha az zararlı olduğu algısının yaratıldığını kaydederek, “Elektronik sigaralar, farklı tatlar ve kokular sunuyor. Bu özellik, gençlerin ilgisini çekebiliyor ve kullanımını teşvik edebiliyor. Arkadaş gruplarında e-sigara kullanımının yaygınlaşması da gençler arasında popülerlik kazanmasına yol açabiliyor.” diye bilgi verdi.

Uzun süreli elektronik sigara kullanımı ve akciğer sönmesi…

Uzun süreli e-sigara kullanımının, solunum yolu problemlerine, özellikle de kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) yol açabileceğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Pnömotoraks, halk arasında bilinen ismiyle akciğer sönmesi, ileri düzey akciğer hastalıklarında ortaya çıkabilir. Nikotin, kalp atış hızını artırabilir ve kan basıncını yükseltebilir, bu da kalp hastalığı riskini artırabilir. Uzun süreli kullanım, nikotin bağımlılığına yol açabilir ve sosyal etkileşimleri olumsuz etkileyebilir.” dedi.

Elektronik sigara kullanımından kaynaklanan sağlık sorunlarının, genellikle tıbbi bir profesyonelin gözetiminde tedavi edildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Tedavi, nikotin bağımlılığını azaltmaya yönelik farmakolojik ve davranışsal yaklaşımları içerebilir. Solunum yolu problemleri gibi fiziksel sağlık sorunları için, uygun tedavi ve yönetim planları belirlenir.” diye sözlerini tamamladı.

Alice Harikalar Diyarında Sendromu nedir?

Alice Harikalar Diyarında Sendromu nedir?

Bu sendromda, nesneler olduğundan daha küçük veya daha büyük veya daha yakın veya daha uzak görülüyor.

Kişilerde algıda bozulmaya neden olan ‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’na işaret eden uzmanlar, sendromun nedenleri arasında antidepresan ilaç veya halüsinojen madde kullanımı, yoğun stres, kronik migren ve epilepsinin sayılabileceğini söylüyor. Nedenler arasında en yaygın olanın migren olduğunu dile getiren Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Genellikle çocuklukta ve yetişkinlik öncesi dönemde görülüyor. Zamanla ortadan kalkan bir algı bozukluğu ve özel bir tedavi gerektirmiyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, adıyla da ilgi çeken ‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’ hakkında bilgi verdi.

Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş

Dr. Melek Gözde Luş

Alice Harikalar Diyarında Sendromu nedir?

Todd Sendromu veya dismetropsi (mesafenin, hızın veya hareketin gücünün saptanması yeteneğinin yitirilmesi) olarak da bilinen ‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’nun 1950’li yıllarda psikiyatrist John Todd tarafından tanımlanan bir sendrom olduğunu belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Algıda bozulmaya neden olan nöropsikolojik bir durumdur. Nesnelerin olduğundan daha küçük (mikropsi) veya daha büyük (makropsi) veya daha yakın (pelopsi) veya daha uzak (teleopsi) görünmesi gibi görsel algılarda bozulmalar görülebilir. Bozulma görme dışındaki duyularda da meydana gelebilir.” şeklinde bilgi verdi.

Genellikle çocuklukta ve yetişkinlik öncesi dönemde görülüyor

Sendromun nedenleri arasında antidepresan ilaç veya halüsinojen madde kullanımı, yoğun stres, kronik migren, epilepsi, beyin tümörleri, Epstein-Barr Virüsü (EBV) kaynaklı iltihapların sayılabileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, şunları anlattı:

“Nedenler arasında en yaygın olan ise migrendir. Genellikle çocuklukta ve yetişkinlik öncesi dönemde görülür. ‘Alice Harikalar Diyarı Sendromu’ genellikle nadir rastlanan bir bozukluktur. Özellikle ergenlerle yapılan çalışmalarda oldukça düşük oranlar bulunuyor. Nesneleri olduğundan daha küçük görenlerin oranı yüzde 3,8, daha büyük görenlerin oranı ise yüzde 3,9 olarak bildirilmiştir.”

Kendi beden parçalarını da olduğundan farklı algılıyorlar

Sendromun günlük yaşamı etkilemesi konusuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Bireyler kendi beden parçalarını veya çevrelerindeki nesneleri, olduğundan farklı algılıyorlar. Şekil, boyut, hareket veya renk gibi; nesnelere ya da kendimize dair farkındalık oluşturmamıza katkı sağlayan özelliklerde bozulmalar meydana geliyor. Bu sendrom aynı zamanda işitme, dokunma ve zaman algısında da değişikliklere neden olabiliyor.” dedi.

İşitsel halüsinasyonlar da sendromun bir parçası olabiliyor

Bireylerin; mikropsi yani nesneleri olduğundan daha küçükmüş gibi algılama, makropsi yani eşyaları olduğundan daha büyük görme, teleopsi yani eşyaları kendinden daha uzaktaymış gibi algılama ve pelopsia yani nesneleri kendine çok yakında görme gibi deneyimler yaşadığını da kaydeden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Aynı zamanda işitsel halüsinasyonlar da sendromun bir parçası olabiliyor. Bu tip halüsinasyonlar işitilen seslere yönelik algının da çarpıtılmasından kaynaklanıyor. Algıdaki bu değişimler, garip müzik veya seslerin duyulmasına da neden oluyor.”

Özel bir tedavi gerektirmiyor

‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’nun, zamanla ortadan kalkan bir algı bozukluğu olduğunu ve özel bir tedavi gerektirmediğini de ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Semptomların genellikle birkaç hafta veya birkaç ay içerisinde yok olduğu biliniyor. Bazı bireyler semptomları sadece gün içerisinde 10 saniye ila 10 dakika kadar sürecek şekilde deneyimlediklerini söylüyor. Ancak kişinin günlük yaşamdaki işlevselliğini olumsuz etkileyen durumlarda profesyonel destek alınması oldukça önemli.” diye konuştu.

Tanı nasıl konuluyor?

Hastalığa ilişkin tanı koyma süreci hakkında da bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Şikâyetlere bağlı olarak bazı tetkikler istenebilir.  MR, EEG ve kan tahlili istenebilir. Migren veya EBV enfeksiyonu gibi tıbbi bir durumdan kuşkulanılıyorsa ilaç tedavisi uygulanabilir. Özellikle migren tedavisi amaçlı tiramin-migren rejimi ile migren profilaksisi birlikte uygulanabilir. ‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’ tedavisi için kalsiyum kanal bloker ve beta bloker uygulamaları da yardımcı olabilir. Bu uygulamaların ancak doktor önerisi ile uygulanması gerekir.” dedi.

İnsanların mevcut ortamlarının çarpık bir versiyonunu görmelerine neden oluyor

“Alice Harikalar Diyarında Sendromu”nun psikoz belirtisi olmadığına da işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Bu olaylara görme bozukluğu veya bir sanrı neden olmaz. İnsanların genellikle orada olmayan şeyleri görmelerine neden olan bir halüsinasyondan farklı olarak bu sendrom, insanların mevcut ortamlarının çarpık bir versiyonunu görmelerine neden olur. Etkilenen kişi genellikle gördüklerinin tuhaf veya gerçek dışı olduğunu bilir. Çoğu durumda başlangıç ​​ve bitişler aniden gerçekleştiği için tahmin etmek mümkün değildir.” şeklinde bilgi verdi.

Hasta doğru bilgilendirilmeli

Algısal çarpıklıklarla karakterize olan bu sendromun, şizofreni spektrumu ve diğer psikotik bozukluklardan ayırt edilmesi gerektiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Migren, epilepsi, bazı enfeksiyonlar veya uyuşturucu madde kullanımının tetikleyebildiği bu semptomların yine diğer psikiyatrik hastalıklardan ayırt edilmesi ve hastanın doğru bilgilendirilmesi yapılması gereken en önemli müdahaledir.” şeklinde sözlerini tamamladı

Bahar alerjisi yapan bitkiler

Bahar alerjisi yapan bitkiler

Bahar alerjisi semptomlarını hafifletmek ve alerjen maruziyetini azaltmak için evde alınacak önlemleri ve İstanbul’da yoğun bahar alerjisine sebep olabilecek bitkilerin hangileri olduğunu Liv Hospital Çocuk Alerji ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mahir İğde anlattı.

Bahar alerjisi nedir?
Bahar alerjisi, polenlerin havada yoğun olduğu bahar mevsiminde ortaya çıkan alerjik reaksiyonlardır. Bu alerjik reaksiyonlar genellikle çiçek açma mevsimiyle ilişkilidir ve alerjenlere maruz kalan kişilerde çeşitli semptomlara neden olabilir. Ağaçlar, çimenler ve çiçekler gibi bitkilerin polenleri, rüzgarın etkisiyle havaya yayılır ve alerjik semptomların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Semptomlar arasında hapşırma, burun akıntısı, kaşıntı, gözlerde sulanma ve kaşıntı, öksürük ve geniz akıntısı gibi belirtiler bulunabilir. Bahar alerjisi, astım semptomlarını da tetikleyebilir veya kötüleştirebilir, bu nedenle astım hastaları da bu dönemde dikkatli olmalıdır.

Prof. Dr. Mahir İğde

Prof. Dr. Mahir İğde

Evde dikkat edilecekler
Ev içi temizlik:
Ev içinde toz ve alerjen birikimini azaltmak için düzenli olarak süpürün, silin ve toz alıcıları kullanın. Halı yerine kolay temizlenebilen zemin kaplamaları tercih edebilirsiniz.

Hava filtreleri: Yüksek kaliteli hava filtreleri kullanarak havadaki polenleri ve diğer alerjenleri temizleyebilirsiniz. Özellikle uyku odalarında hava filtresi kullanımı önemlidir.

Pencereleri kapalı tutun: Polenlerin içeri girmesini önlemek için polen sezonu boyunca pencereleri kapalı tutun. Klima veya hava temizleyici kullanarak havayı filtreleyebilirsiniz.

Alerjenleri azaltın: Polen sezonu boyunca dışarıda giydiğiniz kıyafetleri ve ayakkabıları ev içine sokmayın. Dışarıda geçirdiğiniz zamanın ardından duş alarak vücudunuzu temizleyin.

Bitki seçimi: Ev içinde bitki yetiştiriyorsanız, polen yaymaması için iç mekan bitkilerini tercih edin. Ayrıca, evcil hayvanların dışarıdan alınan polenleri taşıyabileceğini unutmayın, bu nedenle evcil hayvanların düzenli olarak temizlenmesi önemlidir.

Yatak odası için özel önlemler: Yatak odasında polenlerin birikmesini azaltmak için yatak ve yastık kılıflarını sık sık yıkayın. Ayrıca, alerji kaplı yatak örtüleri ve yastık kılıfları kullanabilirsiniz.

İstanbul’da en yoğun bahar alerjisi yapan bitkiler
İstanbul‘da, bahar aylarında birçok bitki poleni bulunmaktadır ve bu polenlerin bazıları özellikle yoğun alerjik reaksiyonlara neden olabilir. İstanbul’da en yoğun bahar alerjisi yapan bitkiler şunlar olabilir:

Çam Ağaçları: İstanbul ve çevresinde bulunan çam ağaçları, bahar aylarında bol miktarda polen üretebilir ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Çimenler: Parklar, bahçeler ve açık alanlarda yaygın olarak bulunan çeşitli çim türleri, bahar aylarında polen üretir ve alerji semptomlarını tetikleyebilir.

Ardıç Ağaçları: İstanbul’un kıyı bölgelerinde ve ormanlık alanlarda yetişen ardıç ağaçları da bahar aylarında alerjik reaksiyonlara neden olabilecek polenler yayabilir.

Zeytin Ağaçları: Zeytin ağaçlarının çiçek açma dönemi de bahar aylarına denk gelir ve zeytin polenleri de alerjik semptomlara yol açabilir.

Kavak Ağaçları: Kavak ağaçları, İstanbul ve çevresinde yaygın olarak bulunan ve bahar aylarında polen üreten bitkilerdir. Bu polenler alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Kan değerleriniz ne söylüyor!

Kan değerleriniz ne söylüyor!

Kalp sağlığınızı korumak için neler yapıyorsunuz? Belli periyodlarla tahliller yaptırıyor musunuz? Peki sonuçlarınızda çıkan yüksek ya da düşük değerli LDL, HDL, iyi kolesterol, kötü kolesterol sonuçları basit tanımı ile size aslında sağlığınızla ilgili neler söylüyor? Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu sık karşılaşılan terimleri anlatırken kolesterolün dengede tutulması konusunda yapılan çalışmalarla önerilerde bulundu.

Prof. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu

Prof. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu

LDL Kolesterol: “Kötü kolesterol” olarak bilinir, arterlerde plak oluşumuna yol açabilir.

Trigliserid: Vücutta saklanan fazla yağ türü, yüksek seviyeleri kalp hastalığı riskini artırabilir.

Yüksek Duyarlı C-Reaktif Protein (hs-CRP): Vücuttaki iltihaplanma seviyesini ölçer, kalp hastalığı riskini gösterebilir.

Lipoprotein(a) [Lp(a)]: Genetik faktörlerin etkilediği benzersiz bir lipoprotein türü, kalp hastalığı riskini artırabilir.

Apolipoprotein B100 (Apo B100): Aterojenik partiküllerin ana protein bileşeni, kalp hastalığı riskini artırabilir.

Non-HDL Kolesterol: HDL dışındaki tüm aterojenik lipoproteinlerin toplamı, yüksek seviyeler kalp hastalığı riskini artırabilir.

HDL Kolesterol (Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein Kolesterol): “İyi kolesterol” olarak bilinir, arterlerden kolesterolü uzaklaştırarak kalp hastalığı riskini azaltabilir.
Kolesterol düşürücü tedaviler
Yüksek kolesterol seviyeleri, arterlerde plak birikimine neden olabilir, bu da kalp krizi veya inme riskini önemli ölçüde artırır.

Yapılan bir çalışma kolesterol düşürücü ilaçların kullanımının, kalp krizi, inme ve kalp hastalığına bağlı ölümlerin azaltılmasında etkili olduğunu göstermiştir.

Kolesterol düşürücü tedaviler, özellikle de ilaçların, kalp hastaları için hayati öneme sahip olduğunu ve kalp hastalıkları riskini azalttığını kanıtlamaktadır. Kolesterol düşürücü ilaçların kullanımı, uygun diyet ve yaşam tarzı değişiklikleriyle birleştirildiğinde, kalp hastalığı riskinin yönetilmesinde en etkili strateji olarak kabul edilmektedir.

Sonuç
Kalp hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi konusunda bilimsel araştırmalar ve klinik çalışmalar, kolesterol düşürücü ilaçların önemini ve etkinliğini açıkça ortaya koymaktadır. Kalp sağlığını korumak ve kalp hastalıkları riskini azaltmak adına, bilimsel gerçeklere dayanan bilgilere ve sağlık profesyonellerinin önerilerine güvenmek esastır.

DoubleTree by Hilton Bodrum Işıl Club Resort’ta yaz sezonu başladı

DoubleTree by Hilton Bodrum Işıl Club Resort’ta yaz sezonu başladı

DoubleTree by Hilton Bodrum Işıl Club Resort ultra her şey dahil konseptiyle, yenilikleriyle yaz sezonu başladı.

Denize sıfır konumuyla DoubleTree by Hilton Bodrum Işıl Club Resort’e ait özenle tasarlanan dinlenme ve güneşlenme alanlarıyla keyifli anlar yaşayabileceğiniz tesiste, sezon boyunca hem çocuklar hem de yetişkinler için tatilinizi dolu dolu geçireceğiniz özel etkinlikler de bulunuyor.

Gastronomi alanında da özel deneyimler sunan otel İtalyan mutfağında POCO ve denizden sofraya gelen taze lezzetleri ile Skorpina A La Carte restoranlarıyla yaz tatilinize farklı bir soluk getiriyor.

Bodrum klasiği haline gelen Sunset Bar, misafirlerini yıldızların altında canlı müzik performansları ile yenilenen ses sistemi ve sahnesiyle karşılıyor. Üst düzey spa merkezlerinden biri olan Spa by Spa Soul ise, özel masaj seçenekleri ve imza bakım ritüelleri ile zihninizi ve bedeninizi yeniliyor.

Dizlerimiz için en önemli tedavi, kireçlenmeyi önlemek!

Dizlerimiz için en önemli tedavi, kireçlenmeyi önlemek!

Vücudumuzun tüm yükünü dizlerimiz çekiyor ancak günlük yaşamda yanlış alışkanlıklarımızın da etkisiyle diz sağlığımız son yıllarda alarm veriyor. Hareketsizlik, diz kaslarımızı güçlendirici egzersizlere günde sadece birkaç dakika bile olsa zaman ayırmamak, topuklu ayakkabı ve fazla kilo derken diz hastalıkları artık sadece yaşlılıkta değil gençlikte de kapıyı çalıyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Turan Çift “Son yıllarda özellikle obezitenin de etkisiyle giderek daha sık karşılaştığımız osteoartrit, diz eklemindeki kıkırdakların aşınması ve yıpranması durumudur. Hastaların çoğunlukla ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı şikayetleriyle başvurmasına neden olan kireçlenme, tedavi edilmediğinde istirahat anında bile rahatsız eder ve gece uykudan uyandıran ağrılara neden olur” diyor. Diz kireçlenmesine karşı bazı basit uygulamalara dikkat ederek yaşam kalitesini yükseltmenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Hakan Turan Çift,  diz kireçlenmesine karşı alınması gereken önlemleri ve günlük yaşamda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Prof. Dr. Hakan Turan Çift

Prof. Dr. Hakan Turan Çift

Fazla kilolardan kurtulun!

Çağımızın sorunu olan obezite, genel sağlığımızı tehdit ettiği gibi diz sağlığımıza da son derece zarar veriyor. Fazla kilolar gün boyunca diz eklemlerimize binen yükün artmasına neden olarak kıkırdakları yıprandırıp aşındırıyor. Sağlıklı bir diyet ve hareketle fazla kilolardan kurtularak eklemlere binen yükleri azaltabilir ve dizlerinizi koruyabilir, mevcut diz sorunlarınızı hafifletebilirsiniz.

Diz çevresi kaslarınızı güçlendirici egzersiz yapın!

Günde sadece birkaç dakikanızı ayırarak özellikle diz çevresi kaslarını kuvvetlendirici egzersizler yapmayı ihmal etmeyin. Kıkırdağın kendini yenileme kapasitesi ve kan akışı da bulunmadığı için bu bölgeye yapacağınız güçlendirici egzersizler diz sağlığınıza çok büyük fayda sağlayacaktır. Fırsat bulabilirseniz yüzmek de genel sağlığımız açısından olduğu gibi diz sağlığımızda da son derece önemli bir rol oynuyor.

Dizlerinizi zorlamayın!

Özellikle merdiven inip çıkmak ve çömelmek, dizlerinizi bükerek yere oturmak diz eklemlerini zorlayarak zarar verebiliyor. Kıkırdağın aşınması neticesinde alttan kemik doku ortaya çıkar ve kemikteki serbest uçlar dizde ağrılara sebep olur. Zaman geçtikçe kemikler arası eklem boşlukları daralır ve kemik kemiğe sürtünmeye başlar. İleri dönemlerde kemiklerde osteofit denilen kemik çıkıntıları ortaya çıkar. Merdiven inip çıkmak, çömelmek ve dizleri bükerek oturmak da rahatsızlığın çok daha ilerlemesine ve şikayetlerin artmasına neden olur. Bu nedenle dizlerinizi zorlayıcı hareketlerden kaçının.

pause dergi

Sıcak/soğuk kompres uygulayın

Dizleriniz fazla aktivitede bulunduğunuz ya da üzerinde fazla durduğunuzda şiştiği zamanlarda bu akut dönemde lokal olarak soğuk kompres uygulayabilirsiniz. İnce bir tülbente havluya ya da kağıt havluya buz torbasını kararak dizinize sarabilir, dizlerinizdeki şişliği ve ağrıyı hafifletebilirsiniz. Herhangi bir akut rahatsızlık olmayan, kronik dönemlerinde ise dizlerinizi rahatlatmak için sıcak su torbası uygulayabilirsiniz.

Gelişigüzel ağrı kesici kullanmayın

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Turan Çift “Hastaların kendi günlük rutinlerini belirleyip hangi hareketlerin diz ağrısına sebep olduğunu ortaya koymaları ve o hareketleri yapmamaları çok büyük fayda sağlar. Ayrıca ağrıların çok arttığı durumlarda doktora başvurmak ve özellikle arkadaşlarının ağrısına iyi gelmiş hapları (gıda takviyesi, ağrı kesici vb) doktorlarına danışmadan kesinlikle almamak gerekir” diyor.

En önemli tedavi; önlemek!

Diz kireçlenmesinin gelişmesini önlemenin, tedavide en önemli basamak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hakan Turan Çift şöyle konuşuyor: “Ancak diz kireçlenmesi gelişmiş ise önce doğru tanının konulması önemlidir. Ortopedi hekimi tarafından yapılan muayene ve çekilen grafilerle diz kireçlenmesinin derecesi ortaya konularak hangi tedavinin yapılacağına karar verilmelidir. Diz kireçlenmesinin erken dönemlerinde diz çevresi kaslarını kuvvetlendirici egzersiz, kilo verilmesi ve gerekirse eklem içi yapılacak enjeksiyonlar planlanmalıdır. Orta dönemde ameliyatsız tedaviden artroskopiye hatta kemik düzeltici osteotomilere (kemiğin dizilimi düzletip tekrar tespit etmek) kadar bir çok tedavi seçeneği vardır. İleri evrede ise yapılacak nihai tedavi total diz protezi ameliyatıdır.”

Çabuk yoruluyorsanız nedeni o hastalık olabilir!  

Çabuk yoruluyorsanız nedeni o hastalık olabilir!  

Ülkemizde yaygın görülen bir sorun olan kalp kapak hastalıkları kardiyoloji polikliniğine başvuran hastaların önemli bir kısmını oluşturuyor. Tüm dünyada yaklaşık 41 milyon romatizmal kapak hastası, 24 milyon dejeneratif mitral kapak hastası, 9 milyon da kireçlenmeye bağlı aort darlığı hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aleks  Değirmencioğlu, kalp kapağına bağlı oluşan hastalıkların hayatı tehdit edebilen ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekerek,Geç saptanan hastalarda kalp fonksiyonlarının bozulması sonucunda ritim bozukluğu ve kalp yetmezliği gibi önemli sorunlar gelişebilmektedir.  Erken tanı için yol yürümek, merdiven ve yokuş çıkmak gibi günlük aktivitelerde normalden çabuk yorulma, nefes darlığı veya çarpıntı hissi olan kişilerin mutlaka doktora başvurmaları gerekmektedir. Zira, erken dönemde doğru tanı ve uygun tedaviyle hastaların sağlıklı bir yaşam sürmeleri sağlanabilmektedir” diyor.  Kalp kapağı hastalıklarının bazen uzun yıllar belirti vermeden ilerleyebileceğine de işaret eden Prof. Dr. Aleks Değirmencioğlu, “Bu nedenle ekokardiyografi ile kontrol edilmediğinde sorun tespit edilemeyebilir ve tedavi için geç kalınmış olabilir. Dolayısıyla hiçbir yakınma olmasa bile her insanın genç yaşlarda en azından bir kere ve 40 yaşından sonra düzenli aralıklarla kalp kontrollerini yaptırması çok önemlidir” diyor.

Prof. Dr. Aleks  Değirmencioğlu

Prof. Dr. Aleks  Değirmencioğlu

Çabuk yoruluyorsanız, dikkat!

Kalp kapak hastalıkları ciddiyetlerine göre; hafif, orta veya ileri derecede olmak üzere üç gruba ayrılıyor. İleri düzeydeki kapak hastalıklarının ilk semptomları eforla yorulma ve çarpıntı gibi şikayetler oluyor. Süreç ilerledikçe kapak hastalığı kalbe fazladan yük bindirerek, ilk aşamada eforla gelen ama müdahale edilmezse ilerleyerek daha sonra dinlenme halinde bile oluşan nefes darlığına yol açıyor. Ayrıca çarpıntı, göğüs ağrısı veya bayılmaya da sebep olabiliyor. Ancak bunun dışında bazen de yakınmalar başlamadan, herhangi bir sağlık problemi veya check up amaçlı hekime başvuran hastanın kalbi dinlenirken üfürüm duyulmasıyla tesadüfen de kapak hastalığı saptanabiliyor.

Ülkemizde en yaygın nedeni eklem romatizması!

Kalbimizin içinde yer alan ve kanın kalp odacıkları içinden geçerken geri kaçmasına engel olan yapılar  ‘kalp kapakları’ olarak adlandırılıyor. Kalbin sol ve sağ tarafında 4 adet kapak yer alıyor. Kapak hastalıkları; bu kapakların daralmaları, kapak yetersizliği veya her ikisinin kombinasyonu şeklinde olabiliyor. Çocukluk ve genç erişkinlik döneminde, bakteriyel boğaz enfeksiyonu sonrası ortaya çıkabilen eklem romatizması ile doğumsal olarak meydana gelen anormallikler en yaygın görülen kapak hastalığı nedenlerinden. İleri yaşlarda ise daha çok kireçlenmeye bağlı kapak hastalıkları görüldüğünü vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aleks Değirmencioğlu, “Popülasyon yaşlandıkça kireçlenmeye bağlı kapak hastalıkları sıklığı artış göstermektedir. Ayrıca kapak yapısındaki anormallik sonucu kapakların çökmesi de yine hem genç yaşta hem de ileri yaşta yaygın görülen kapak hastalığı sebeplerindendir. Bununla birlikte romatizmal kapak hastalıkları ise geçmiş yıllara göre sosyokültürel seviye arttıkça nispeten azalma eğilimine girmiştir” diye konuşuyor.

Pause dergi

Kalbin kalıcı hasar görmesi önleniyor!

Kalp kapak hastalıkları kardiyolojik muayene ve ekokardiyografi olarak adlandırılan kalp ultrasonu ile kolaylıkla saptanabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aleks Değirmencioğlu, ciddi sorunu olan kapak problemlerinde hastanın şikayetleri de başladıysa ya da kalpte belli bir düzeyde bozulma oluşmuş ise mutlaka müdahalede bulunulması gerektiğine işaret ederek, “Tedavideki en önemli iki hedef ise hastanın yakınmalarının giderilmesi ve kalbin geri dönüşümsüz hasar görmesinin önlenmesidir” diyor. Kapak hastalıklarında tedavinin kapağa anjiografik veya cerrahi olarak müdahale edilerek gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Aleks Değirmencioğlu, bazen kapağın tamir edilmesi mümkün olabilirken, birçok hastada ise yıpranmış olan kapağın biyolojik veya mekanik yapay bir kapak ile değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.

Tedavi sonrası düzenli kontrol şart!

Zamanında ve uygun yapılan kapak müdahalesi sonrasında hastalar hemen hemen normal yaşamlarına devam edebiliyorlar. Prof. Dr. Aleks Değirmencioğlu, ancak tedavi sonrasında düzenli kontrollerin yapılmasının ve çok ağır egzersizlerden kaçınılmasının oldukça önem taşıdığını belirterek, “Ayrıca mekanik kapak ile tedavi edilen hastaların düzenli takip edilmesi gereken kan sulandırıcı bir ilaç kullanmaları da gerekmektedir” diyor

Elif Turan’dan yepyeni bir şarkı

Elif Turan’dan yepyeni bir şarkı

Elif Turan, müzik severlerin merakla beklediği DMC etiketli yeni teklisi “Dinle Hadi” ile bahar mevsiminde dinleyicilerini selamlıyor.

Şarkının söz ve müziği Elif Turan’a ait, düzenlemesi Gürkan Kömürcü imzasını taşıyor. Dinamik ritimleri ve etkileyici sözleriyle dikkat çeken “Dinle Hadi,” dinleyicilere unutulmaz bir müzik deneyimi sunmayı hedefliyor.

Elif Turan, sanatçılığının ve müzikal yeteneklerinin en güçlü yanlarını “Dinle Hadi” ile ortaya koyuyor. Dinleyicilerini dans etmeye ve müziğin ritmine katılmaya davet eden bu enerjik şarkı, dinleyicileri adeta büyüleyecek.

Azka’da Bayram Şenliği

Azka’da Bayram Şenliği

Üç gün süren Ramazan Bayramı tatilini değerlendirmek isteyenler adeta tatil beldelerine akın ettiler.

10 Nisan Çarşamba günü başlayıp 12 Nisan Cuma günü biten Ramazan Bayramı tatiline hafta sonunu da ekleyerek beş gün tatil yapma fırsatı bulanlar tatil beldelerindeki otelleri doldurdular.

Her yaz sezonun da olduğu gibi bu sezonda dolu bir konser takvimiyle konuklarını ağırlamaya hazırlanan Azka Otel konserlerine Ramazan Bayramı tatili ile başladı. Bayram boyunca; Teachers Band , Madam Arabesk ve Zeynep Casalini canlı performanslarıyla otel misafirleri eğlenceli saatler yaşadılar.