Orta Çağ Masalı Bir Şehirde Sonbahar Kaçamağı “Rothenburg ob der Tauber”

Sonbaharın romantik atmosferini tam anlamıyla yaşayabileceğiniz bir yer arıyorsanız, Almanya’nın en büyüleyici kasabalarından biri olan Rothenburg ob der Tauber‘e yolculuk tam size göre. Orta Çağ’dan kalma surlarla çevrili bu kasaba, zamana meydan okuyan dar sokakları, tarihi evleri ve taş binalarıyla adeta bir masal şehri gibi. Özellikle sonbaharda sararan ağaçlar ve dökülen yapraklar, kasabanın mistik havasını pekiştiriyor.

Hazırlayan: Ferhat Kaan Şahin

Rothenburg ob der Tauber

Nasıl Gidilir?

İstanbul’dan Rothenburg ob der Tauber’e ulaşmanın en pratik yolu uçakla Frankfurt ya da Nürnberg havalimanlarına uçmaktır. İstanbul’dan Frankfurt’a uçuşlar yaklaşık 3 saat sürer. Frankfurt Havalimanı’ndan Rothenburg’a trenle ulaşabilirsiniz. Tren yolculuğu yaklaşık 2-3 saat sürer ve birkaç aktarma yapmanız gerekebilir (Würzburg ve Steinach’ta). Nürnberg Havalimanı’ndan ise daha kısa bir yolculukla (yaklaşık 1,5 saat) trenle Rothenburg’a varabilirsiniz. Havalimanından toplu taşıma veya araç kiralayarak Rothenburg’a ulaşmak mümkündür.

Rothenburg ob der Tauber

Nerede Konaklanır?

Rothenburg küçük bir kasaba olduğundan her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Konaklama seçenekleri arasında tarihi binalara dönüştürülmüş oteller, butik pansiyonlar ve geleneksel Alman misafirperverliğini sunan aile işletmeleri bulunur. İşte birkaç öneri:

  • Hotel Reichs-Küchenmeister: Kasabanın kalbinde, tarihi bir yapıda yer alan bu otel, konforlu odaları ve güzel restoranıyla tanınır.
  • Hotel Gotisches Haus: Orta Çağ mimarisinin keyfini sürebileceğiniz bu otel, lüks bir konaklama arayanlar için ideal.
  • Hotel Eisenhut: Tarihi dokuyu hissetmek isteyenler için harika bir seçenek olan bu otel, kasabanın en ünlü otellerinden biridir.

Daha ekonomik seçenekler arıyorsanız, kasabanın biraz dışındaki Gasthof ve B&B seçeneklerine göz atabilirsiniz.

Rothenburg ob der Tauber

Gezilecek Yerler

Rothenburg ob der Tauber, adeta bir açık hava müzesi gibidir. İşte kaçırmamanız gereken bazı yerler:

  • Rothenburg Şehir Surları: Kasabanın etrafını çevreleyen surlarda yürüyüş yapabilir ve kasabanın tarihi manzaralarını yukarıdan izleyebilirsiniz.
  • Plönlein: Rothenburg’un simgesi haline gelen bu köşe, rengarenk Orta Çağ evleri ve dar sokaklarıyla fotoğraf çekmek için mükemmel bir yer.
  • Käthe Wohlfahrt Noel Dünyası: Dünyanın en ünlü Noel dükkanlarından biri olan bu mağaza, yılın her döneminde açık ve özellikle sonbahar-kış sezonunda büyüleyici.
  • Orta Çağ Suç ve Ceza Müzesi: Kasabanın tarihi kadar ilginç ve karanlık bir tarafını keşfetmek isterseniz, bu müze tam size göre.

Rothenburg ob der Tauber

Yeme İçme

Almanya’nın geleneksel lezzetlerini tatmak için kasabadaki yerel restoranlarda mola verebilirsiniz. Bratwurst (Alman sosisi), Schneeballen (kar topu şeklinde bir tatlı) ve Alman biraları denenmeye değer. Gasthaus zur Höll gibi restoranlar, hem otantik atmosferi hem de lezzetli menüsüyle ünlüdür.

Sonbaharda Rothenburg

Sonbahar aylarında Rothenburg, turist kalabalığının azaldığı ve kasabanın renkli yapraklarla kaplandığı en romantik zamanını yaşar. Ayrıca, çevredeki Tauber Nehri boyunca yürüyüş yapabilir, sessiz ve huzurlu bir doğa kaçamağı yapabilirsiniz.

Rothenburg ob der Tauber

Öneriler

  • Sonbahar aylarında gidecekseniz, yanınıza hafif ama sıcak tutacak kıyafetler almayı unutmayın. Sabah ve akşam serin olabilir.
  • Kasabada dolaşırken fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, Plönlein ve şehir surları en güzel manzaralar sunar.

Rothenburg ob der Tauber, tarih ve doğa iç içe geçmişken huzur dolu bir sonbahar tatili yapmak isteyenler için mükemmel bir destinasyon.

Hel Yarımadası: Baltık Denizi’nin Saklı Cenneti

Polonya’nın kuzey kıyılarında, Baltık Denizi’nin serin sularına doğru uzanan dar bir kara parçası var: Hel Yarımadası. Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve sakin atmosferiyle bilinen bu yarımada, Polonya’nın en gözde turistik destinasyonlarından biri. Göz alabildiğine uzanan kumsalları, yemyeşil ormanları ve tarihi zenginlikleriyle Hel Yarımadası, seyahat severler için adeta bir cennet.

Hazırlayan: Ferhat Kaan Şahin

Hel Yarımadası

Doğanın ve Tarihin Buluşma Noktası

Hel Yarımadası, yaklaşık 35 kilometre uzunluğunda, dar bir kara şeridi olarak Baltık Denizi’ne doğru uzanır. Yarımadanın genişliği bazı yerlerde birkaç yüz metreyi geçmez. Bu özelliğiyle, bir tarafında Baltık Denizi’nin engin mavi suları, diğer tarafında ise Puck Körfezi’nin sakin suları uzanır. Her iki kıyı da tertemiz plajlar ve dingin deniz manzaralarıyla süslenmiştir. Hel Yarımadası, yaz aylarında güneşlenmek ve denize girmek isteyenler için mükemmel bir kaçış noktasıdır.

Yarımada, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin tarihiyle de dikkat çeker. Özellikle II. Dünya Savaşı sırasında büyük stratejik öneme sahip olan bu bölge, savaşın izlerini günümüze kadar taşımıştır. Savaş sırasında Hel, Polonya’nın savunmasında kritik bir rol oynamış ve yarımadada birçok askeri yapı inşa edilmiştir.

Hel Yarımadası

  1. Dünya Savaşı’nın İzleri: Tarihi Yapılar

Hel Yarımadası’nı keşfederken, savaşın derin izlerini taşıyan pek çok tarihi yapıyla karşılaşmak mümkün. Bunların başında, 1930’larda inşa edilen Hel Kalesi gelir. Kale, II. Dünya Savaşı sırasında Polonya ordusu tarafından kullanılan önemli bir savunma hattıydı. Bugün, bu kale askeri bir müze olarak hizmet veriyor. Müze, savaş sırasında kullanılan silahlar, mühimmatlar ve askeri donanımların yanı sıra, döneme ait belgeler ve fotoğraflarla ziyaretçileri tarihin derinliklerine götürüyor.

Hel Kalesi’nin yanı sıra, yarımadanın farklı noktalarında dağılmış olan eski sığınaklar, topçu bataryaları ve gözlem kuleleri gibi diğer askeri yapılar da ziyaretçilere açıktır. Bu yapılar, savaşın zorluklarını ve Polonya’nın kahramanca direnişini hatırlatır nitelikte.

Hel Yarımadası

Hel Kasabası: Küçük Bir Balıkçı Köyünden Turistik Merkeze

Yarımadanın en ucunda yer alan Hel kasabası, bir zamanlar küçük bir balıkçı köyüydü. Bugün ise turistik bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Kasabanın dar sokaklarında yürürken, Baltık Denizi’nin tuzlu havasını soluyabilir, küçük kafelerde yerel lezzetleri tadabilir ve sahil boyunca uzanan yürüyüş yollarında huzur dolu anlar yaşayabilirsiniz.

Kasabanın merkezinde yer alan Balıkçılık Müzesi, Hel’in denizle olan tarihsel bağlarını gözler önüne seriyor. Ayrıca, kasabanın en popüler turistik noktalarından biri olan Fok Araştırma Merkezi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Burada, fokların korunması ve rehabilitasyonu için yürütülen çalışmalara tanık olabilir, bu sevimli deniz canlılarını yakından gözlemleyebilirsiniz.

Hel Yarımadası

Hel Yarımadası’nda Yapılacaklar

Hel Yarımadası sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda sunduğu aktivitelerle de ziyaretçilerini cezbediyor. Bisiklet yolları, yürüyüş parkurları ve su sporları imkânları, aktif bir tatil geçirmek isteyenler için ideal seçenekler sunuyor. Özellikle rüzgar sörfü ve yelken sporlarına ilgi duyanlar için Puck Körfezi, Polonya’nın en iyi yerlerinden biri olarak bilinir.

Eğer daha sakin bir aktivite arıyorsanız, yarımadanın ormanlarında doğa yürüyüşleri yapabilir, kuş gözlemi ile farklı kuş türlerini keşfedebilirsiniz. Ayrıca, plajda gün batımını izlemek, Baltık Denizi’nin kıyısında unutulmaz bir deneyim sunar.

Hel Yarımadası

Hel Yarımadası: Zamanın Durduğu Yer

Hel Yarımadası, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Tarihin derin izlerini taşıyan yapıları, huzur veren doğası ve sakin kasabasıyla Hel, Polonya’nın saklı cennetlerinden biri. Eğer yolunuz Polonya’ya düşerse, Hel Yarımadası’nı keşfetmeyi unutmayın. Burada, zamanın durduğunu ve modern dünyanın telaşından uzaklaşabileceğinizi hissedeceksiniz.

Not: Hel Yarımadası’na ulaşmanın en ilginç yollarından biri, bir zamanlar Gdynia’dan kalkan 666 numaralı otobüsü kullanmaktı. Ancak, bu numaranın yarattığı dini hassasiyetler nedeniyle 2023 yılında otobüs hattının numarası değiştirildi.

Costalegre neden bir sonraki Meksika tatiliniz olmalı?

Hazırlayan; Ferhat Kaan Şahin

Meksika her zaman gezegendeki en büyülü yerlerden biri olacak. Ancak bu günlerde o büyüyü bulmak için biraz daha fazla aramanız gerekiyor. En azından turistik yerlerinde. Yanılmayın, Meksika’daki turistik yerler çok seviliyor, ancak her şey değişiyor ve hızla değişiyor.

Kalkınma, her ülkenin turizm stratejisinin bir parçasıdır ve Meksika’nınki de farklı değildir. Ancak Meksika’nın bazı bölgelerindeki bu kalkınmanın büyüyü daha da uzağa ittiği hissediliyor.

Ancak Meksika’nın Costalegre bölgesi, sihir bulmak için hiç uğraşmak zorunda kalmayacağız bir bölge. Bu geniş kıyı şeridi, birbiri ardına açılan bir pastoral manzara. Tuzlu, kobalt renkli bir denize doğru uzanan yükselen, ormanlarla kaplı dağlar. Kilometrelerce uzanan altın kumlu plajlar, sık palmiye ağaçları koruları, uykulu balıkçı köyleri ve açık kömürlerde kavrulan deniz ürünlerinin kokusu. Kumda ayak parmakları, güneşten kavrulmuş omuzlar ve sürekli bir gülümseme.

Costalegre, Meksika’nın en iyi yerlerinden biri. Meksika’da ziyaret etmeniz gereken bir yer varsa, kesinlikle Costalegre tavsiye ediyoruz.

Meksika, Costalegre

Costalegre Nerede?

Costalegre, Meksika’nın Pasifik kıyısındaki Puerto Vallarta ve Manzanillo arasında neredeyse gelişmemiş bir sahil şerididir. Meksika gibi bir yerde, tamamen el değmemiş bu kadar geniş plaj alanları bulmak nadirdir. Ancak Costalegre’yi bu kadar özel kılan şey budur tasarlanmamış olması için tasarlanmıştır.

Costalegre boyunca uzanan on binlerce dönümlük arazinin çoğu, bölgeyi rezervlerde korumayı kabul eden yaklaşık beş geliştirici ailesine aittir. Bu geniş dönümlük arazilerde oteller, tatil köyleri, restoranlar ve plaj kulüpleri gizli olsa da arazinin büyük kısmı, ormanlandırmayı, yerel yaban hayatının korunmasını ve yüzyıllardır Meksika’nın bu bölümünü evleri olarak adlandıran insanlar için sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla geliştirmeden kapatılmıştır. Ve bu otellere gelince, onları aramadığınız sürece otoyoldan orada olduklarını asla anlayamazsınız.

Meksika, Costalegre

Costalegre’ye Nasıl Gidilir?

Costalegre’nin büyüsünün bir kısmı uzaklığıdır. Ziyaret etmek için çaba sarf etmek isteyenler için erişilebilirdir. İnsanların çoğu Puerto Vallarta’ya uçar ve iki ila üç saatlik bir yolculuk yaparak güneye iner ve birçok köyünü, koylarını, körfezlerini ve Meksika’nın en iyi plajlarından bazılarını keşfetmeye başlar.

Diğerleri ise Puerto Vallarta’dan çok daha küçük bir havalimanı olan ve ABD ile Kanada’dan çok daha az direkt uçuşun olduğu Manzanillo’ya uçmayı tercih ediyor.

Costalegre boyunca uzun yıllardır bir havalimanı geliştiriliyor ve şu anda özel uçaklara açık. Ticari havayolları için henüz hazır değil ve bunun bir seçenek haline gelmesi muhtemelen daha yıllar alacak.

Yani, şimdilik Costalegre’ye ulaşmak için bir macera duygusuna sahip olmanız gerekiyor. Ama gerçekte, bölge sakinleri bunu tercih ediyor.

Meksika, Costalegre

Costalegre’de yapılacak şeyler

Costalegre’ye seyahat edenler için keşfedecekleri şey, Meksika’nın gerçekten dikkat çekici bir parçası olacak. Bazı açılardan zamanın donduğu bir yer ve diğer açılardan da ülke için lüksün yeni yüzü.

Yeni Four Seasons Tamarindo gibi tatil yeri açılışları sayesinde Costalegre uluslararası seyahat dergilerinde yer aldı. Ancak gerçekte Costalegre’yi bilenler burada yıllardır lüks mülkler olduğunu bilirler- sadece “bilgili” bir kalabalığa hitap etmişlerdir.

Costalegre’ye gelenler sessizliği, ham ve bozulmamış doğayı, açık hava macerasını ve yerel topluluklarla etkileşimi için geliyorlar. Bence, turistler ve yerliler arasında gerçek uyumu hala bulabileceğiniz tüm ülkedeki en iyi noktalardan biri. İnsanların Meksika’yı gördüğü, anladığı ve takdir ettiği ve onu basitçe aşırı inşa etmek veya kar elde etmek istemediği bir yer.

Meksika, Costalegre

Bunu akılda tutarak, Costalegre’de yapılacak en iyi şeyler genellikle Meksika’da seveceğiniz en iyi şeylerdir. Birçoğuna yalnızca tekneyle ulaşılabilen, millerce bozulmamış plajları keşfedin. Benim favorilerim Playa Mayto, Playa Chalacatepec ve Playa Las Rosadas ve diğerleri.

Perula, Melaque, La Manzanilla, Barra de Navidad ve Tehuamixtle gibi balıkçı köylerini ziyaret edin. Burada sahilde restoranlar, yerliler, gurbetçiler ve yakındaki tatil köylerinde çalışan çalışanların bir araya geldiği bir kalabalık bulacaksınız. Bu, karmaşadan uzak, doğaya yakın olmayı seven ve hayatı yavaş ve bilinçli bir şekilde yaşayan bir grup.

Costalegre boyunca Careyes topluluğundaki deniz kaplumbağası koruma alanlarını ziyaret ederek yavru deniz kaplumbağalarının denize geri salınmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca Four Seasons Tamarindo’daki 3.000 dönümlük korunan ormanda bir ekoloji yürüyüşü yaparak yerel bitkiler ve ağaçlar hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Meksika, Costalegre

Ne yiyelim?

Ve Costalegre boyunca uzanan gastronomi, Meksika mutfağının en iyilerini sergiliyor. Las Rosadas plajlarında, güneş Pasifik’e ateşli renklerle batarken, akşam yemeğinde meşale ışığında enchiladalar yiyin. Ancak bölge aynı zamanda inanılmaz derecede taze suşi, el yapımı makarna, biftek, taze balık ve bunların arasındaki her şeyi sunan restoranlara da ev sahipliği yapıyor.

Barra de Navidad’da sörf yapabilir veya La Manzanilla’da koydan koya gezmeye veya dalışa çıkmanız için lancha kiralayabilirsiniz. Balıkçılık turları da burada çok revaçta. Costalegre’de bulamayacağınız tek şeyler her şey dahil tatil köyleri, gece kulüpleri veya açıkçası birçok başka turist. Costalegre cennettir. Beni Meksika’ya aşık eden her şey buradadır.

Meksika, Costalegre

Ancak bu değişiyor. Bölge aşırı gelişmeden ve mega turizm yayılmasından kesinlikle korunsa da özellikle turizm söz konusu olduğunda, işler nadiren sonsuza dek aynı kalır. O havaalanı sonunda açılacak. Yeni otel projeleri bayraklarını sallayacak. Her şey değişecek. Sonunda.

Ancak şimdilik Costalegre, Meksika’nın tüm büyüsünü bulmak için çok fazla aramanıza gerek kalmayacak en özel noktalardan biri.

Hadi elinizi çabuk tutun…

Araba ile tatile gidilecek yakın yerler

İstanbul’un yoğun temposundan uzaklaşarak kendinize huzurlu bir kaçış rotası arıyorsanız, yakın çevredeki bu gözde tatil rotaları tam size göre. Her biri doğal güzellikler ve tarihi zenginliklerle dolu bu tatil beldeleri, araç kiralayarak veya otobüs yolculuğu ile kolayca ulaşabileceğiniz birbirinden farklı destinasyonlar sunuyor. Kırklareli’nin denizle buluşan köylerinden, Bursa’nın tarih kokan sokaklarına, Çanakkale’nin kıyı kasabalarından, İzmir’in sakin bölgelerine kadar uzanan bu güzergahlar, size hem dinlenme hem de doğal ve tarihi güzellikleri keşfetme fırsatı verecek.

Şehrin kalabalığından uzaklaşmak ve huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için birbirinden güzel yerler var. İstanbul’dan kısa bir yolculukla ulaşabileceğiniz bu rotalar, doğanın ve tarihin tüm güzelliklerini bir arada sunuyor. İğneada’dan Gökçetepe’ye, Trilye’den Assos’a uzanan bu tatil yerleri hem doğanın hem de tarihin tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel kaçış noktaları.

İğneada

Karadeniz kıyısındaki sahil beldesinde yer alan ve longoz ormanları ile çevrili İğneada’da doğanın ve denizin keyfini aynı anda çıkarmak mümkün. Doğa tutkularının gözde lokasyonlarından İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, nadir bulunan bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapıyor. İğneada’nın çevresinde yer alan Erikli Gölü ve Mert Gölü, kuş gözlem turları ve doğa yürüyüşleri için en çok tercih edilen rotalar arasında yer alıyor. Mert Gölü’nden longoz ormanlarına doğru kano yolculuğuna çıkabilir, İğneada yakınlarındaki Demirköy’de bulunan Dupnisa Mağarası’na yapılan turlara katılabilirsiniz.

Kıyıköy

İstanbul’a iki saat uzaklıkta olan Kıyıköy, tertemiz denizi ve doğası ile sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin tercih edeceği bölgeler arasında yer alıyor. Bölgenin geçmişine tanıklık etmek için Aya Nikola Manastırı, Kıyıköy Mağarası, Kıyıköy Liman Hamamı ve Kıyıköy Kalesi’ni gezebilir, Selvez Koyu ve Poliçe Koyu’nda denize girebilirsiniz. Bölge aynı zamanda sportif balıkçılık, kamp ve doğa sporları ile ilgilenenler için de uygun bir ortam sunuyor. Küçük bir balıkçı kasabası olarak bilinen Kıyıköy’de başta kalkan balığı olmak üzere taze deniz ürünlerini denemeyi ve keşfedilmeyi bekleyen salaş mekanları ziyaret etmeyi unutmayın.

Erikli

İstanbul’a en yakın Ege tatilini yapabileceğiniz Erikli’ye araç kiralayarak 3,5 saatte ulaşmak mümkün. Uzun, geniş kumsalı ve masmavi denizi ile Mecidiye, Uzunkum ve İtalyan Koyu’nda denize girebilir, Danişment Orman Kampı’nda doğa ile iç içe vakit geçirebilirsiniz.

Gökçetepe

Şehir hayatının gürültüsünden kaçmak isteyen doğa tutkunları için Gökçetepe oldukça uygun bir tatil rotası. Edirne’nin Keşan ilçesinde yer alan Gökçetepe Tabiat Parkı, bölgenin en ünlü kamping alanlarından biri. Saros Körfezi’nin eşsiz manzarasını sunan parkta bisiklet turlarına ve doğa gezilerine katılabilir, ATV safari yapabilirsiniz. Saros Körfezi’nin sahilinde uzmanlar eşliğinde dalış eğitimi alarak tertemiz denizin içindeki canlıları keşfedebilirsiniz.

Gölyazı

Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı eski bir Rum balıkçı köyü olan Gölyazı, sakin atmosferi ve huzur dolu manzarasıyla İstanbul’a yakın tatil rotalarından biri. Bölgede sandal turu yapabilir, Uluabat Gölü’nde mart ve kasım ayları arasında çiçeklenen nilüferleri görebilirsiniz. Göl kenarındaki manzara eşliğinde kahvaltı yapabilir, Zambak Tepesi’nde güneşin batışını izleyebilirsiniz.

Trilye

İstanbul’dan kolaylıkla ulaşılabilen Trilye, hem tarihi hem de doğal güzelliklerin keşfedilebileceği yerlerden biri. Zeytinbağı olarak da bilinen ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Trilye, Bursa’nın en keyifli mahalleleri arasında yer alıyor. Taş Mektep, Fatih Cami, Aya Todori Kilisesi ve Köylü Pazarı’nı keşfederken tarih kokan sokakları gezebilirsiniz. Trilye Yat Limanı’nda gün batımına karşı yürüyüş yapabilir, eşsiz lezzetteki yemeklerden deneyebilirsiniz.

Assos

İstanbul’da yaşayanlar için hafta sonları kaçış rotalarının başında Assos geliyor. Kalabalıktan uzak sakinliğiyle ön plana çıkan Assos, huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için ilk sıralarda yer alıyor. Mavi bayraklı plajları, Kaz Dağları’nın tertemiz havası ve kamp alanları ile Kuzey Ege’nin eşsiz güzellikteki rotası Assos, kısa süreli tatiller için ideal. Yeşilin mavi ile kucaklaştığı Assos, deniz tatilinin yanı sıra tarihi ve kültürel bir yolculuğa çıkmak isteyenlere de hitap ediyor. Hafta sonu tatil rotasında Assos’u tercih edecekler Kadırga Koyu ve Yeşil Liman’da denize girebilir, Behramkale’yi gezerek tarihi koklayabilir. Hayranlık uyandıran Assos Antik Kenti’ni keşfedebilir, Athena Tapınağı’nda muhteşem gün batımı manzarasını izleyebilirsiniz.

Gelibolu

Hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile önemli bir yere sahip olan Gelibolu tarih, deniz ve kamp tatili için tercih edilen yerlerden biri. Ayrıca yakın konumda olması sebebi ile kolayca gidilebilmesi Gelibolu’yu cazip kılıyor. Gelibolu’dayken Anzak Koyu’ndan Gelibolu Tarihi Milli Parkı’na, Savaş Müzesi’nden Gelibolu Şehitler Abidesi’ne tarih dolu bir gezi planlayabilir ve Fatma Kadın Plajı, Hamzabey, Feneraltı, Morto Koyu, Kömür Limanı’nda denize girebilirsiniz.

Enuygun

Emekli olunca yaşayabilecek 12 sahil kasabası!

Emeklilik hayali ikiye ayrılır. Emekli olunca dünyayı gezme hayali kuranlar ve sessiz, sakin bir sahil kasabasına yerleşip, müstakil evinin bahçesinde domates yetiştirmeyi düşleyenler… Biz ikincisine sesleniyoruz. Özellikle kalabalık şehirlerde yaşamanı sürdüren, her gün ömründen bir parçasını trafikte yitiren ve ruh emici gökdelenlerin arasında bir gıdım oksijene muhtaç kalan bizlerin, emekliliğimizde daha dingin bir hayat sürme isteğimiz hiçbir şekilde sıkıcı karşılanmamalı.

Akarca

1 – Akarca

Akarca’yı çoğu insan bilmez. Çünkü burada sabahın ilk ışıklarına dek süren eğlenceler yoktur. Yalnızca buz gibi bir deniz ve dingin bir yaşam sürmeyi seçmiş emekli büyüklerimiz vardır. Genelde yazlıkçıların mekanı olan Akarca, İzmir’in Seferihisar ilçesinde bulunuyor. Ege Denizi’nin en berrak hali, bu güzide sahil kasabasına bahşedilmiş desek yeridir.

 Bademli

2 – Bademli

Eğer emekli ikramiyenizi Maldivler’e yatırmak istemiyorsanız, ikinci seçenek olarak Bademli Köyü’nü düşünebilirsiniz. Neden böyle diyoruz, çünkü Bademli’deki deniz, o gördüğünüz Maldivler’deki okyanustan farksız. Popüler olamamasının nedeni ise malum, zamane gençliği işte. Bademli’nin İzmir’in Dikili ilçesinin güneybatısında olduğunu da belirtelim unutmadan.

Çukurbağ

3 – Çukurbağ

Sessiz ve sakin bir hayat süreyim, domatesimi de ekeyim ama sıkılınca eğlenceden de çok uzak kalmayayım diyorsanız eğer, o zaman Çukurbağ Yarımadası’na yerleşebilirsiniz. Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan Çukurbağ, Meis Adası’nın manzarasıyla da büyülüyor insanı. Hem torunlarınız da çok sevinir bu duruma.

Güzelçamlı

4 – Güzelçamlı

Hep özlediğiniz o bakir doğaya en sonunda kavuşacağınız bir yer Güzelçamlı. Aydın’ın Kuşadası ilçesinde bulunan Güzelçamlı, dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip bölgelerinden biri. Hani gökdelenlerin arasında nefes alamıyoruz dedik ya, Güzelçamlı bu yönden ömürlük bir terapi niteliğinde anlayacağınız.

Badavut

5 – Badavut

Issız, daha da ıssız, olabildiğine ıssız bir yer arayışındaysanız, tası tarağı toplayıp Sarımsaklı Badavut’a yerleşebilirsiniz. Issız dediysek gözünüzü korkutmuş olmayalım, Ayvalık Sarımsaklı’ya çok yakınsınız aynı zamanda. Canınızı sıkıldığında, iki çift laf edeceğiniz insanlar da bulabilirsiniz istediğinizde.

Mazı

6 – Mazı

Emeklilik hayalleri genelde Bodrum üzerinden yürüyor. Özellikle her 5 insanın 3’ünün domatesi hep Bodrum’da yetişiyor. Yaz aylarında Bodrum’un ne kadar kalabalık olduğunu söylememize gerek yok. Ama Mazı öyle mi? Değil tabi. Bodrum’da emeklilik hayalini kuranların, kesinlikle yerleşmesi gereken bir cennet köşesi Mazı.

Palamutbükü

7 – Palamutbükü

Yeryüzünde cenneti arıyorsanız, Palamutbükü’nün aradığınız yer olduğunu söyleyebiliriz. Tamam, belki domates yetiştiremeyebilirsiniz ama bol bol badem ağacı ekebilirsiniz. Datça’nın en huzurlu köşelerinden biri olan Palamutbükü’nde yeniden gençleştiğinizi hissedebilmeniz olası.

Akyaka

8 – Akyaka

Hem doğal güzelliklerin ortasında hem de insanlarla iç içe bir emeklilik hayali düşlüyorsanız, Akyaka Gökova’nın büyülü dünyasını da bir kolaçan edin bizce. Gökova Körfezi’nin en şahane koylarının bulunduğu Akyaka’da, kim bilir, belki bir pansiyon işletmeye başlar ve hayatınıza bambaşka renkler katarsınız. Bu da bir fikir.

Turunç

9 – Turunç

Kışı sessiz, sakin köşemde geçireyim, yazın ise cıvıl cıvıl olsun etrafım diyorsanız, Marmaris’te yer alan Turunç’taki müstakil evinizin hayalini kurmaya şimdiden başlayın deriz. Yaz aylarında bol turist akınına uğrayan Turunç’ta, kışın ise birkaç pansiyon dışında herkes köşesine çekiliyor. Yılların yorgunluğunu üzerinizden atmak için Turunç biçilmiş kaftan.

Köyceğiz

10 –Köyceğiz

Son zamanlarda dikkat ediyoruz da Köyceğiz gittikçe popüler olmaya başladı. Doğal güzelliklerin ve tarihi dokunun bu kadar uyumlu olduğu daha kaç yer var ki ülkemizde? Hem sessizliği seviyor, hem tarihe ilgi duyuyorsanız, emeklilik hayali kurmaya Köyceğiz üzerinden devam etmenizi tavsiye edeceğiz.

Sokakağzı

11 – Sokakağzı

İleride, “nerede yaşıyorsun bey amca” diye sorduklarında ‘Ege’nin en uç noktasında yaşıyorum delikanlı’ cevabını verdiğinizi düşünün. İşte o an, bir delikanlının daha emeklilik hayaline yön vermiş olmanın haklı gururunu yaşayacaksınız. Bizim için bir inci tanesinden daha da değerli olan Assos’un şirin bir sahil kasabası olan Sokakağzı, bizim de emeklilik hayallerimizi süslüyor.

Söğüt

12 – Söğüt

Konumu biraz sapa, kabul ediyoruz. Ama Söğüt bu güzelliğini, böylesine ulaşılması güç bir yerde olabilmesine borçlu. Marmaris’in en büyük köyü olan Söğüt, oldukça sessiz bir yer olmasına rağmen, çarşısı her daim cıvıl cıvıl ve capcanlı. İnsanlarla hem iç içe hem de onlardan kendinizi bu denli soyutlayabileceğiniz başka bir yer daha var mı, bilmiyoruz…

En iyi ve en ucuz tropikal tatil rotaları

Kumlu plajlar, muhteşem açık hava destinasyonları ve en iyi güneşli havayı sunan ucuz tropikal tatiller mi arıyorsunuz? İster kumda uzanıp bronzlaşmak ister sık ​​ormanda yürüyüş yapmak veya bir yanardağa tırmanmak isteyin, tropikal tatil fırsatları dünyanın her yerinde mevcuttur.

Dominik Cumhuriyeti

Dominik Cumhuriyeti

Dominik Cumhuriyeti, ana tatil beldeleri yerine, düşük sezonda tatil yapmayı tercih ederseniz veya biraz daha az bilinen kasabaları tercih ederseniz iyi bir değer sunuyor.

Dominik Cumhuriyeti’nde yüksek sezon her zaman ucuz olmayabilir, ancak Nisan, Mayıs ve Haziran ayları iki dünyanın en iyisini sunar. Çoğunlukla güneşli günler ve konaklama ve uçuşlarda birçok özel indirim- fiyatlar yüksek sezon fiyatlarına göre %50’ye kadar düşer.

Haziran yağmurlu ve kasırgalı sezonun başlangıcıdır, ancak bu ayda fırtınalar nadirdir. Bu nedenle daha az maliyetle keşfetmek için harika bir aydır. Eğer bir uçurtma sörfçüsüyseniz, bu Cabarete gibi yerlerde uçurtma sörfü yapmak için en iyi aydır ve ayrıca ucuz konaklama için en iyi aylardan biridir.

Bali, Endonezya

Bali, Endonezya

Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin gözde tropikal destinasyonu olan Bali, seyahat zamanlarınızı doğru seçerseniz veya temel konaklama olanaklarından memnunsanız oldukça uygun bir yer olabilir.

Genel bir kural olarak, adanın güney kısmındaki yerler daha pahalıdır. Bunlara Kuta, Ubud ve Seminyak dahildir. Burada her şey, merkezi tepelerdeki veya kuzeydeki yerlerdeki yerlerin iki katıdır. Yine de burada bile, düşük sezonda (Mart-Mayıs) ziyaret etmek size önemli miktarda para kazandıracaktır. Yemek bir pazarlıktır ve dışarıda yemek yemek, yemeğin sonunda büyük bir hesap olmadan bir zevktir.

Cozumel, Meksika

Cozumel, Meksika

Aralık’tan Mart’a kadar Meksika’nın bu bölgesinde yüksek fiyatlar görülse de yılın geri kalanında çok daha iyi fiyatlar ve para biriktirmenin birçok yolu vardır. Kasırga sezonu Cozumel’de Temmuz’dan Ekim’e kadar sürer, ancak Eylül’e kadar bu genellikle sadece ara sıra yağmur anlamına gelir. Temmuz ve Ağustos ayları, burada ve orada biraz bulutlu gökyüzü karşılığında uçuşlarda ve konaklamada çok düşük fiyatlar sunar.

Daha iyi hava koşulları ve aynı derecede harika fiyatlar için Mart sonu ile Haziran arasında ziyaret edin. Cozumel plajları tüm yıl boyunca ücretsizdir.

Palawan, Filipinler

Palawan, Filipinler

Haziran’dan kasım ayına kadar olan dönem, Filipinler’deki bu küçük takımada eyaletinde düşük sezondur. Ayrıca muson sezonudur, ancak bunun sizi korkutmasına izin vermeyin. Yağmurlu sezonda bile her gün yağmur yağmaz ve yağmurlar genellikle yoğun ama kısa öğleden sonra sağanak yağışları şeklinde gelir. Yağmurlar sıcaklıkları biraz düşürür, bu da etrafta dolaşmayı ve keşfetmeyi daha konforlu hale getirir.

Mümkün olan en iyi hava koşulları için, sezonun başlarında gelin, çünkü en yoğun fırtınalar genellikle Eylül ayından sonra olur. Havayolları ve oteller bu dönemde büyük indirimler sunar, düşük sezon fiyatları normal maliyetlere kıyasla %80’e kadar tasarruf etmenizi sağlar.

Luang Prabang, Laos

Luang Prabang, Laos

Laos uzun yıllardır sırt çantalı gezginler için bir cennettir; bu tropikal Güneydoğu Asya ülkesinin çok uygun fiyatlı bir yer olduğunun iyi bir göstergesidir. Sokak yemek tezgahlarından erişte, yapışkan pirinç ve diğer hızlı yemekler birkaç dolara veya daha azına alınabilir ve başkentin dışında dört yıldızlı oteller Avrupa’da ödeyeceğinizin üçte birine mal olacaktır.

Aralık ve Ocak ayları en çok ziyaretçiyi çeker, çünkü hava kuru ve serindir, sıcaklıklar 20’li derecelerin ortasındadır. Başka bir zamanda gelirseniz daha az kalabalık ve daha düşük fiyatlar görürsünüz.

Kosta Rika

Kosta Rika

Kosta Rika her zaman ucuz bir tropikal tatil yeri olmayabilir, ancak yılın doğru zamanında varmak veya bağımsız bütçeli gezginlere hitap eden yerlere gitmek kesinlikle çok para tasarrufu sağlayacaktır.

Mayıs’tan Aralık ortasına kadar Kosta Rika, “yeşil mevsim” olarak bilinen şeyi yaşar. Bol yağmur, yeşil dağ yamaçlarında yoğun bulut ormanları ve büyük kalabalıkların çoğunlukla uzak durduğu bir zamanda bütçe dostu sörf molaları. Ancak yağmurun sizi korkutmasına izin vermeyin. Hala sıcak, manzara yemyeşil ve güzel ve plajın tadını çıkarmak için bolca güneşli gün elde edeceksiniz.

Koh Rong, Kamboçya

Koh Rong, Kamboçya

Kamboçya’ya gelen ziyaretçilerin çoğu Angkor Wat’taki antik tapınaklara gitse de ülke tropikal macera arayanlar için de birçok açık hava macerası sunuyor. Yemyeşil dağlar, sık ormanlar ve şeker beyazı kumlar Kamboçya’da bolca bulunur.

Kamboçya’nın engebeli ve gelişmemiş plajları ziyaretçiler için bir şölendir, çünkü kalabalıklar komşu Tayland’dakinden daha azdır ve tatil köyleri daha ucuzdur. Ülkenin en gelişmiş adası olan Koh Rong, mercan resifleri ve kumlu koyların cennetidir, burada büyüleyici bir gün batımının tadını çıkarmak için arkanıza yaslanabilir veya masmavi sular üzerinde bir sürat teknesi turuna çıkabilirsiniz.

Koh Samui, Tayland

Koh Samui, Tayland

Tayland, bütçeniz ne olursa olsun lüks bir seyahat yapabileceğiniz ziyaret edilebilecek en ucuz tropik adalardan bazılarına sahiptir. Tayland’da nereye gittiğinize bağlı olarak, düşük sezon Aralık veya Ağustos’a denk gelebilir. Bu nedenle en ucuz ayları bulmak için önceden biraz araştırma yapmak önemlidir.

Tayland’ın en sevilen plaj destinasyonlarından biri olan Koh Samui, Ekim ile Aralık ortası arasında düşük sezondadır. Ekim ve Kasım aylarında öğleden sonraları yağmurlu olabilir, ancak Aralık daha güneşli ve kurudur. Bu aylar, otel ve uçak bileti fırsatları yakalamak için harika aylardır.

Hoi An, Vietnam

Hoi An, Vietnam

Uygun fiyatlı tropikal balayı yerleri arıyorsanız büyüleyici küçük kasaba Hoi An birçok nedenden dolayı harika bir seçimdir. Kalabalık yerlerden yeterince uzakta olduğundan büyük kalabalıklarla karşılaşmazsınız, bütçenize uygun gizlilik ve romantizm sunar. Da Nang’ın turkuaz sularına ve yumuşak beyaz plajlarına sadece birkaç dakika uzaklıktadır.

Çok sayıda lüks tatil köyünün yanı sıra çok sayıda olanak sunan ancak çok bütçe dostu plaj otelleri bulabileceğiniz Da Nang bulunmaktadır. Hoi An ve Da Nang’ın düşük sezonu Eylül ve Mart ayları arasına denk gelir.

Langkawi, Malezya

Langkawi, Malezya

Tropikal Malezya’da görülecek ve yapılacak çok şey var. Yağmur ormanı yürüyüşleri, mağara keşifleri ve şehir ormanlarında bitmeyen alışveriş. Ancak canlı Malezya aynı zamanda muhteşem dalış noktalarına, altın rengi plajlara ve kristal berraklığında sulara da ev sahipliği yapıyor.

Andaman Denizi’nin kalbindeki 99 adadan oluşan bir takımada olan Langkawi, bütçeniz kısıtlıysa ziyaret etmek için harika bir adadır.

Daha iyi tasarruflar için, fiyatların her yerde %50 düştüğü yağmurlu Eylül veya Ekim aylarında ziyaret edebilirsiniz.

Aruba

Aruba

Aruba sadece zengin ve ünlülerin gittiği bir yer gibi görünse de Karayip Denizi’nin güneyindeki bu ada, uygun fiyatlı plaj tatilleri için de harika bir yer olabilir.

Aruba’ya yapacağınız seyahati ucuz tutmanın anahtarı zamanlamadır: Eylül ve Ekim ayları Aruba’da genellikle çok ucuz aylardır çünkü adanın ticaret rüzgarları azalır ve sıcaklıklar yükselir, geceleri bile genellikle 30’lu derecelerin ortasında kalır. Kavurucu sıcağı dert etmiyorsanız ve zaten zamanınızın çoğunu suda geçirmeyi planlıyorsanız, bu aylarda harika indirimler bulabilirsiniz. Oteller genellikle odalarda %50 veya daha fazla indirim sunar ve dalış tekneleri de indirim paketleri düzenler.

Haziran’dan ağustosa kadar daha az sıcaktır ancak yine de ucuzdur, ancak indirimler o kadar derin değildir.

Puerto Escondido, Meksika

Puerto Escondido, Meksika

Meksika’da ucuz fırsatlar yakalamak istiyorsanız, en iyi bahis, daha az bilinen yerlere gitmektir. Örneğin, Oaxaca kıyısı, ülkedeki diğer plaj destinasyonlarına kıyasla hala nispeten ayak basılmamış bir yerdir. Sonuç olarak, Oaxaca’da konaklama, yemek ve yapılacak şeylerin çok daha uygun fiyatlı olduğunu göreceksiniz.

“Yüksek sezon” teknik olarak hava ve yaz seyahatleri nedeniyle Mayıs’tan Kasım’a kadardır, ancak fiyatların önemli ölçüde dalgalandığını görmezsiniz. Ocak’tan Nisan’a kadar kuru sezon ve aynı zamanda Puerto Escondido’nun en uykulu olduğu zamandır. Bu, dip fiyatları yakalamanın zamanıdır.

Koh Lanta, Tayland

Koh Lanta, Tayland

Tayland’da güzel adalardan eksiklik yoktur, ancak daha fazla insan onları keşfettikçe fiyatlar artma eğilimindedir. Krabi’deki en iyi adalardan biri olan Koh Lanta, Tayland’daki en uygun fiyatlı adalardan biri olmaya devam ediyor.

Koh Lanta, uzun ve güzel plajları ve Asya’nın her yerinden Avrupa’ya ve ötesine kadar onlarca yıldır kıyılarına inen kültürlerin karışımıyla bilinir. Ayrıca, özellikle Ko Haa ve His Dang gibi noktalarda dalış için popüler bir noktadır.

Tahmin edilemeyen ve yağmurlu sezonda (Nisan-Temmuz) giderseniz, bu mükemmel plajların çoğunun tamamen size ait olduğunu göreceksiniz.

Güzel plajların yanı sıra, Koh Lanta’ya gelen ziyaretçiler gecelik 100 dolardan daha düşük fiyata, hatta bazen bundan çok daha ucuza konaklama imkânı bulabilirler.

Gili Adaları, Endonezya

Gili Adaları, Endonezya

Bali, Endonezya’daki en popüler seyahat noktası olabilir, ancak Gili Adaları’nı ziyaret etme fırsatınız varsa, hayal kırıklığına uğramayacaksınız. Bu küçük kumluk tarzı adalar zinciri, Lombok kıyılarında yer alır ve dünyanın herhangi bir yerinde ziyaret edebileceğiniz en uygun fiyatlı tropikal adalar arasındadır.

Gilis’teki oteller inanılmaz derecede ucuzdur, otel odaları gecelik ortalama 20 dolardır. Airbnb de son derece ucuz olabilir, gecelik 30 ila 140 dolar arasında değişir. Yemek de inanılmaz derecede uygundur, lüks bir deniz ürünleri yemeği yaklaşık 10 dolara mal olur. Elbette, isterseniz her zaman daha fazla harcayabilirsiniz. Seyahat tarzınıza bağlı olarak, günde en az 30 dolarla idare edebilir veya 300 dolara kadar ödeyebilirsiniz.

Gili Adaları’ndaki yoğun sezonlar Temmuz-Ağustos ve Aralık-Ocak ayları arasındadır. Muson sezonu Kasım ayında başlar ve Nisan ayına kadar sürer. Daha az insan ve kuru hava istiyorsanız, Eylül-Kasım ayları gitmek için ideal zaman olacaktır.

Mısır Adaları, Nikaragua

Mısır Adaları, Nikaragua

Ucuz bir tropikal tatil için Nikaragua ülkesini henüz düşünmediyseniz, Corn Adaları’na göz atmak isteyebilirsiniz. Nikaragua, Granada, Leon ve San Juan del Sur gibi turistik noktalarıyla bilinen Orta Amerika’nın en büyük ülkesidir. Ancak Nikaragua’da biraz alışılmışın dışına çıkmak, Corn Adaları gibi Orta Amerika’da bulabileceğiniz en iyi ucuz kaçamaklardan bazılarını yapmanıza yol açabilir.

Mısır Adaları, Nikaragua Karayip kıyılarından 43 mil uzaklıkta bulunan bir takımadanın parçasıdır. Bu uzak adalar, gezginlere uygun fiyatlı konaklama, yemek seçenekleri ve aktivitelerle resim gibi mükemmel bir tropikal cennet ortamı sunacaktır.

Zanzibar, Tanzanya

Zanzibar, Tanzanya

Tanzanya lüks bir safari için bir yerden çok daha fazlasıdır. Aslında, Tanzanya kıyıları dünyanın en güzel tropikal destinasyonları arasındadır. Özellikle Zanzibar, özellikle bütçesi kısıtlı gezginler için Afrika’nın o pastoral tropikal plaj cennetini deneyimlemek için en iyi yerlerden biridir. Zanzibar aslında Unguja, Pemba ve Mafia olmak üzere üç ana adadan oluşan bir takımadadır. Zanzibar’da dolaşmak, bol miktarda taksi veya minibüs ile kolaydır. Konaklama da inanılmaz derecede uygun fiyatlıdır, Zanzibar lüks bir balayı destinasyonu olarak ün yapmış olsa da. Stone Town sırt çantalı gezginlere uygundur. Tanzanya cennetini ziyaret etmek için en iyi zaman Haziran’dan Ekim’e kadar olan dönemdir, ayrıca Ocak ve Şubat aylarıdır. Diğer mevsimler daha yağışlı ve nemli olma eğilimindedir.

Saygının ve düzenin şehri Tokyo

Dünyanın en büyük şehirleri söz konusu olduğunda, Tokyo’dan daha iyisini bulamazsınız. Derin gelenek ve hızlı tempolu, modern enerjinin bir araya geldiği Japonya’nın başkenti Tokyo, Asya’da ziyaret edilebilecek en iyi yerlerden biridir. İmparatorluk Sarayı’na ve Hükümet ve Parlamento’nun merkezinin yanı sıra lüks otellere, Michelin yıldızlı restoranlara ve harika alışveriş olanaklarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu saygının ve düzenin şehrini gelin birlikte gezelim.

Hazırlayan: Ferhat Kaan Şahin

Tokyo’nun Asakusa semtindeki Sensō-ji Tapınağı

Altyapısı ve tasarımı bakımından dünyanın en modern şehirlerinden biri olan Tokyo büyük ölçüde 1923 depremi ve II. Dünya Savaşı’nın yıkımı nedeniyle aynı zamanda dünyanın yaşamak için en pahalı şehri unvanını da elinde tutuyor. Neyse ki, mükemmel demir yolu ve metro ağları sayesinde dolaşması en kolay şehirlerden biri.

İmparator Meiji ve eşi İmparatoriçe Shōken’e adanan görkemli Meiji Tapınağı’nın (Meiji Jingū) inşası 1915’te başladı ve 1926’da tamamlandı. Orijinal yapı II. Dünya Savaşı sırasında yıkılmış olsa da 1958’de yeniden inşa edildi ve Tokyo’nun en önemli dini mekanlarından biri olmaya devam ediyor.

Japonya’nın her yerinde bulunan türleri temsil eden yaklaşık 120.000 ağaca ev sahipliği yapan 175 dönümlük yaprak dökmeyen bir ormanla çevrili olan tapınağın öne çıkan yerleri arasında kraliyet hazinelerinin bulunduğu müzesiyle İç Mahalle (Naien) ve Dış Mahalle (Gaien) yer alıyor.

Tokyo

Shinjuku Gyoen Ulusal Bahçesini keşfedin

Shinjuku Gyoen Ulusal Bahçesi’ni ziyaret ettiğinizde Tokyo’nun en tarihi arazilerinden birinde yürüyün.

Bahçe, üç tür geleneksel bahçeyi bir araya getirdiği için en iyilerden biri olarak kabul edilir: Fransız Resmi, İngiliz Peyzaj ve Japon Geleneksel. Ayrıca, bahçede yaklaşık 1.500 kiraz ağacı bulunduğu için Tokyo’daki kiraz çiçeklerini izlemek için en iyi noktalardan biridir. Ayrıca Himalaya sedirleri, selvi ve lale ağaçları da bulacaksınız. Bahçe, yaprakların kızıl ve altın rengine dönmeye başladığı sonbaharda çok popülerdir. Bahçenin diğer özellikleri arasında bir sera, güzel göletler ve çeşitli pavyonlar yer almaktadır.

Ueno Parkı ve Ueno Hayvanat Bahçesi'nde Doğanın Tadını Çıkarın

Ueno Parkı ve Ueno Hayvanat Bahçesi’nde Doğanın Tadını Çıkarın

Yoğun Tokyo’nun kalbindeki cennet benzeri bir yeşil vaha olan Ueno Park (Ueno Kōen), şehrin en büyük yeşil alanı ve en popüler turistik mekanlarından biridir. Park, güzel arazisine ek olarak keşfedilecek çok sayıda tapınak ve müzeye de ev sahipliği yapmaktadır.

Hoş çakıl yollarıyla kesişen bu 212 dönümlük park, sazlıklarla çevrili Shinobazu göletinde küçük bir tekne gezisi, Bentendo Tapınağı’nın bulunduğu küçük bir adanın etrafından dolaşma gibi önemli noktalara sahiptir. Ayrıca 256 bronz ve taş feneriyle 17. yüzyıldan kalma Toshogu Tapınağı’nı (Nikkō Tōshō-gū) ziyaret ettiğinizden emin olun.

Buradaki bir diğer önemli nokta ise Ueno Hayvanat Bahçesi’dir (Onshi Ueno Dōbutsuen). 1882’de açılan, Japonya’nın en eski hayvanat bahçesidir ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin hediye ettiği pandalarla ünlüdür.

Tokyo

 Sensō-ji Tapınağı’nı ziyaret edin

Tokyo’nun Asakusa semtinde, şehrin en ünlü tapınağı olan zarif Sensō-ji Tapınağı (Kinryū-zan Sensō-ji), maskeler, oymalar, abanoz ve ağaçtan yapılmış taraklar, oyuncaklar, kimonolar, kumaşlar ve değerli kağıt ürünleri satan satıcılara ev sahipliği yapan uzun bir sokak pazarının sonunda yer almaktadır.

Şefkatin Budist tanrıçası Kannon’a adanan tapınak, MS 645 yılında kurulmuş ve birçok kez yeniden inşa edilmesine rağmen orijinal görünümünü korumuştur.

Ziyaretin öne çıkan noktaları arasında, üzerinde “Gök Gürültüsü Kapısı” yazısı bulunan 3,3 metre yüksekliğindeki kırmızı kağıt feneriyle Kaminari-mon Kapısı’nı ve hastalıkları uzaklaştırdığına inanılan ünlü ve çok sevilen Tütsü Küveti’ni görmek yer alıyor.

Tokyo'

Ginza Bölgesinde Yorulana Kadar Alışveriş Yapın

Ginza, Tokyo’nun en yoğun alışveriş bölgesidir ve New York’taki Times Meydanı kadar simgeseldir ve çok daha eskidir. Aslında yüzyıllardır ülkenin ticari merkezi olmuştur ve Japonya’nın büyük şehirlerini birbirine bağlayan beş antik yolun kesiştiği yerdir. Seçkin mağazalar ve görkemli saray dükkanlarıyla çevrili Ginza bölgesi, sadece dolaşmak için de eğlencelidir veya. Daha da iyisi, dünyanın hızla geçmesini izlerken çok sayıdaki çay ve kahve dükkanından veya restoranından birinde oturun.

Hafta sonları, her şey açık olduğunda, trafiğin yasak olduğu ve dünyanın en büyük yaya bölgelerinden biri haline geldiği için alışveriş tutkunlarının cennetidir. Akşam olduğunda, birçok binadaki devasa reklam panelleri Ginza’yı parlak neon ışıklarıyla yıkar.

Tokyo'

Tokyo Skytree’den Manzarayı Görün

Tokyo Skytree’yi kaçırmak zor. 634 metre yüksekliğindeki bu iletişim ve gözlem kulesi, Minato’nun Sumida semtinden devasa bir roket gemisi gibi yükseliyor.

Ülkenin en yüksek yapısı (ve dünyanın en yüksek serbest duran kulesi) olan Tokyo Skytree, 2012 yılında açıldı ve restoranından ve gözlem güvertelerinden sunduğu inanılmaz panoramik manzaralar sayesinde kısa sürede şehrin en çok ziyaret edilen turistik mekanlarından biri haline geldi.

Tokyo Ulusal Müzesi’nde gezinin

Tokyo Ulusal Müzesi, 100’den fazla ulusal hazine de dahil olmak üzere, Japon, Çin ve Hint sanatına ait 100.000’den fazla önemli esere ev sahipliği yapıyor.

1938 yılında açılan ve yaygın adıyla TNM olarak bilinen müzede, 6. yüzyıldan günümüze kadar uzanan Japonya ve Çin’e ait çok sayıda Budist heykelinin yanı sıra eski tekstil ürünleri, tarihi silahlar ve askeri teçhizatlardan oluşan güzel koleksiyonlar yer alıyor.

Ayrıca tarihi Japon kıyafetleri ve Asya seramikleri ve çanak çömleklerinden oluşan geniş koleksiyonları da dikkat çekicidir. Önemli sanat eserleri arasında 7. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar Japon resimleri yer alır ve müzenin çeşitli yüzyıllara ait lake işçiliğinin Japon ve Çin şaheserlerinden oluşan seçkin koleksiyonları da mutlaka görülmelidir. Bunlar arasında lake oyma, altın lake ve sedefli lake örnekleri yer alır. Ayrıca birçok güzel hat sanatı örneği de vardır.

İmparatorluk Sarayı’nı gezin

Tokyo’nun Marunouchi bölgesinin başlıca cazibesi, duvarlar ve hendeklerle çevrili güzel 17. yüzyıl parklarıyla İmparatorluk Sarayı’dır. İmparatorluk ailesi tarafından hala kullanılan İmparatorluk Sarayı, 1457’de Feodal Lord Ota Dokan’ın ilk kaleyi inşa ettiği yerde durmaktadır ve Tokyo şehrinin (veya o zamanki adıyla Edo’nun) kademeli olarak yayıldığı odak noktasıdır.

Saray kadar ünlü olan Nijubashi Köprüsü, adını sudaki yansımasından alan bir yapıdır. Diğer dikkat çekici özellikler arasında sarayı ve kapılarını çevreleyen iki metre kalınlığındaki duvar bulunur, bunlardan biri Doğu Higashi-Gyoen Bahçesi’ne açılır.

Miraikan ve Edo-Tokyo Müzelerini ziyaret edin

Tokyo’nun en yeni müzelerinden biri olan etkileyici Ulusal Yükselen Bilim ve Yenilik Müzesi (Nippon Kagaku Mirai-kan) genellikle sadece Miraikan olarak anılır. Japonya’nın teknoloji alanındaki lider rolüne büyüleyici bir bakış sunuyor.

Japonya Bilim ve Teknoloji Ajansı tarafından yaratılan bu ultra modern, özel olarak inşa edilmiş tesis, depremlerden hava koşullarına, yenilenebilir enerjiden robotiğe kadar her şeyi ele alan birçok uygulamalı etkileşimli sergiyi içerir. Öne çıkanlar arasında Maglev treninin muhteşem bir modeli gibi modern ulaşımla ilgili bir dizi sergi ve bir robotik sergisi yer alır.

Ulusal Doğa ve Bilim Müzesi'ne uğrayın

Ulusal Doğa ve Bilim Müzesi’ne uğrayın

Tokyo’nun Ueno Parkı’nda bulunan muhteşem Ulusal Doğa ve Bilim Müzesi 1871 yılında açılmış olup ülkenin en eski müzelerinden biridir.

Tamamen yenilenip modernize edilen müze, aynı zamanda ülkenin en yoğun ve en büyük müzelerinden biri olarak biliniyor; doğa tarihi ve bilimle ilgili yaklaşık 250.000 materyalin yer aldığı geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.

Bunlar arasında uzay geliştirme, nükleer enerji ve ulaşım üzerine birçok büyüleyici etkileşimli gösteri yer alır ve her biri ziyaretçilere en son bilimsel ve teknolojik gelişmelere dair benzersiz bir bakış açısı sunar.

Avrupa’nın en ilgi çeken ülkesi “Polonya”

Avrupa’nın en ilgi çeken ülkesi “Polonya”

Hazırlayan: Ferhat Kaan Şahin

Polonya’da ziyaret edilecek en iyi yerler sizi neredeyse bin yıllık bir tarihe götürebilir, sizi çarpıcı orta çağ mimarisine, İkinci Dünya Savaşı kalıntılarına ve yıkımına ve ülkenin her köşesindeki kalelere ve saraylara sürükleyebilir. Aynı zamanda ilk UNESCO Dünya Mirası Alanlarından ikisine de ev sahipliği yapmaktadır: Krakow’un tarihi merkezi ile Wieliczka ve Bochnia Tuz Madenleri.

Ancak bu antik ülke aynı zamanda geniş milli parklara, dağlara ve göllere de ev sahipliği yapıyor ve keşfedilmeyi bekleyen bakir doğayı kesen sonsuz gibi görünen patikalara sahip.

Krakow

Krakow

Krakow’daki Wawel Kalesi

Polonya’nın en eski şehirlerinden biri olan Krakow, 7. yüzyılda zaten yerleşim görüyordu. Şehir, İkinci Dünya Savaşı’nda diğer Polonya şehirlerinin uğradığı yıkımın çoğundan kurtulduğu için, Krakow’un Eski Şehir Merkezi hala büyüleyici ortaçağ mimarisini koruyor. Bölgedeki Wawel Kalesi ve Eski Yahudi Mahallesi olarak da bilinen tarihi Kazimierz bölgesi, UNESCO Dünya Mirası Alanları olarak belirlenmiştir.

Varşova

Varşova

Alacakaranlıkta Eski Şehir Varşova

Polonya’nın başkenti İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra harabeye dönmüştü; binalarının neredeyse yüzde 85’i Nazi güçleri tarafından küle çevrilmiş ya da sistematik olarak yerle bir edilmişti. Savaş biter bitmez şehir, tarihi merkezini orijinal planlar kullanarak yeniden inşa etmek için büyük bir çabaya girişti. Sonuç olarak bugün gördüğünüz Barok ve Rönesans tüccar evleri orijinallerinin mükemmel kopyalarıdır.

Tatra Dağları

Tatra Dağları

Tatra Dağları’ndaki Gasienicowa Vadisi’nden geçen yol

Tatra Dağları ve Milli Park, Slovakya ile Polonya arasında doğal bir sınır oluşturuyor. Sıradağların çoğu Slovakya’ya düşse de ülkeler arasında kolayca yürüyüş yapabilirsiniz. Parkın Polonya tarafında 270 kilometreden fazla yürüyüş parkuru bulunmaktadır.

Wroclaw

Wroclaw

Wroclaw’daki Ana Pazar Meydanı’nın havadan görünümü

Wroclaw şehri her zaman Polonya’ya ait değildi. Yüzyıllar boyunca Bohemya Krallığı’ndan Prusya’ya ve Almanya’ya kadar her şeye aitti. Wroclaw, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin Avrupa’daki bazı sınır çizgilerini değiştirmesinin ardından 1945’ten bu yana resmi olarak Polonya’nın bir parçası oldu.

Wroclaw’ın en eski bölgesi , St. Elizabeth Kilisesi ve Eski Belediye Binası’nın da bulunduğu 13. yüzyıldan kalma Ana Pazar Meydanı’dır . Avrupa’nın en büyük pazar meydanlarından biridir. Sadece birkaç adım ötede, çarpıcı bir apartman binasında Polonya geleneklerine adanmış multimedya sergilerinin sergilendiği görebilirsiniz.

Bialowieza Orman Koruma Alanı

Bialowieza Orman Koruma Alanı

Bialowieza Orman Rezervindeki Bizon

Bir zamanlar kıtanın çoğunu kaplayan ilkel ormandan Avrupa’nın kalan en büyük bölümü olan Bialowieza Orman Koruma Alanı, UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak ilan edilmeyi kesinlikle hak etmiştir. Orman, Polonya ile Beyaz Rusya arasındaki sınırda yer alıyor. Yürüyüşçüler için bir sınır kapısı aslında ormanın içinde yer alıyor ve 1.400 kilometrekareden fazla bir alanı kapsıyor.

Bieszczady Dağları

Bieszczady Dağları

Bieszczady Dağları’nda sonbahar

Sonbaharda Polonya’da ziyaret edilecek en iyi yerlerden biri, Ukrayna ve Slovakya’ya kadar uzanan devasa bir dağ sırası olan Bieszczady Dağları’dır. Yalnızca Karpat bölgesinde görülen polonynaları (bir tür dağ çayırı) nedeniyle benzersizdirler. Vadiler ve çayırlar çok dik olmak yerine yumuşak bir şekilde yukarı ve aşağı eğimli olduğundan yürüyüş için mükemmel bir destinasyondur . Buradaki yeşillik sonbaharda kırmızı, turuncu ve sarılardan oluşan bir senfoniye dönüşüyor.

Ojcow

Ojcow

Ojcow Ulusal Parkı

Krakow’un sadece 26 kilometre kuzeyindeki küçük Ojcow köyü, Ojcow Milli Parkı’nın kapısıdır. Yalnızca 21,46 kilometrekarelik alanıyla Polonya’nın en küçük milli parkı olan Ojcow, yoğun ormanlarla kaplıdır ve yüksek kireçtaşı kayalıklarına, 400’den fazla mağaraya ve iki nehir vadisine ev sahipliği yapar. Parkta 500’den fazla kelebek türü yaşıyor; ilkbahar ve yaz aylarında patikaları ve çiçekli vadileri kaplıyorlar ve görülmeye değer bir manzara oluşturuyorlar.

Gdansk

Gdansk

Motlawa Nehri’ne yansıyan Eski Şehir Gdansk

Baltık Denizi’ndeki bir körfezin hemen üzerinde yer alan antik Gdansk şehri, Polonya’nın ana limanına ev sahipliği yapıyor. Şehrin Kraliyet Yolu veya Kraliyet Yolu olarak bilinen eski kısmının büyük bir kısmı 17. yüzyıla kadar uzanmaktadır ve çok güzel bir şekilde korunmuştur. Buradaki ana yapılardan bazıları Şehir Kapıları, Hapishane Kulesi ve bir dizi tüccar evidir.

Gdansk aynı zamanda dünyanın en büyük tuğla kilisesi St. Mary’s’in yanı sıra 700 yıllık yıldız şeklindeki Wisloujscie Kalesi ve 28 metre yüksekliğindeki Gdansk Nowy Limanı Deniz Feneri’ne de ev sahipliği yapıyor.

Zalipie Köyü

Zalipie Köyü

Zalipie Köyü’ndeki boyalı bina

Küçük Zalipie köyü, bölgedeki hemen hemen her binayı süsleyen halk çiçek resimleriyle tanınır. Bu gelenek, yüz yıldan fazla bir süre önce, yerel kadınların kirli yüzeyleri renkli tasarımlarla kaplamak için toz boya ve süt karışımını kullanmasıyla başladı.

Bugün hemen hemen her kulübe, ahır, çit ve hatta Aziz Joseph Kilisesi bu şekilde boyanmıştır; duvarlar ve mobilyalar da dahil olmak üzere pek çok kapalı alan da aynı şekilde boyanmıştır.

Pek çok dekore edilmiş bina arasında Kadın Ressamların Evi belki de en çarpıcı olanıdır. Köyün kültür merkezi olarak kabul edilir ve bir halk müzesine ev sahipliği yapar.

Torun

Torun

Torun’un havadan görünümü

Polonya’nın en eski şehirlerinden biri olan Torun’un tarihi 7. yüzyıla kadar uzanmaktadır (her ne kadar arkeologlar ilk yerleşimin M.Ö. 1100 yılında kurulmuş olabileceğine inansa da). Torun, İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanmadığı veya tahrip edilmediği için, şehrin Orta Çağ’dan kalma Merkez Pazaryeri ve içindeki çok sayıda Gotik ev ve ahşap kirişli 16. yüzyıl binaları hala ayaktadır.

Bu evlerden biri astronom Nicolaus Copernicus’un doğum yeri olup bilim adamının hayatı ve çalışmalarını konu alan bir müzeye dönüştürülmüştür.

Boğaların Koşusu

Boğaların Koşusu

Pamplona, ​​İspanya 6 – 14 Temmuz

Her yıl düzenlenen Boğa Koşusu, İspanya’nın Pamplona kentinde yüzyıllardır düzenlenen ve bugün hala kutlanan geleneksel bir etkinliktir. Etkinlik her yıl 6-14 Temmuz tarihleri ​​arasında gerçekleşir.

Sadece İspanya’da değil, dünyanın birçok yerinde kutlanan San Fermin adlı festivalin bir parçasıdır . Festival, 1900’lerin başında İspanya’nın Pamplona kentinde insanların boğalarla kasabada koşmasıyla başladı.

Bugün etkinlik, genellikle geleneksel kıyafetler giyerek ve boğaların boynuzlarına bağlanmış kırmızı eşarplarla koşarak sokaklarda boğaları kovalayan insanlardan oluşuyor. Bugün San Fermin’de yapılan boğa koşuları artık eskisi kadar tehlikeli değil.

Reggae Sumfest

Reggae Sumfest

Montego Körfezi, Jamaika 14 – 20 Temmuz

Reggae festivali Reggae Sumfest , her yıl yaz aylarında,  temmuz ayının ortasında, Jamaika’nın Montego Körfezi’nde düzenlenir . Bu sadece Jamaika’nın en büyük müzik festivali değil, aynı zamanda dünyanın en büyük reggae festivallerinden biridir.

Reggae Sumfest ilk kez 1993 yılında düzenlendi ve aralarında Jimmy Cliff, Damian Marley, Ziggy Marley, Stephen Marley ve Toots & The Maytals’ın da bulunduğu dünyanın en iyi reggae sanatçılarından bazılarına ev sahipliği yaptı.

Festivalde her gece canlı performanslar yer alıyor ve Colorfest Plaj Partisi, Serbest Sokak Dansı ve Partisi, All White Partisi ve Blitz Partisi gibi ek partiler de yer alıyor.